ordunun buyukluguyle gelismisligi kıyaslayanların bir sey anlayamayacagı gurur duymamız gereken olgudur, zira oyle olmasa biz bugunlerde bu sartlarda olabilir miydik acaba diye de dusundurur.
saldırı gücü düşük, ancak savunma gücü yüksek olması istenen bir ordu için (bkz: yurtta sulh cihanda sulh) normal karşılanması gereken olgu. avrupa'da nüfusu ve yüzölçümü en büyük olan ülkelerden biri olmamız, güney komşularımızın (iran, ırak, suriye) da güvenilecek ülkeler olmaması bu durumun sebepleri arasındadır. almanya'nın fransa'yla savaşa girme ihtimali nedir ki bizimki kadar bir orduya ihtiyaç duysun?
avrupa ülkelerin de biz de olduğu gibi bir terör tehditi ve ülkelerin birbirinin toprakların da gözü olmamasından kaynaklanan, ** osmanlı devleti'nden beri süre gelen savaşçı yapımız ve bağımsızlığımıza olan bağlılığımız sebebiyle asker varlığının sürekli olduğu ülkede, en güvenilen kurum olan ordunun varlığı bizi avrupa'nın en büyük nato'nun ise 2 büyük ordusu yapmaktadır. 15 ay askerlik için söylenecek ise bu ülkeyi düşman işgalinden kurtarıp 4 sene o zaman ki olumsuz şartlarda vatanı koruyan askerlerin yanında 15 ay askerlik yapmamız hiç bir şey dir.
dolayısıyla yedek parça bakım onarım ve diğer için dışarıya bugüne kadar aldığı bütün hibelerin**** aynı kadar para ödeyen ve hala ödemekte olan buna rağmen çok sevgili politikacılarımız bu önermenin geçerli olduğu günlerde sırf ibret ve şekil olsun diye tsk nın gereçlerini azıcık da olsa sağlayan fabrikalarını özelleştirdiğinden daha da ödemeye devam edeceğini düşündüğüm, asil şanlı kahraman türk ordusu!
peki ne işe yarıyor diye sorgulanması gereken haber.
öyle ya kürt devleti kuruldu, pkk istanbul'a kadar geldi, pkk lı siyasiler ve belediye başkanları devlete meydan okur oldu, tüm bunlara ordu engel olmayacakta benmi engel olacağım. bari onu söyleselerde halk olarak biz üzerimize düşeni yapsak.
sadece asker ve silah sayısı bakımından değil, sınırlı teknolojideki * askeri araç ve gereçle verilen eğitimin kalitesi açısından da avrupanın en büyüğü olma durumumuzdur. şöyleki evinden ağızı süt kokar şekilde gelen, tek kelime türkçe bilmeyen, antisosyal olan, izlediği vurdulu kırdılı filmlerle kendisini polat alemdar veya rambo sanan, yaşadığı hayatın, sevdiklerinin, vatanının değerini bilemeyen ana kuzuları, her bakımdan erkek olup, gerekli bilince ulaşarak evlerine dönmektedirler. döndüklerindeyse ya mehmetçik ya gazi ya da şehittirler!! işte bu yüzden tsk avrupanın en büyük ordusudur.
(bkz: türk tipi eleştiri)
savaşların kalemle, fizikle, matematikle, bilgisayarla kazanıldığını; artık osmanlı'da olmadığımızı anladığımızda böyle bir başlığı doldurmanın bile ne kadar saçma olduğunu da anlayacağız.
ancak görüyoruz ki türk'ün aklıyla, arab'ın atı aynı özellikleri taşıdığından, daha uzun süre canımız yanacak.
en elit yedeksubay okullarından mamak mebs okulunda dahi asteğmen adaylarına deli saçması gibi hayali tatbikatlar yaptıran bir ordu ne kadar büyükse ancak o kadar 'büyük' olabilecek ordu.milletin tepesine çöküp erke sahip olan post-modern gerici organizmaların en büyük hamisi büyük ordu. çoğu zaman, türk kürt demeden millete posta koyan, sıkıntı veren mal astsubay ve uzman çavuşlardan geçilmeyen, dinle, imanla, gerçek türklükle irtibatı kopmuş mensupların ezici çoğunlukta olduğu ordu...
herşeyin görüntüden ibaret olduğu türk askeri yapılanmasının avrupanın en büyük ordusu olarak iddia edildiği uçuk önerme.
