diriliş ve şu çılgın türkler'den sonra cumhuriyet türk mucizesi adlı yapıtıyla bir defa daha karşımıza çıkan büyük üstad.
edit: aşağıda cumhuriyet ve atatürk taciri olduğu söylenmiş. amerikan sermayesiyle din, allah ve peygamber ticareti yapan aşağılıklar herşeye meta olarak baktıkları için vatan dahil herşeyi satarlar, yetmez kendi kişiliklerini de satarlar, sonra kalkıp "ekmek kadar temiz, su gibi aydın" insanları kendi çamurlarının içine çekmek isterler. onları düşük zihniyetlerinin hain eylemleri ile başbaşa bırakıyoruz, tarih haklarında en doğrusunu nasılsa söyler.
art' de, rahmetli kanaltürk' te, kanal biz' de, "atatürk' ün sevdiği şarkılar", "atatürk' ün gezdiği tepeler", "yediği yemekler", şeklinde setleri olan pazarlama grupları vardı, gözümde öyle bir yazar işte!
bundan sonraki yeni kitabı: "nutuk' un yazılış hikayesi" gibi bir şey olur herelde, çevir çevir oku, hadi bakalım.
istanbul kitap fuarı'nda düzenlenen imza gününde bir kabin içinde ağzı maskeli, elleri eldivenli bir şekilde okuyuculara uzak durmayı seçmiş yazar.
bunun sebebi kişisel bir hastalık mı, yoksa halka karşı bir savunma mekanizması mı bilemiyoruz. hani şu çılgın türkler deyip sonra böyle bir uzaklaşma pek akla yatkın gelmiyor..
dileriz kemoterapi gibi ciddi bir hastalık sebebiyledir.
kitapları rekor üstüne rekor satan ve çılgın türkler ile bir milyon gibi devasa bir rakama ulaşan büyük usta ve yazar.
yazdığı tarih kitapları ile toplumun bilinçlenmesine, devasa tarihimizi roman tadında okumamıza olanak sağlayan büyük insan.
turgut özakman'ı küçümseyen, yazar değildir diyen, atatürk sömürüsü/isrismarı yapıyor diyen epece yarım akıllı andaval sürüsü yok değil hani.
keza aynı zihniyetler nefes filminede bok atmaklada meşguldürler.
şu sıra etrafında dönen sikindirik bi tartışma var. 7 kasımda tüyap kitap fuarında, öncesinde sözünü verdiği imza gününe katıldı; ancak katılma şekli eleştiriliyor.
bahsedilen şekil şu; bir banka veznesi tarzında kabin içerisinde ellerinde steril eldivenler ve yüzünde ameliyat maskesiyle. burdan ulaşılan sonuç da şu imiş: "halka yukarıdan bakıp onlara siz mikropsunuz demek".
turgut özakman seven bir insan değilim ancak henüz insanlıktan da çıkmadım, en azından buna eminim. bahsedilen kişi 79 yaşında ve geçtiğimiz aylarda bir akciğer ameliyatı geçirmiş. haliyle enfeksiyon riskine karşı kendisini koruması gerekli, yok derseniz ki hani çılgın türktük? e size siktir git demekten başka çaresi kalmaz adamcağızın. yani bir insanı eleştirmek için insanlıktan çıkmak ne derece güzel bilmiyorum ama ilgi çekici olduğu kesin, sonra sizin hakkınızda güzel sözler ediliyor ya işte o kısmına doyum olmuyor sanırım.
25 gün önce akciğerinin yarısı alınmasına rağmen, okurlarına verdiği sözü tutarak kitap fuarına katılan ama yine de eleştiri yağmuruna tutulmaktan kurtulamayan yazar. yok neden camın arkasındaymış, neden eldivenliymiş, neden maske takmışmış...
tarihimizi ancak ve ancak star wars tadinda, "iyilere karsi kotuler" fonunda yazilmis bir roman olarak okuyabilenlerin cok sevdikleri senarist ve 12 eylul isbirlikcisidir.
romanlarindaki genel anlatim tarzi su sekildedir: "gunun ilk isiklari anadolu'nun verimli topraklarina vurmaya baslarken, yunan topcusunun olum kusan atesi baharin ilk ciceklerini yakmaya basladi. Turk topcusunun cevabi ise ayni derecede hizli ve becerikliydi." lan sanki turk topculari bortuye bocege dikkat ediyordu hedef alirken.
