bu şehrin insanı çok ilginçtir. kürt desen zaten değildir. konuştukları dil zazacadır. kürtlerle alakaları yok. zaza desen genel zaza stereotipine de hiç uymazlar. elazığlı bingöllü zaza arkadaşlarım var uzaktan yakından alakaları yok. benimsedikleri alevilik inancından dolayı olabilir. ama ilginç bir biçimde tanıdığım türkmen alevi insanlarla da alakaları neredeyse hiç yok. ne tip olarak ne de kültür olarak. aynı zamanda genel doğu anadolu stereotipine de pek uymazlar. doğu insanına nazaran fazla soğukkanlı olurlar. bir de akraba evliliği doğuda yüksek olmasına rağmen burada pek görülecek türden bir olay değildir. ilginç insanlar bu tuncelililer. eğitime, okumaya, yazmaya çok önem verirler. buradan batıya göçenler hep doktor, mühendis, öğretmen, avukat falan olur.
Tunceli'de geçim anketi: Yüzde 90'ının geliri giderini karşılamıyor, mutfaktan kısılıyor
--spoiler--
Tunceli’de geçim ile ilgili anket çalışması yapan Yenigün Kadın Dayanışma Derneği, katılımcıların yüzde 90’ının gelirinin giderini karşılamadığını ve geçinmek için mutfak ihtiyaçlarından kıstığını açıkladı. Dernek, “Katılımcıların yüzde 47.4’ü hiç kırmızı et tüketmediğini söylerken, birçok hanede hafta iki kez makarna pişiriliyor” dedi. https://bit.ly/33nAyPw
--spoiler--
Öyle bir anlatılır ki sanırsınız isviçre alpleri, Zürih..
Muş'un bingöl'ün bile ancak ilçesi olabilecek, Hakkari'nin yarısı kadar olan gelişmemiş, küçük bir şehir.
3 yıl kaldığım il. kesinlikle doğuda bir il olduğu için oradaki şehirler gibi sanmayın. küçük çanakkale gibi orası. kendini geliştirmiş bir halkı var fakat bundan bir 15 yıl sonra pek de eskisi gibi olacağını sanmıyorum çünkü gençlerin amacı yurt dışına ve batıya gitmek. Çünkü tuncelide imkanlar kısıtlı. Henüz liseden itibaren diğer illerde yatılı okumaya başlıyorlar ve tunceliden kabataşa, izmir fene ve bunun gibi bir sürü bilinen, nitelikle liseye öğrenci veriliyor. O öğrencilerde genelde bir daha dönmüyor zaten oraya.
Gittiğinizde doğuda olduğunuzu hatırlatan tek şey doğası oluyor. insanların çoğu geri kafalı olmayan, kitap alacak paraları olmasa bile kütüphanelerden okuyacak kitap bulan insanlar. ayıca lgs için olan grafiklerin yalan olduğunu düşünmüyorum. çünkü çocukları cidden zeki ve çok hırslılar durmadan çalışıyorlar. Öğretmenlerin çoğu 'dersimi işler çıkarım' mantığında asla değil. Okul bittikten sonra bile oturup öğrencilerine vakit ayıran, okulda fotokopi makinası bozuk olsa bile kendi cebinden çıkardığı parayla kırtasiyeden öğrencileri için fotokopi çıkaran kişiler. oradaki matematik öğretmenimi hatırlıyorum ,ünlü bir mercedes'i vardı. buna rağmen yağmur ve kar yağmadığı sürece okula bisikletle gelirdi. işe yaramayan kağıt, pet şişeleri asla çöpe atmaz ve attırmazdı. bayağı çevreciydi.
Öğrenci ve öğretmen arasında gerçekten güven vardı. Sınavda öğretmenler rahatça dışarı çıkabiliyordu. öğrencilerde kopya çekmiyordu. sınavlar çok kolay olmamasına rağmen 95 altı notlar düşük sayılıyordu. ayrıca Türkiye geneli yapılan deneme sınavlarında dereceye giren öğrenci sayısı asla az değildi. öğrencilerin çoğu kendi istekleriyle veya öğretmen ısrarıyla spora yönlendirilir. basketbola olan büyük ilgi bilinen ve başarılı takımların alt yapıları için oradan öğrenci almasını sağlıyordu. yine bu sayede orta sonda 183 çocuk görmek neredeyse normaldi. kısacası eğitimde gerçekten başarılılar ve sadece kendi okulumdan bir çok şehirde güzel liseleri giden sayısı fazlaydı. izmir'de, istanbul'da, ankara'da... Bir de çocukların düşünce tarzları dinsel baskı olmadan yetiştirildikleri için daha özgür ve farklı oluyor.
Bu şehirde kız veya erkek fark etmez istediğinizi giyebilirsiniz. kimse dönüp size bakmaz, rahatsız etmez. dininizi, inancınızı özgürce söyleyebilirsiniz kimse size ciddi anlamda dinsiz ya da gavur demez. Yaşlı olan insanların bile size saygısı olacaktır. sözünü kesmeden düşüncenizi dinlerler ve seslerini yükseltmeden kendi düşüncelerini söylerler.
orada 1-2 yıl kaldığınızda haberlerde duyduğunuz gasp, cinayet, hırsızlık, taciz, tecavüz olaylarına inanmayabilirsiniz. Çünkü ben orada kaldığım sürece hiç böyle bir şey görmedim, duymadım. apartmanda komşusu kapıyı açmadığı için kurtaramadığı kuşa ağlayan, kendisinin bir hatası olmamasına rağmen karşı araçtaki kişi öldüğü için yeni aldığı minibüsüyle beraber intihar eden insanlar duydum.
Sahip olduğu güzel doğası, munzur nehri, insanlarına rağmen yine de burada 1-2 belki 3 yıldan fazla kalmak, eğer büyük bir şehirden geldiyseniz sıkıcı olabilir. tunceli gidip zamanınız varsa bir aya yakın doğa otellerinde kalıp kafa dinlenecek bir yer. imkanları kısıtlı olduğundan ve her yanınız dağlar ile kapalı olduğundan bir süre sonra sanki fanustaymış gibi hissediyorsunuz. Orada olan çocukların bu kadar çalışmalarını destekleyen şey zaten özellikle bu. daha iyi imkanlar istiyorlar. büyük ihtimalle bir 10-15 yıl sonra oradaki genç nüfus azalacak. hepsinin büyük hayalleri var ve hepsi batıda ya da yurt dışında gerçekleştirilebilecek şeyler.