* hala kıçını taşlarla silip, taşları da tuvalet deliğine bırakarak sık sık lağım faaliyetleri yürüten bir birlik ve bu derece cahil askerlerin bulunduğu,
* okuma yazma bilmeyen asker oranının birçok birlikte %10 gibi büyük bir orana tekabül ettiği ve bir keresinde tehlikeyi telefon açmayı bilemediği için birliğe haber veremeyen personelle dolu olduğunu gördüğüm ,
* bölük komutanının asker ve emrindeki astlarından borç para alarak rütbesini onlara karşı kullandığı,
* hala 1940 lardan kalma tanker ve kamyonlarla sevkiyat ve lojistik faaliyetlerinin sürdürüldüğü,
* savunma stratejileriyle tepenizde tonlarca ağırlıkta bomba yüklü uçaklara, füze kalkanlarına karşı kendimizi nasıl korumamız ve düşmanı imha etmemiz gerektiği üzerine kimsenin pek bişey bilmediği,
* zimmet olayının TSK personelinin mesaisinin yaklaşık %75 i gibi büyük bir kısmını isgal ettiğini gördüğüm,
* hamamda sabuna basarak kaymayacağım gibi onlarca aptal talimatlarla dolu bir sorumluluk belgesinin zorla imzalatıldığı,
* orduevi, eğitim ve tatil kampları gibi sosyal mekanlarına mesailerinden daha çok önem veren personelin bulunduğu,
bu ordunun, avrupanın en büyük (belki de güçlü ordusu denmek istenmiştir ama hiç önemli değil- bu geyikler hep duymak istediğimiz anlamlara taşınmaktadır *) ordusu olması... adama kıçıyla gülerler. *
kesinlikle doğru olan sözdür. diğer ordular (mesela abd ordusu) ahlaki yönden çöküntü yaşarken bizim ordumuzda böyle birşey görülemez.
ayrıca ordu derken öyle 18 ay asker değil, gerçek ordudur burada sözü geçen.
burada sözü geçen bal gibi de 15 (18 değildir) ay askerlik yapanlarla mevcudunu bulan ordu sayısıdır. avrupa'daki ülkelerde askerlik süresi kısa ve genç nüfus az olduğu için haliyle devamlı ordu sayısı oldukça azdır.
her türk asker doğduğundan dolayı gerçekleşen hadisedir. yalnız en büyük ordu olmakla en modern ordu olmak arasında fark vardır. başkası kendi ürettiği silahları kullanırken biz teknolojisini bilmediğimiz silahlara hala milyon dolarlar harcamaya devam ediyoruz ve bunu da bir marifet olarak görüyoruz. nicelik değil nitelik önemlidir.
baştan edit : ordumuz sikorsky helikopter kullanıyor, amerikan yapımı, amerika diyor ki benim dediğim parçaları kullanacaksın yoksa destek vermem bu helikoptere, tamam diyorsun, piyasadaki 1 ytl'lik vidaları bile 15 ytl'ye alıyorsun, amerika'dan. gel zaman git zaman bizimkiler diyor ki biz de helikopter yapalım, en azından projeye başlayalım, amerika 6 tane ücretsiz sikorsky helikopter veriyor, proje yatıyor, sen gelmiş büyük türk ordusu diyorsun, amerika pkk'yı 10 dakika içinde diplomatik ilişkilerle bitirebilecekken sen 30 yıldır savaşıyorsun, teknolojin yok, eğitimin yok, sağlık sektörün felç, bataklık içindesin, güneş ne güzel diyorsun, ne güzel hayat be..
