bir iddiaya göre mirsad türkcan ı arayarak "aziz bey e çok mahçubum be mirsad şu tanjevic fos çıktı" gibisinden zırvalamış basketbol federasyonu başkanı; zaten basketbol camiasının tamamına yakını kendisini fenerbahçe ajanı olmakla ve ikinci bir şekip mosturoğlu vakasına dönüşmekle suçluyorken pek hoş bir durum değil gibi.
24 Ekim 2008 tarihinde yapılacak federasyon başkanlığı seçimi öncesi yeniden başkanlık için aday olan, zamanında bogdan tanjeviç'i fenerbahçe ülker'e kakalamış fenerbahçe ajanı..!
kupa töreninde efes pilsen'e kupasını vermeyi gerekli görmemiş federasyon başkanı. ayrıca lig'in yayın haklarını digitürk'e satmıştır ki üç kuruş para için yaptığı bu hamle ligin marka değerini hızla düşürecektir.
konuyla ilgili, ısrarla okuyunuz. (bkz: #4582184)
18 yıldır federasyon başkanlığını yürüttüğü türk basketbolunun içinde çete olduğunu söylemiş. pes doğrusu. artı, çıkan olaylar nedeniyle salonu terk etmek zorunda kalmış bu yüzden efes'e şampiyonluk kupasını verememiş! ah, oh dev adam!!
(bkz: merd - i kıpti şecaatin arzederken sirkatin söyler)
kesinlikle türk basketboluna en büyük zararı verenlerden biri. vukuatlarını yazmaya kalksam buradan bağdat'a yol olur, ki bazıları yazılmış zaten burada. bu şahıs seçimlerdir başkan seçilmesine rağmen, türk basketboluna ne kattığı kimse tarafından bilinmemektedir. 2001 yılında türkiye'de düzenlenen avrupa basketbol şampiyonası'nda gelen final başarısı kredisini arttırmış olsa da, kendisi asıl krediyi göründüğü kadarıyla fenerbahçe kulübü sayesinde toplamaktadır. işkembe-i kübradan sallamıyorum bu iddiaları, bizzat 5. maçtan sonra fenerbahçe kulübü yöneticisi murat özaydınlı çıkıp konuştu, biz seçtik, indirmesini de biliriz mealinde. seri boyunca, gerginlik bu kadar had safhadayken, ne çıkıp hakemlerini koruyup onları biraz olsun güvence altına alıp rahatlatmış, ne de kulüplere ve taraftarlara sakin olma çağrısı yapıp ortamı yumuşatma çabasını girmeye gerek duymuştur. bugün hürriyet gazetesinde çıkan meriç tunca röportajını yalanladı kendisi, ki ben de tam olarak doğru olmadığını düşünüyorum. meriç tunca'yı çok iyi tanıyoruz zira, turgay demirel yanında melek kalır benim nazarımda. ama, efes pilsen şampiyon olduktan sonra salondan çıkması, kupanın asbaşkan tarafından efes pilsen'e takdim edilmesi, asla kabul edilemez. tek kabahati bu değil, bundan başka daha çok zararlı işlere bulaştı ama bu son yaptığı artık bardağı taşıran damla olmuştur kanımca. bahanesi ne bilmiyorum, ama her ne olursa olsun, siz federasyon başkanı olarak şampiyon olan takıma kupasını vermeyip salonu terk ediyorsanız, gelen tepkileri de bir güzel hazmedeceksiniz, çıkarı yok..
Ben 13-14 yaşındayken basketbolu Petar Naumoski, Ufuk Sarıca, Volkan Aydın, Tamer Oyguç ve o sürekli değişen 4 numaralı pozisyondaki siyahi Amerikalı(lar) ile tanıyanlardanım. O günden beri de Efes Pilsen'liyim ve bu takımın Koraç Kupası'nı aldığı yıl ve sonralarında da sıkı takipçilerindenim.
Basketbol maçlarına şifre koymak gibi bir gerzekliğin ardından, ki buna seyirci kitlesi yeni oluşmaya çalışan Türkiye Ligi de dahil olunca işler değişti ve zamanla uzaklaştık. En son Petar ın Ülker forması giyip benchte oturup 2-3 dakika süre aldığı ve 3-5 sayıda kaldığı dönemi bilirim. Sonra da pek takip etmedim.