neyse gene de iyidir ozakman. insanlar okusunda, varsin turgut ozakman'dan baslasinlar. yarin oburgun onlar da ellerine alirlar Mete Tuncay'in "turkiye'de tek parti yonetiminin kurulmasi" kitabi benzeri gercek ve objektif tarif kitaplarini.
edit: adami elestirdik de, "neden kitap fuarina maskeyle geldi" muhabbetine de oha dedigimi not edeyim, bu ne bicim elestiri lan?!
yeni ameliyatlı olan ve hastalanmaması için kitaplarını cam kulübeden imzalayan turgut özakman'ı eleştiren şahsiyetler, açıp rtl kanalını bir baksınlar almanlar ne yapıyor diye. benzer durumdaki bir kadın stüdyonun ortasında kimseyle teması olmamasına rağmen cam fanusta oturuyor. eğer imkanınız varsa açın bakın, çekinmeyin.
bu milletin gençleri tarafından hakkında yazılan yorumları okuyunca utanç duyduğum üstaddır.
adam bizim, yani türkiye cumhuriyeti'nin, kurtuluşunu yazıyor. bizim soyumuzu kıran birilerini filan anlatmıyor kitaplarında. bu ne öfke? bu ne hiddet? hiç mi vicdanınız yok?
atatürk'ü sevin demiyoruz. ama hiç olmazsa azıcık saygı duyun, azıcık minnet duyun. adam annenize birşey yapmadı. altı üstü babanızın kim olduğunu bilmenize yardımcı oldu. üzülmeyin bu kadar. belki ilerde babanızın, aslında bildiğiniz kişi olmadığı ortaya çıkar da mutlu olursunuz.
turgut özakmanın kitaplarını okumuş birisi olarak kendisinin en iyi kaynaklardan biri olduğunu düşünüyorum. her bir kitabının arkasında sırf 50-60 sayfa kaynakça ve ekstra bilgi veriyor. yani bir kalemde çizip atmak ayıptır.
kendisi atatürk ve cumhuriyet filmleri kadar keloğlan aramızda adlı gudik bir filmin senaristidir.
bu film ve diğer atatürk filmlerinde ve yazdığı kitaplarda kendisi bir hayal dünyasında yaşamaktadır.atatürk'ü en iyi ben anlatırım benden başkası anlatamaz anlatırsa da bu zaten atatürk ve cumhuriyet düşmanıdır,nifakçıdır diye yaftalamakta üstüne olmadığını hiç izlemediği mustafa filminde göstermiştir.
Ateş halindeki Tarih merakımı körükleyen,hayatımda tarihi tarafsız olarak vermeyi başarabilen yazarlarda varmış diye düşündüğüm elleri öpülesi muhterem bir insandır O.şu çılgın türkler,diriliş,cumhuriyet.
en çok satılan kitabın yazarıydı. ancak hanefi avcı'nın kitabının 2 haftalık satış raporlarına bakınca şu çılgın türkleri geçeceği bazı yayınevleri tarafından söylenmektedir. aha buda link: http://haber.ekolay.net/h...+gunde+milyoner+oldu.aspx
ankara üniversitesi dtcf'de dramatik yazarlık dersleri veren akademisyen, yazar. ilk eserini* 17 yaşında yazmış ve sahneletmiş tonton amca. kızdı mı tam kızar. kendiyle yetinen öğrencinin en büyük düşmanıdır. sürekli çoğalmıyorsanız gözüne gözükmeyin. yakar; siler; yok eder.
"her sağlıklı birey kendi yaşadığı ülkesinin ve devletinin kuruluşu ile iftihar eder ya da etmesi gerekir. normal olan budur. ama şu sıralar "cumhuriyet bize ne kazandırdı ki, bir çivi bile çakmadı" diyen, diyebilen tarihi bilmeyen gençlerin sözlerini internetten okuyorum. bunu diyen ya bu şekilde cehaletle eğitilmiş, yönlendirilmiştir kanımca, ya da o kişinin akıl ve ruh sağlığından şüphe ederim" diyerek takdirimi kazanmış, hislerime tercüman olmuş ve teşhisi 12'den vurarak koymuş yazardır.
türkiye'nin yetiştirdiği ender kalem, yazar, tarihçi, senarist.
hepimizin bildiği keloğlan tipini oluşturmuş, izaha gerek duyulmayan türkiye üçlemesini ortaya koyan bir kalemdir.
tüm atatürkçüler böyle olsaydı durumumuz böyle olmazdı.
