her hanımın tv programlarında verdiği yemek tarifi gibi değildir mevzu.... ümit usta gibi bir şey olmak lazım, bu arada yaptığından da tatmalısın özelleştirmede, hani bal tutan parmağını yalar misali;
evvela, taşaklı bir adam bulunur, kasımpaşa yöresinden olanı makbuldür. şöyle elinde minareden kılıcı olan, kubbeden miğfer sahibi... az da mazlum edebiyatı yaparsın iki dişi medrese i yusufiye 'ye sokarsın ki, güzel insanım mazlumu sever her zaman düsturundan hareketle...
sonra bu adamı isimsiz bir oluşumun başına dikersin, ama burada hassas olmalı, bir fidan misali sulamalı gübrelemeli ki sonra kurumasın...memleketin bir önceki döneminden kalma din kisvesi adı altında az da abdestli namazlı, sırça köşkten çıkma hocadan eğitim alması şarttır...
sonra bu vatandaşı önce siyasete ısındırırsınız, işte şöyle taşaklı bir belediyeye getirirsiniz, sonra kadrolaşmaya da başlarsınız... ki bu yeni kadrolar bir dönem sonra hortumcu başı ve devlet kurumlarının özelleştirilmesinden sorumlu satıcı -argoda- pezevenk- olacaklardır.
bir süre sonra bu vatandaş kişisini, abd ye yollarsınız, orada lobilere konuşturur ve kendi rüştünü ispatı beklersiniz. kısa sürede göze girecektir zaten, az sermaye az da medya gazıyla türkiye'nin yeni pırıl pırıl badem bıyığını kondurursunuz manşetlere... köhne zihniyetten bıkan halkın gözüne sokrasınız bu kişiyi sonradan halkın kıçına girmesi dileğiyle...
işte seçim filan feşmekân olur, memleketimin saf ve mazlum sever insanı, ertesi sabah karşısında kanını kendi oylarıyla bitlendirdiği kişiyi görür, gözaltı torbalarıyla... uzun boylu- ense kulak yerinde er kişi hafif zayıf görünmektedir...merak etmeyin ileride bal tuta tuta yalayacağı parmaktan alacağı kaloriler onu da göbeklendirecektir, endişeye mahal yoktur.
yavaş yavaş medya da anlayacaktır başına geleni kesilen destekleme hortumlarından amma velâkin giren girmiştir, bekâret gitmiştir bir kere...olmaz alışmadık götte don durmaz misali, enseye tokat göte parmak ilişkiler mecburiyetten iyi bir seyirle devam ettirilecektir.
sonra bir başka satıcı , boy gösterecektir ekranlarda...babamın malı olsa satarım, pijamayla olsa karşılarım alıcıyı, diyen...dönor gibim birşey, böyle 160 cm boyunda verdikçe veren... sami ofer'e de kaktırır malı haraç mezat bu er kişi, önceden yahudi olan, lanetli olan sami ofer ya hak din islamı bulmuştur ya da ortada cidden bir kaypaklık vardır...halkım sami ofer'in müslüman olduğuna inanır da kaypaklığa inanmaz, zemin kaygan lakin devletin malı boldur, yemeyen domuzdur işte...
seka,tüpraş, seydişehir alüminyum, telekom filan demez uçar hepsi iki yıllık ciroları fiyatına...hem de israil'e, abd'ye , ingiltere'ye fransa'ya...yanlış anlamayın sakın ha...onlar da müslüman oldu ...bundandır pezevenklik, pardon satış elemanlığı...
bu arada tavukçuluğa el atılır, kuş gribi filan çıkar meydana...kötü hastalıktır ama allah'tan tam zamanında çıkmıştır pastorize unakıtan yumurtaları da maazallah terk-i diyar etmemize ramak kalmıştı...unutma ey memleketimin insanı, hayatını kurtardılar senin...grip olacaktın, sonra ısırdığın horozlara da bulaştıracaktın mikrobunu...allah unakıtan'a zeval vermesin...
tren kazaları olurdu bir dönem...tam da alman firmalarının bu işe el attığı sırada...bizim almanyadan getirttiğimiz trenler raylarda süzülürken, tevafukun böylesi ki; almanya ab yolunda bizi sırtına almış eşşek gibi koşturmaktaydı...heyyttt beah....savulun bre kafirler....
bu arada özelleştirmelerden gelen paralar da boşa gitmemekte, dış borçların anaparasını ödemek yerine faizlere gitmekteydi...doğru ya anapara ödense faiz yükü nasıl artardı...
