patronu tarafından kibarca kovulduktan sonra aklı başına gelmiş olduğunu düşündüğüm ex köşe yazarı.
iktidarın ilk dönemlerinde aslında umutlu olduğunu, başbakanın değişmiş olabileceğini, kendisine bir şans verilmesi gerektiğini sayıklardı. uzunca bir süre buna devam ettiğini anımsıyorum. ama devir değişti e tufan dayı da değişti.
ne zaman inceden ve aslında düşününce pek yüzeysel satırları karalamaya başladı tam da o anda taklaya geldi.
kendi sitesinden neler yazdığını pek kovalamıyorum ama twitter üstünden yazdıkları aslında içinin ne kadar buruk olduğunu düşündürüyor okuyana. başına gelenleri hazmedemiyor, unutulmuş olmayı kabullenemiyor gibi bir izlenimim var.
twitter'da gün geçmiyor ki saçmalamasın. şu sıralar aziz yıldırımcılığı tuttu. meğer aylardır yaşanan her şeyin, yüzlerce sayfalık iddianamelerin, gözaltıların, çete suçlamalarının sebebi fenerbahçe'yi aziz yıldırım'ın elinden alma projesiymiş. bunları tabi aziz yıldırım diyor bizim bu yazar da ona hak veriyor.
insan içinden geçirmiyor değil, nasıl bir aziz yıldırımmış bu ki, elinden feneri almak için bunca zahmete girilmiş. ha bir de elinden almak ne demekse onu bilmiyorum, aziz yıldırım'ın şirketinden bahsediyoruz sanki.
geçmişte bir yerlerde zamana takılıp kalmış intibaı veren gazeteci. dünya değişiyormuş, artık yeni dinamikler varmış,hiç umurunda değildir. kötü niyetli olduğunu düşünmüyorum,sadece algı kapasitesi feci şekilde sınırlı bir insan. allah uzun ömür versin,bir yirmi sene sonra da aynı şeyleri söyleyeceğinden eminim. ha,anlamayıp karşısındakilere sinirlenmesi vardır ki, o tarafına ayrıca kıl olurum.
15 Nisan Cuma günü Sabah Yazarı Mahmut Övür'ün hebertürk ekranında ayar verdiği,akabinde 16 nisanda köşesinde bahsettiği anektod ile "bu kadar da rezillik,yandaşlık,aymazlık olmaz" dedirten gazeteciliğin yüzakı adamsı varlık.
Ergenekon sanığı Mehmet Haberal'ın CHP'den milletvekilliği adaylığını kıyasıya savunan Tufan Türenç, Haberal'la ilgili şu şok ama bir chpli ye,derin devlet gazetesi yazarına yakışır ifadeyi kullanıyor: "Evet, darbe yapsa bile içeri atılmamalı..."
Mahmut Övür, Tufan Türenç'e soruyor: "Darbe girişimiyle suçlanıyor. Darbe girişimine karışsa bile mi içeri alınmamalı?" Bu soruya Tufan Türenç'ten yine insanı şok eden,bunların yalnız işlerine gelince demokrat olduklarını kanıtlayan şu yanıt geliyor:
"Evet, darbe yapsa bile içeri atılmamalı..."
işte Mahmut Övür'ün "Darbecileri Savunan Gazeteci" yazısının ilgili bölümü:
Bir süre önce Habertürk televizyonunda Didem Aslan'ın Gün Ortası programına katıldım. Siyasi partilerin muhtemel listeleri üzerine konuştuk. Konuklardan biri de Hürriyet yazarı Tufan Türenç'ti. Ergenekon davası sanıklarından Prof. Dr. Mehmet Haberal'la ilgili görüşlerimi söylerken, araya Türenç girdi. Söyledikleri karşısında donup kaldım.
Aynen şöyle diyordu:
"Dünya çapında bir bilim adamı o... Ergenekon davası palavra, hukuk ayaklar altına alınmış... Darbe yapan kim? Bu adam nerede darbe yapmış ki yargılanıyor... Binlerce insana hizmet eden bir adamı içeri atamazsınız?"
Araya girip soruyorum; "Darbe girişimiyle suçlanıyor. Darbe girişimine karışsa bile mi içeri alınmamalı?"
işte kanımı donduran cevap;
"Evet, darbe yapsa bile içeri atılmamalı..."
Türkiye'de hâlâ neden darbeleri tartışıyoruz ve neden bu illetten kurtulamıyoruz belli olmuyor mu? CHP'nin aday göstermesinin altında da aynı mantık yatıyor.
ileri demokrasinin nimetlerinden biri olarak yazıları haftada bire düşürülen, nasıl oluyorsa olan biten herşeye hala gülebilenler olduğunu ortaya koyan gazeteci ve yazar.
hürriyet'te bir süre kızağa alınmıştır, artık o çok faideli yazılarından nasiplenemeyeceğiz, artık daha rahat sandalyelere çıkıp kılıçdaroğlu'nun kemal'i alkışlayabilir.
hürriye gazetesindeki, bugünkü köşesinde kemal kılıçdaroğlu nun adanada düzenlediği miting e methiyeler düzen, hatta 80 bin kişilerden filan bahseden, chp ye geçsede kurtulsak dediğim yazar.
bir zamanlar 28 şubatçılar andıçlar hazırlardı. andıç nedir bilmeyenler için açalım biraz. andıç; biri hakkında olumsuz dedikodular, asılsız iddialar ortaya atıp zamanı gelince o kişinin ipini çekmeye yarayan karalama kampanyalarına tsk dilinde verilen ad. biri hakkında iftira atarsınız. yıllar geçer adamı hiçbir suçu yokken suçlarsınız, yok edersiniz. birileri de "ya bu adam zaten karanlıktı, hakkında daha önce böyle böyle yazılmıştı" falan diyerek bu komploya inanır.
tufan türenç'in de böyle yazıları çoktur. kafasında komplo teorileri yaratır, "birilerini karalayayım, bir gün lazım olursa bak! ben ta şu zaman demiştim derim, hem yazacak da birşey çıkar da köşemiz boş kalmaz" hesabı yazıları vardır.
örnek; http://hurarsiv.hurriyet....d=39&tarih=2009-10-19
--spoiler--
Eğer o kentte bir gün belediye başkanı için bir tertip olursa bunları açıklarım ve bu yazıyı anımsatırım.
--spoiler--
yazısını böyle bitiriyor. yani "şimdiden uyarıyorum, ayağını denk al, andıcını hazırladım" diyor.
andıç yazan yani halk arasında "dedikodu" yaparak insanların hayatını karartmaya kalkan herkese lanet olsun.
cumhurbaşkanı'nın genelkurmaybaşkanı ve başbakan ile görüşmesinin bir sonucu olmadığını daha görüşme biter bitmez ilan eden şahıs. nerden biliyorsun demek isterim. aslında bilmesine gerek yok. toplantı sonu yapılan açıklama büyük bir sorun olmadığını ortaya çıkarınca sorun görmek isteyenlere göre hiçbir olumlu sonuç vermemiş. bu gibi adamlar ülke karışsa çok mutlu olurlar.