--spoiler--
atatürkün örtünmeye karşı olduğunu bile bile karşıt görüşlerinizi çürütmek için neden onu kullanıyorsunuz?
--spoiler--
"Laiklik, yalniz din ve dunya islerinin ayrilmasi demek degildir. Tum yurttaslarin vicdan, ibadet ve din ozgurlugu de demektedir." M.Kemal,(1930).
"Laiklik asla dinsizlik olmadigi gibi sahte dindarlik ve buyuculukle savasma kapisi actigi icin gercek dindarligin gelismesi olanagini saglamistir. Laikligi dinsizlikle karistirmak isteyenler, ilerleme ve canliligin dusmanlari ile gozlerinden perde kalkmamis dogu kavimlerinin fanatiklerinden baska kimse olamaz." M.Kemal,(1930).
"Bunun disinda bir de devletin dinsel bir siyaset izlemesi ve yonetimindeki ulusal topluluklarin vicdan ozgurluklerine maddi olmasa da manevi baski yapmasini istemek takdir buyurursunuz ki akil ve mantikca dogru olmaz. Iste bunun icin din ile dunya islerinin birbirinden ayrilmasini istedik." M.Kemal,(1923).
Sözlük mevhumuna göre cevap vermek yasak. ulu önderimiz versin cevabı. *
arap ülkeleri dışındaki tüm ülkelerdeki türkiye'ye verilen arap imajından tam kurtulmuşken başı türbanlı bir first lady ile tekrar o imaja büyük bir hızla dönüş yapmış bulunacağız gibi. tamam özgürdür, istediğini yapabilir, ama bu durumu üzücü bulmak da benim en doğal hakkım.
eşi türbanlı olanlar ordudan çıkarılırken başkomutan sıfatını taşıyacak olan kişinin eşi nasıl türbanlı olabilir?
demokratik haklarını kullanıp miting yapanların karşısına geçip, meclis seçecek yasa böyle, nerde demokrası nerde demokrasi diye bağıranlara söylüyorum!
kamusal alanda türban yasak değil mi?
bu da seçimi meclisin yapması gibi bir yasa değil mi? madem bu kadar bağlısınız tc yasalarına bu mu demokrasiniz? demokrasi işine geldiği gibi anlamak mıdır? sizin gibiler yüzünden, demokrasiyi oraya buraya esnetenler yüzünden demokrasi laçkalaşmadı mı?
atatürk'ün eşi türbanlıymış..
bir kişi de farklı bir şey söylesin ya.. o kadar kalıplaşmış düşünceler içinde yüzüyorsunuz ki, biri bir şey söyledi mi diğerleri onu taklit ediyor! bireysel olarak bir hiçsiniz hiç! haremlerle dolu, kadının çarşafla kapatılmış olduğu bir imparatorluğun yıkımı sonunda, o savaşlardan çıkmış mahvolmuş insanlar bir an o eski baskıları, artık yerleşmiş olan yaşam tarzını bırakıp mini etek giyebilirler miydi? mantığınız bu kadar mı? atatürkün örtünmeye karşı olduğunu bile bile karşıt görüşlerinizi çürütmek için neden onu kullanıyorsunuz? bayılıyorsunuz değil mi atatürk'e? ne yazık ki olmayan, kulaktan dolma tarih bilginiz kimseyi inandıramıyor.
türban inançtan ibaret olmasaydı yasak falan olmazdı. boşuna kimse inanç özgürlüğü diye gevelemesin. başı açık müslüman kadın farklı bir şeye mi inanıyor? nedir bu "onların inancı"? bunu derken bile bir ayrıştırma söz konusuyken kimilerinin gözlerinde ne kadar da masum!
herkes her şeyin ne olduğunu biliyor, çocuk mu kandırıyorsunuz?
bu halk türbanın çankaya'ya çıkmasına izin vermeyecek. tıpkı tayyibe izin vermediği gibi. bu da gelir, geçer, arkasından el sallarız. bu mutlu anlarını doyasıya yaşasınlar, son gülen iyi güler.
başı açık, boynunda haç takan dünya först leydilerini modern, müslümanlığını kafasındaki türbanı ile yaşamak isteyen kişiyi gerici yapan zihniyetin hışmına uğrayan kişidir. holivud filmlerinde ailecek sofraya oturup yemek duası yapan aile reisine 'ne güzel lan' diyerek gıptayla bakıp, bir arkadaş ortamında yemeğe besmele ile başlayan arkadaşına yüzünü ekşiten veya ' lan adamlar ne modern her pazar kiliseye gidiyor' diyip, cuma namazına gideni yobaz ilan eden kafadır bu efendim.