şekere kota geldi bir dönem sonra, sebep? bilmiyorum ama; şeker fabrikaları o sırada üretim sıkıntısına girmişti...hani şu fransızlara satılan şeker fabrikaları birden üretememeye başladılar...tam da fransanın elinde tüketim fazlası glikoz olduğu dönemde...
şimdi seçim geliyor , vatan işgal altında mı bileme lakin, bir şeylerin, birilerinin ya üstümüzde ya arkamızda olduğu belli...ya karar verecez ya götü verecez...ya kaçacaz kurtulacaz ya da kendimize çelikten donlar alacaz...
önemsiz genel kültür notu: ampul patlamalarında fazlaca cam kırığı yayılır etrafa aman dikkat diyeyim...
Tekel'in alkollü içecekler bölümü; vergisi, binaları, deposundaki stoğu, pazar payı (hava parası) dahil 292 milyon dolar'a mey içkiye satıldı. mey içki sadece yeni rakı'nın şişesini değiştirdi, en ufak bir yatırım yapmadı ve texas pasific group'a 900 milyon dolar'a satıldı. şimdi ben vatandaş olarak soruyorum, başta da hani şu akp'ye toz kondurmayan yazarlara, 2 yıl içinde yatırım yapılmamış özelleştirilmiş bir şirketin %90'ını, verilenin 3 katından fazla bir paraya satıldığını başka bir ülkede gördünüz mü? fas'ın tekel'i (fas bize göre çok daha geri bir ülke) %80 pazar payına sahipken 1.5 milyar dolara özelleştirilirken, bu zarar eden tekel nasıl oluyor da 292 milyon dolara satılıyor, mey içki yönetimi nasıl oluyor da 2 yıl içinde muazzam derecede kara geçirip 3 katına satıyorlar? pazarlamayı pek bir beceren, ticaret erbabı pek saygı değer başbakanımız tekel'i kara geçirmeyi becerememiş mi? tabi beceremez çünkü alkol var günah... kendisi alkolle alakalı bir şeyden anlamaz.
dünyanın hiçbir ülkesinde haberleşme tekelinin (türk telekom) %51'inin yabancı bir firmaya satışı görülmemiştir. özelleştirmede dünya şampiyonu olan ingiltere'de bile ingiliz telekomu halka arz edilerek özelleştirilmiştir, çünkü haberleşme çok stratejik bir teknolojidir. sizin emniyet birimleriniz, ordunuz iletişimi bu platform üzerinden sağlar. ve satılan firma oger hariri'nin firması... yani israil ve abd ile kanka olan, babasının suikasti mossad'ın bir oyunu olan, yani gayri meşru bir şirkete satılıyor. telekom'un özelleştirmesine rp milletvekili iken karşı çıkan (tansu çiller %25'ini 20 milyar dolar'a satacaktı) bugünün akp milletvekilleri her ne hikmetse satışa seslerini çıkarmamışlardır. hatta salih kapusuz beyefendi, "o dönem öyle demek zorundaydık" demiştir. bu insanlar mı dürüst siyaset yapanlar?
yeni kamu yönetimi anlayışına göre, toplam kalite yönetimi anlayışına göre, özelleştirmeleri savunan bir insanım, ama bu şekilde peşkeş çekilerek değil. 3-30 paraya satılarak değil, satılması gerekenler satılmalı. devlet şeker üretmemeli, devlet sigara üretmemeli, devlet içki üretmemeli, özelleştirilmeli ama rayici belirlenerek satılmalı. ederi 5 milyar dolarken, "en yüksek 292 verildi verelim gitsin" mantığı ile değil. elimizde 2 tane tüpraş yok, elimizde 2 tane telekom yok, ki; bunlar stratejik kurumlar...
en iyisi hükümet kendisini de özelleştirsin... ederi 5 para etmez en azından ondan kara geçilebilir.