Benim basketbolcu abilerimin sonraki nesli; Hidayet, Mirsad, ibrahim, Mehmet ortalıklarda iken, oyuncu olarak devleşmişlerdi. Avrupa'da ağzı açık izlediğimiz hatrı sayılı basketbolcuların, Yugoslav ve Litvanyalı ekollerinin bile ağzı açık baktığı oyuncular oldular. Garanti Bankası reklamı ve Avrupa Şampiyonası başarısı ile de tüm ülke tarafındna tanınır ve sevilir oldular.
Da ne oldu? Hidayet Türkoğlu ve Mehmet Okur milli takımdan dışlandılar. Bu adamlar NBA gibi bir ligde unutulmazlar arasına 30 yaşını görmeden girdiler bile. Bu saçma dışlamanın son kurbanı, bana göre gelmiş geçmiş en iyi Türk basketbolcu olan ibrahim Kutluay oldu. O ibrahim ki, Yunanistan ve NBA' de başarıyla oynadı, Panathinakos'ta efsaneler arasına girdi. Milli takımın değişmez oyuncusu kimmiş ona bakalım? Bogdan Tanjevic tabii, has be has Türk ekolü!?!
Ve gelelim Türkiye ligine. Sayın Demirel, son seimlerde destek aldığı Fenerbahçe kulübüne destek olayını abarttı. Fenerbahçe'yi ben herhangi bir şekilde sevmem veya sempati de duymam. Ama bütçe ve ölçek olarak, bu basketbol ligine birkaç beden büyük oldukları itirafında bulunmalıyım. Seyirci olarak da bunu katlaması olağandır, basketbol kulübü olarak Ülker ile ittifaklarının Efes'i sollaması da.
Ama eyyam denilince bir durmak lazım. Fenerbahçe ölçeğinde bir takımın buna ihtiyacı var mı? Maç spikerine, yorumcularına kadar Fenerbahçe taraftarlığı nedir?
Hadi hepsini geçtim, bir takımın şampiyonluğunu kutlayamaması nedir allahaşkına? Adamlar o teri ne diye döküyorlar? Mücadele olmazsa, spor müsabakası kültürü olmazsa neye yarar herşey? Ayak tabanıyla zenci efesliye vuran o adamın görüntüsü gözümden gitmiyor... bu nedir?
Ben şöyle düşünüyorum. Bu tarz bir konuyu hafife almak, "değerlendireceğiz, karar almak uzun sürer." demek; bu konu beni çok da fazla tırmalamıyor demek. Acil önlem gereksiz demek. Yani Turgay Bey bu konuya duyarsız demektir.
Başka bir ülke olsa, bunlar Turgay Demirel'in son günleri, bir daha da asla basketbol ile ilgili bir göreve gelmeye yüzü olmaz derdim.
Ama görünen o ki, bu adam bir sonraki seçimleri de alır, Fenerbahçe kulübü bu ligi şaibeli bir şekilde domine etmekten de keyif alır gibi gözüküyor. Hadi bu adamların ömrü bir yere kadar da, buradaki olumsuz FB yorumlarını görüp eksiyi peşin verecek olanlar var ise, belirtmek isterim. Bu olay Ali Sami Yen'de üç yıl önce şampiyon olan takımın üstüne yağmur gibi yağan yabancı maddelerden daha fazla midemi bulandırmıyor.
koskaca bir skandalın faturasına cemal nalga'ya kesen federasyonun "başkan"ıdır. zaten zamanında tanjevic'in faturasını da fenerbahçe'ye kesmişti. aziz yıldırım hala ödüyor...he unutmadan sayın başkan;
sizin bu adalet dediğiniz şey hiç de adil bişi değilmiş...
boxer dergisine röportaj vermiş basketbol federasyonu başkanı.
enteresan iddialar var, önce röportajın bir kısımını copy paste yapalım.
Senenin bir diğer büyük olayı da Kerem Gönlüm'de yasaklı madde çıkmış olması. Bu konudaki genel değerlendirmeniz nedir?
