Tüyleri diken diken eden,vücutta takat bırakmayan,sonrasında bitmez bir baş ağrısına sebep olan,günün 8640000 milisaniyesine sığan,öyle insanın içine işleyen bir türküdür işte.
yüreği selam dolu turnanın yolu yakın ama kanadı kırık,önemi yok turnanın yarasının,zaten mardin de selama tok.
kimisi ermeni ezgisi, kimisi mardin türküsü diyor. az önce onuncuya dinledikten sonra karar verdim ki bu ezgi / türkü benim. öyle ucuz halkçı söylemi değil bu iç geçirme boşuna, gerçekten benim. 22 yıl sonra gidip gördüğüm baba memleketimde yanyana yatıyordu adını bile bilmediğim bir ermeni'yle dedem. belki de o adam/kadın yazmıştı bu türküyü? ya da dedem yazmıştı kim bilir? dedim ya; benim bu türkü. ben yazmadım, ben söylüyorum...
mardin türküsüdür. Ermenicesi de mevcuttur.
insanın içini eriten türkülerdendir.
uzakta birisi varsa sizin için özel. bazen iyi, bazen kötü olduğun. bir türlü kavuşamadığın. gidemediğin, ancak gitmek istediğin yollardan gitmekte olan kuşlar olur. selamına ortak olsun istersin, selam söylersin onlarla, sevdiğine.
öyle işte. insanı farklı bir ruh haline sokan güzel bir türküdür.
Güzel türkü. Ama mardingüvercin vilayetidir. Biraz uçurtma, biraz taş, biraz tarih, biraz güvercin ve çokça şiir bir şehirdir. Turnalar denize kıyısı olmayan kentleri sevmezler. Hem gitseler, kızıltepe yahut nusaybin kırsalında vurururlar.