şahsım ile ilgili yaptığı poisonx in herkese mavi boncuk dağıtması şeklindeki tespite istinaden evinde mavi boncuk koleksiyonu yaptığını düşündüğüm sözlük yazarı.
kendisine bir sorum var: artiz mi, ne artizi? artiz ne arar la bazarda?*
çaylaklık olmak için yaratılmış yazar. çaylaklığın bu kadar yakıştığı adam azdır.
yala beni yazarı. yala yala yala. tu kaka bana, bizi elmalı çay içmeye götür.
askerliğini asteğmen olarak yapıyor diye tripten triplere giren hipine. neymiş efenim ben ona komutanım diyecekmişim. güldürendir, candır kendisi.
lan sana komutanım çekeceğime gider taksimde g.ötümü s.iktiririm. o derece yani.
sahi şöyle bir anım vardı askerde, '' koşsana lan asteğmenim koşsaanaaaa '. *
yüksekten acayip korkan tu kaka bana'nın kabusu kule eğitimi sırasında yaşanan bir diyalogdur. kulenin 70. metresindeki iniş balkonunda yüzbaşı, asteğmen adaylarını bağlayıp tekmil alır ve aşağı uğurlar. 64 kişilik takımda ahtapotu düzgün bağlayamadığı için son 6 kişi arasında kalan tu kaka bana titreye titreye kuleye çıkar ve komutanın yanına gelir diyalog başlar;
yüzbaşı: gel lan korkuyo musun yoksa
kaka: komtanım ben korkuyorum zaten de bir de bu bacaklarımdaki seyyar kayışlar sıkı olmadı sanki
yüzbaşı: bir şey olmaz çok çok düşersin (gerginliğimi azaltmak için söyledi galiba ama ters etki yaptı)
bu sırada komutan ipleri 8'liden geçirir ve hadi in der, kaka helikopter demirine bir adım atar ve...
yüzbaşı: tekmil
kaka: 2... tu kaka bana kara kule eee karaburun kulesinden kalça metodu... yok ee (ses iyice titremeye başladı) 2... karaburun kuleden yarasa yöntemiyle inmeye hazırım komutanım,
zaten güç bela durduğum demirde rengim belirgin bir şekilde değişince komutan beni bağırtarak cesaret vermeye çalışır
yüzbaşı: kim???
kaka: komando!!! (nasıl bağırdım bir ben bilirim kule ve etrafı inledi)
yüzbaşı: kiiim?
kaka: komando!!!!
yüzbaşı: olamazsın!
kaka: yaaah!
yüzbaşı: olursun!
kaka: allah!!!!!
yüzbaşı: hadi defol şimdi
soru cevap şeklindeki kim, olamazsın, olursun kısmı inanılmaz bir gaz verdi ve ben inmeyi başardım.
sonrası malum, sevgiliye telefon açılır, helikopterden helikoptere atlarken değiştirilen şarjör hikayesine devam edilir.
askere gittiği dönem burada olamamanın, kendisini 3 kere atıp 1 kere tutamamanın üzüntüsünü yaşatan yazar. artık izine geldiğinde atıp tutarız... hatta o derece ki gecenin bir yarısı uzak iki nokta arası ata tuta götürürüz lan seni. gönüllü çıkmazsa tek başıma da yaparım da yanlış anlaşılmalara gebe kalır lan bu durum.
herkese merhaba a memo burası eğirdir dağ komando okulu
#5790795 demiştim 3 hafta evvelden dualarım kabul oldu da tuzla piyade okulu'na refüze edilmedim, komando eğitimi almaya hak kazandım. iyi kötü 3 hafta geçti burda temel askeri eğitim, yanaşık düzen, 100 ve 200 metre atış falan fıstık. Artık yemin töreni ve akabinde gelecek evci izni için gün saymaya başladık.
30 ağustos zafer bayramı da olmasa muhtemelen bugün de eğitimde geçecekti neyse ki bayram, takım komutanlarımız törenlerde bulunmak zorunda. biz de kamuflajları çıkartıp biraz ense yapma fırsatı bulduk. günlük tadında bir entry olacak ama 23 dakikam kaldı kütüphane bilgisayarında entryi kafamda şekle sokamam. öncelikle hakkaten kantininde bıçak satılan bir yermiş lan burası. ranza altı yazılarıyla ilgili kim ne diyorsa valla doğru, "rambo bile refüze oldu", "refüze ol mutlu ol", "daha fazla sikemezler dediğinizde daha yeni başlıyor olacaksınız" benzeri. 3 haftada ter ve ayak kokusundan tiksinmemeyi öğrendim, güneşin altında 6 saat eğitim görüp eğirdir gölü'nün tahminen serin sularına bakıp fantezi kurdum.
komando olmayı çok istememe rağmen ilk seviye belirleme testinde adeta sıçtım, 12 dakika boyunca koşma, barfiks, şınav, mekik ve bomba koşularında sürekli standartların altında kaldım. yalnız bir alanda iyiydim o da 50 metre sürünme, bununla da gurur duymalı mıyım bilemedim. şimdilik aktaracaklarım bu kadar esen kalın.
eğer eğirdir'e otogardan saat 22:00 da kalkacak otobüs ile gidecekse onun için de 'en büyük asker bizim asker' diye bağırabilirim. zira kuzen de oraya gidecek.