Benim bu konuda çok fazla yorum yapmam doğru olmaz. Birkaç sene içinde tüm gerçek çıplaklığıyla ortaya çıkacak. Ama özellikle Milli Takım'a bu durum çok zarar verdi. Beko Basketbol Ligi'nin final maçında yasaklı bir narkotik maddenin Efes Pilsen'in kurayla çekilen iki oyuncusunda da çıkmış olması tesadüf gibi gözükmüyor. Basketbol için büyük bir şanssızlık ve Efes Pilsen için de üzüntü verici bir olay. Oyuncu da savunmasında nerden girdiğini bilmediğini söyleyerek konunun çözümüne de pek yardımcı olmadı. Kurallar da açık. Gerekenler yapıldı ve tahkim de cezayı onayladı. Madde bir tek Kerem'de olsaydı ve vücuduna nerden girdiğim söylemeseydi müsabakalardan iki yıl men alacaktı. Ama aynı madde kurayla çekilen iki oyuncuda da bulununca bunun tesadüflüğü ortadan kalkıyor. Bireysel bir olay gibi gözükmüyor.
Diğer oyuncuda madde sınırın altında çıktı. Cezalar açıklanmadan Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım tarafından kamuoyuna diğer oyuncunun adı verilerek açıklama yapıldı. Kamuoyunun böyle bilgilenmesi doğru muydu?
Olayda iki taraf var. Final müsabakasında iki kulübün oyuncularına da doping kontrolü yapılıyor. Final serisini kazanan kulüpte doping maddesi olduğu ortaya çıkıyor. Bu da çok profesyonelce seçilmiş, enteresan bir madde. Laboratuar raporu geldikten sonra, ikinci sporcu da test verdiği için ve cathine de belli bir eşik değerinin altında olunca doping sayılmıyor. Ama bu hareketin organize olup olmadığına dair şüpheleri uyandırıyor. Fenerbahçe, ikinci oyuncuda da madde olduğuna dair duyum aldıklarını bildirdi. Kerem Gönlüm, B numunesini açtırırken de Köln'deki laboratuara diğer oyuncuda da maddenin olup olmadığı yazılı olarak soruldu. Laboratuardan gelen cevap her iki kulübe de iletildi ve Fenerbahçe açıklama yaptı. Kimlerden örnek alındığı da zaten belli, o yüzden oyuncunun adının söylenmesinde de bir sorun yok. Esas Türkiye'ye girmesi narkotik olarak yasal olmayan bir maddenin maç günü iki oyuncuda birden çıkmasının soruşturulması gerekiyor. Belli bir süre sonra kamuoyu her şeyi öğrenir. Hiçbir şey gizli kalmaz. illa birileri konuşacaktır
Fenerbahçe ise hiç beklenmeyen farklarla mağlubiyetler aldı ve kader maçında son periyoda kadar hiç savunma yapmayarak maçı kaybetti
Geçen sene ilk 16, önceki sene ilk sekiz arasındalardı. Bu sene çok sakatlık yaşadılar. Sezon başında takıma guard olarak getirilen Solomon nerdeyse ikinci maçtan itibaren yer almadı. Disiplinsizlikleri yüzünden ülkesine döndü. Guardsız kalınca zorlandılar. Tam Ukic gibi iyi bir guard bulmuşken elenmeleri basketbol açısından üzüntü verici oldu. SakaÜıklan düzelse ilk 16'da çok başarılı olabilirdi. Bir hafta öncesinde Fenerbahçe'nin tur atlaması yüzde 80, Efes Pilsen'in ise yüzde 20 bile değildi. Ama basketbol bu, sadece sahada oynanıyor diyemeyiz.
--spoiler--
fenerbahçe ise hiç beklenmeyen farklarla mağlubiyetler aldı ve kader maçında son periyoda kadar hiç savunma yapmayarak maçı kaybetti
geçen sene ilk 16, önceki sene ilk sekiz arasındalardı. bu sene çok sakatlık yaşadılar. sezon başında takıma guard olarak getirilen solomon nerdeyse ikinci maçtan itibaren yer almadı. disiplinsizlikleri yüzünden ülkesine döndü. guardsız kalınca zorlandılar. tam ukic gibi iyi bir guard bulmuşken elenmeleri basketbol açısından üzüntü verici oldu. sakaüıklan düzelse ilk 16'da çok başarılı olabilirdi. bir hafta öncesinde fenerbahçe'nin tur atlaması yüzde 80, efes pilsen'in ise yüzde 20 bile değildi. ama basketbol bu, sadece sahada oynanıyor diyemeyiz.
--spoiler--
bu sözler türkiye basketbol federasyonu başkanı turgay demirel e ait. yoruma gerek yok, okuyun ve basketbolumuzun nasıl bir ruha sahip insana emanet olduğunu görün.