senin inancına kim karışıyor? veya birisi inancına laf söylediği zaman ne diyorsun? ben şahsen küfürü basıyorum ve ' sana ne lan penisim' diyorum. peki sen neden başkasının inancına müdahale etme gereği duyuyorsun? işine gelince fikir özgürlüğü diye bikleyip duruyorsun, buyrunuz buda o kişinin fikri.
bazılarının kavrayamadığı olay. efendim laiklik din ile devlet işlerinin ayrılması değil mi? hayrunnisa hanım da devleti yönetmeyeceğine göre laiklik tartışması boşunadır. saçma oldu di mi? evet, çok çabaladım ama sizin kadar saçmalayamadım. neyi bekliyordunuz anlamadım? deniz baykal mı olacak sandınız?
vatana millete hayırlı olsun, allah mahçup etmesin.
ucu benim başı açık gezme özgürlüğüme varmadığı, bu özgürlüğümü gaspetmediği sürece benim için sorun olmayan olaydır. lakin bir müdahale veya baskı olasılığı konusunda da rahat olmak mümkün değildir.
ilk kez görülmeyen olaydır. ulu önder atatürk'ün eşininde başı kapalıydı. atatürk şu gün ayakta olsaydı, acaba kendini atatürkçü sananlara ne derdi çok merak ediyorum..
çankaya köşkü kamusal alan sınırları içindedir, yasalara göre kamusal alanda türban yasaktır.yıllarca bu olay aihm'ne götürülmüş ve değişen hiçbir şey olmamıştır.sonuç olarak yasalar doğrultusunda şimdiki duruma bakarsak türbanlı first lady yasalara aykırıdır.Fakat minareyi çalan kılıfını hazırlar atasözü akıllara gelince, yasanın değiştirilmesi çok da zor olmasa gerek ama tepkilerin de ne kadar büyük olacağı da muammadır. *
DEVRiM yasaları gereği türbanın Çankaya'da zaten olamayacağını savunan hukukçular şöyle diyor:
Prof. Dr. Mümtaz Soysal: Anayasa Mahkemesi'nin kararları doğrultusunda kamusal alanın sınırları bellidir. Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde verilen bir resmi davette zaten başörtüsü takılmaması gerekir.
Prof. Dr. Ali Ülkü Arzak: Devleti temsillerin eşleri devrim yasalarına uygun giyinmeli. Mevcut yasalar bile Cumhurbaşkanı'nın eşine resmi temsilde başörtüsü izni vermiyor.
hazin bir durum tabi ki. hazin olan ilk önce firs lady nin başındaki bez parçasından önce buna karşı çıkanların tutumları..
bu ülkenin itibarı zedelenecek, dışarıya karşı rezil olacağız diye düşünenlere sesleniyorum buradan,
arkadaş bu ülkede çocuklar bok çukurlarında ölürken, işkencelerde insanlar can çekişirken, darbelerle bütün milletin üzerinden geçilirken, bütün aydınların, yazarların, sanatçıların hapishane kapılarında sürünürken, partiler kapatılırken, yakın tarihin demokrasi adına utanç verici müdahalelerle çalkalanırken, daha dün tek doğru dürüst yayın yapan dergin yalanlanmamış haberler yüzünden basılıp kapatılırken, nüfusunun büyük kısmı açlık sınırında yaşarken, töre cinayetlerine her gün yeni kurbalar verirken, okuma yazma bile bilmeyen milyonlarca insan bu ülkede yaşıyorken dışarıya karşı imajın bozulmuyor, bundan utanmıyorsun, yüzün kızarmıyor, ama first lady nin başında bir bez parçası olunca bu ülkenin itibarı yerle yeksan oluyor öyle mi? hadi ordan yaa, hadi ordan...
başka pozisyon al artık, şu durumda kafanı kuma ne kadar gömersen göm, götün tabak gibi açıkta olacak, aklında olsun....
devletin en başındaki kişinin türbanlı eşi için söylenen kelime öbeği..mayolu first lady, bikinili first lady, bıyıklı first lady demek kadar saçma bir tamlamadır, insana ve bireylerin kişisel seçimlerine saygısı olmayan kesim tarafından uydurulmuştur ve hatta bu kesim yarın çıkıp da, gelin hayrunnisa hanımın ne giyeceği konusunda uzlaşı arayalım, derse hiç şaşırmam..uzlaşı toplumu olma yolunda üzerimize yok malum..*
türkiye cumhuriyeti devletinin değerlerinden,ilkelerinden ötürü (bkz: laik) kesimin rahatsız olacağı first ladydir. sokak ağzıyla siyaset yapanların seveceği süper ladydir.
doğru düzgün sıyaset yapamayanların, milletin karısının kızının baş örtüsüne göz dikenlerin hoşuna gitmeyecek olan durumdur. 16 mayısta chplilere kapak olacaktır. hayırlı olsundur.
