megersem ucuzmus. bir kere kendi cebi dolu oldugu icin, herkesin ickilere rahatlikla ulastigini sananlar var.
birayi satin almak var bir de. boyle masum masum abi ne alsak ki diyerek bakarsiniz biralara, oralardan bir kac onaylamayan bakis, bir kac cik cik sesi... supermerketten falan aliyorsa birey, birali alisveris sepetleriyle gezemez rahat rahat. gunduzse hele, sormayin hic... gunduz icilir mi, bu yeni nesil de pek avanak, yok soyle yok boyle.
odemek icin siraya girmek baska iskence... sira da insan olmamasini umarak ilerleme... ve evet en az on kisilik bir sira... yine ters bakislar, yine onaylamayan sesler... kasiyerden ters bir bakis.. gelse o bakis bir an once keske.. gelse de gitsem... ama yok... alisveris sepetinde bira var ya, ucuncu sinif insan artik o, onu ittirerek one gecmeye calisirlar...
marketin guvenlik gorevlilerinin gozu asinaysa, pek bir bakarlar dik dik...
neyse ki torbalardan belli olmaz pek. rahatca eve goturulur biralar.
mahalle bakkali baska bir durum. surekli gittiginiz kucuk isletme. adam nerdeyse satmayacak. sigara satarken iyi fakat...
bir de siyah torba var, ickilerin konuldugu. o siyah torba var ya fislemenin onde gideni. bak iste bu aksam bira icecek bu avanak... sokaktaki herkesden ciklamalar... bazen bu duruma dusen baskasi cikar, bir bakisiyla umit verir. dayan dostum... dayan...
türkiye'de bira içenlerin genelde her türlü bokluğa imza atmalarından ileri gelen zorluklardır; islam'ı yanlış yorumlayan, bira içmek haram diye bira içene gavat gözüyle bakanların varlığı da önemli etkendir tabi.
ama eminim almanya müslüman olsaydı bira içenlere o gözle bakılmazdı. türk milleti içmeyi bilmiyor; bira alana da içene de kaka gözüyle bakılması çok doğal, evinde uslu uslu içecek insanı alnından tanıyamıyoruz maalesef ki.
aman elalem ne der diyen bünyenin sarfettiği cümledir.herkes kendinden sorumludur. ben bira içiyorsam kendime içiyorum kimseye laf soylemek düşmez.
gerektiğinde su cümleler kullanılmalıdır.
hiçbir zorluğu yoktur, kendi adıma istediğim zaman alır bir tane istediğim bank yada kaldırıma oturur içerim, kimsenin de ters bir hareket yaptığını görmedim, asıl zor olan araba kullanırken bira içmektir, ani hareketlerde üzerinize dökülür, sıcaklarda bacak arasında çabuk ısınır.
tamamen hayal ürünü olan sanrılardır. bira artık ülkemizde herhangi bir içecekten alımında ya da satımında çok da farklı olmayan bir nevi meşrubattır. satın almak zor olduğu için herhalde son yılda yaklaşık 845 milyon litre bira tüketilmiş ülkemizde.
bugüne kadar hiç farkına varmadığım, başıma gelmeyen durum. bakana ne bakıyosun, laf edene sanane lan der giderim ama olmadı valla bugüne kadar. yaşanılan semtlede biraz alakası olan durum.
esas zorluk disarda icince olur, ters bakislarla muhatap olursunuz, zaten her yerde icemessiniz. polis amcalar muhtemelen gelip uyarir, polis yoksa zabita gelip uyarir, o da yoksa bir halk kahramani cikabilir. mekanlarda bira anlamsiz sekilde pahalidir, 33'luk biraya 5 lira odemek normal gelir insana, fici bira'da suyu genelde fazla kacirirlar birde ustune iliksa hic cekilmez.
yanında bira, şarap vb alkollü içecek içen arkadaşlarıyla, içkiye dini inançları sebebiyle kesinlikle karşı çıkıyor olmasına rağmen hiçbir şey yokmuş gibi muhabbet eden, onlarla dostluğunü sürdürmüş biri olarak, türkiyede böyle zorlukların çok da fazla olmadığını bilmek içimi rahatlatıyor. istisnaların kaideyi bozmayacağını da belirtiyor, islam'ın bir hoşgörü dini olduğunu vurgulamak istiyorum.
tanım: çok fazla rastlanmayan zorluktur. rastlandığı yerde de had bildirmesi yapılmalıdır, birkaç islamiyet bekçiliğine soyunmuş densize gerekenler söylenmelidir. günahın tanrı ile kul arasında olduğu izah edilmelidir.
başbakanın da bazı bazı tespitte bulunduğu zorluklardır. sürekli karşı tarafı mahalle baskısına uğratacağım diye, hadi illa kadeh tokuşturalım diye anamız ağlıyor vallaha.