apache helikopterlerin türkiye'ye para versek dahi satılmadığını duydum ilgili bölümde çalışan bir asker arkadaştan, savaş zamanları zaten parça,teknik destek vs. yardımı duruyor, kısaca amerika ile dostken(!) ordumuz çok güçlü.
bir not daha, helikopterlerin gelişmiş harita sistemi 4 ayrı uydu kullanıyor, amerika yönetiyor bu uyduları, uydulardan yalnızca birine helikopter ulaşamazsa bu gelişmiş sistemi kullanamıyor, bakın kaç kere amerika dedim, paso anasına sövdüğümüz kapitalist emperyalist katil devletin ismini kullanıyoruz ama neden? soru bu bence? cevap maalesef "ordumuz çok güçlü" değil, maalesef, çünkü eğitimimiz, teknolojimiz, bilim alanındaki çalışmalarımız "güçlü" değil, siyasi kavganın ortasındaki rektörlerle, siyasilerle, hükümetlerle olamaz da zaten..
baştan açıklama : üstteki bilgilerin büyük kısmı askeriyede scorsese helikopterlerin teknikerliğini yapan bir arkadaştan alınmıştır, yanlış bilgi olması durumunda lütfen bilgilendiriniz. tşk pls.
bir türk vatandaşı olarak, yıllardır içimizde yer eden ve her defasında gerile gerile söylediğimiz bir şeydir türk silahlı kuvvetlerinin gücü ve yenilmezliği.
yukarıdaki bir çok düşünceye baktıktan sonra;
...evet haklı olabilirsiniz. silahlarımız, para gücümüz, cahil askerimiz, suya sabuna dokunmamaya dikkat edeceğim gibi güvenlik sözleşmelerimiz mevcut.
ülke sevgisi kişinin içinde yer edinen bir şeydir. evladını askere gönderen bir babanın gururu hiç birşeyle kıyaslanmayacak kadar da uçsuzdur.
askerde evladını şehit veren bir babanın, "bir oğlum daha olsa onu da gönderirim" demesi de saçmalık değildir.
elbette türk ordusunu sadece askerle kıyaslamamak gerekiyor. asker emir altında olan kişidir.
rütbeli personeldir asıl ordunun büyüklüğünü ve yenilmezliğini sağlayan. strateji uzmanları onlardır. askerleri o yerleştirir, o yönetir.
çanakkale meydan muharebesinde ölen binlerce asker bu inancın bir göstergesidir.
çanakkle şehitlik anıtında bir siper yeri vardır, o siper sürekli ateş altında olmasına rağmen öleceğini bile bile arka arkaya dizilmiş onlarca asker bir önündeki asker şehit olduktan sonra o sipere girmektedir ve ölmektedir.
bir orduyu büyük ve yenilmez yapan inançlarıdır. teknolojik gücü ve silah kuvveti de önemlidir ama herşeyden önce inanç olmalıdır.
günümüzde 15 aylık bir süre için askere gitmek istemeyen binlerde insan var.
neden? inançsız oldukları için. canları tatlı olduğu için.
askere gitmiş, salak, cahil, beceriksiz diye tabir ettiğin(iz) insanlar bile göze alıp askere gidebiliyorlarsa bu durumda onların salaklıklarından ya da cahilliklerinden değil, akıllı olarak kendini ayyuka çıkarmak isteyen insanların sayısından bahsetmek gerekmektedir.
bugun dünya ülkeleri türkiye'yi ele geçirmeye çekiniyor, ırak "türk askeri gelmesin" diye yalvarırcasına bir demeç verebiliyorsa bu türk ordusunun hala daha korku salan güçlü bir ordu olduğunun kanıtıdır.
tam tersini iddia edenler için;
(bkz: türk tarihi)
ve;
(bkz: atatürk)
"ben size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum"
"emredersiniz komutanım!"
Sadece asker sayısı olarak kastedilmiştir. Zira hurda man kamyonlar, birinci dünya savaşından kalma techizatlar ve abdulhamit döneminde yapılan mühimmat depoları ve içerisindeki g3 mermileriyle böyle bişey mümkün değil.