Hayrunnisa Gül 'dür . Amerikan destekli bir Arap milliyetçisi parti mensubunun (cumhurbaşkanı adayı) eşi olması nedeniyle türban ve first lady sentezine cuk oturmuş bir bayandır . Türban konusunda Türkiye'yi Avrupa insan Hakları Mahkemesine dava etmiş ve bağlı olduğu zihniyetin tırsaklığı ve emri üzerine bu davadan vazgeçmiştir. Anayasa'da ifade edilen kamusal alanlarda laiklik ilkesinin doğal bir sonucu olarak uyulması gereken ve sınavlarda (üniversitlerde)
kimlik beyanının türbansız , sıkmabaşsız bir şekilde fotoğraflar ile yapılması kuralına emir aldığı bir zihniyet tarafından şuursuzca savaş açmıştır . Okumak isediği bölüm Arap dili ve Edebiyatıdır . Orada okuyan öğrenciler eğitim gördükleri fakültelerde türbansız gezmektedirler . Peki amaç nedir ? Bunu bireysel hak ve özgürlük olarak algılayan eşi neden bu bireysel dinci isyanı toplumsal bir sorun haline getirmeye çalışmıştır ve bunu bir hak olarak laik dindar çağdaş türk toplumuna hoş göstermeye çalışmaktadır ?
başı açık first lady * ne kadar normal ise başı örtülü olanı da o kadar normaldir..her daim müslümanlığı yaşamaya kalkan insanları örümcek kafalılıkla gericilikle suçlamak adet haline gelmişken, okumaya çalışanı engellemek, bir yandan 'haydi kızlar okula' gibi kampanyalar düzenlerken bir yandan da okumaya çalışan kız çocuklarını başı örtülü diye okullara almamak nasıl tezat ise; demokrasiden dem vurup milletin oyuyla milletin başına geçen insanları yargılamaya kalkmak o kadar tezat.
An itibariyle cumhurbaşkanı adayı Sayın Abdullah Gül'ün eşinin alması muhtemel ünvandır. Yakışır.
Avret yerlerini örtmek yaradanın kadınlara bir emridir. Buna saçlar da dahildir ( (bkz: tahrik unsuru olarak kadın saçı)). Ancak Türkiye Cumhuriyeti'nin içinde bulunduğu durum açısından burada tartışılan yaradanın emrinden ziyade Anadolu toprakları üzerinde kurulan dış odaklı hayallerdir ki bunları siz benden daha iyi biliyorsunuz.
Şöyle bir durum olsa mesela : Abdullah Gül'ün eşi çıksa da dese ki "Ben Allah'ın emrini yerine getirmek için örtünüyorum, bu bir müslüman kadın olarak benim en doğal ve kişisel hakkımdır, ancak bunun yanında da Türkiye Cumhuriyetine ve Atatürk ilke ve inkılaplarına da sonuna kadar bağlıyım, Türkiye Cumhuriyeti asla bir şeriat devleti olamaz, Türk insanı kadınıyla erkeğiyle daima muhasır medeniyetler seviyesine elele yürüyecektir, bizler daima Atatürk Türkiyesi'nin bekası için çalışacağız." ve ardından eklese "Atam daima izindeyiz" o zaman acaba tartışma kalır mıydı ortada?
Benim en çok merak ettiğim ise, mmuhtemel cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Çankaya'da düzenleyeceği resepsiyona eşini dahil edip etmeyeceği ve "First Lady" ünvanını taşıyan biri bu resepsiyondan ayrı tutulmayacağına göre Genel Kurmay'ın bu durum karşısındaki tavrıdır.
okuduğunu g*tünden anlayan insanların türbanın tesettür olduğunu anlayamaması bu anlayamayışın devamı olarak tesettüründe allah c.c. nün emri olduğunun algılanamayışı sonucu ortaya çıkan tartışma konusu.
üzüntü verici olmakla birlikte olacak iş değildir. türbanlı olmasının yanı sıra, türbanından dolayı türkiye'yi aihm'ne şikayet etmiş bir insandır, mevzu bahis olan kişi.
