masum ve mavi şeylerdi yaşadıklarım.
kurulan mavi hayallerdi bunlar, çok değil mavi olmasıydı istediğimiz.
içinde biraz balık, biraz yosun birkaçta sıcak dosttu istediğimiz. aslında ne çokmuş meğer.
güzel zamanlarmış yaşanılanlar. en tatlı şaraplarmış o zaman içilen ucuz şaraplar.
en güzel şarkıları mırıldanmışız. en tatlı dostluğu yaşamışız.
daha güzel olması için biz çok çalıştıkça.
çirkinleşmiş dünyamız. biz istemesekte belkide hiçbir zaman yaşayamayacağımız güzellikleri yaşamıştık.
uzak ve ortasından tren geçen o şehri ve maviyi çok özlesekte peşinden koştuklarımız oldukça uzak istediklerimize.
"ilkel" olduğu inancıyla çoğu arkadaşımın kullanmayı tercih bile etmediği ulaşım türü. hatta içerisinde trenin hala o eski "çuf çuf tren" olduğunu sananlar dahi var. benimse, geçen sene boyunca otobüsten daha hızlı ve ücreti makul olduğu için kullanmayı yeğlediğim toplu taşıma aracı.
trakya hattında uzunca bir süreden beri çalışmayan alettir.
an itibarıyla bundan 6 ay önce yağan bir yağmurun oluşturduğu arıza nedeniyle 3 ay önce seferler iptal edilmiştir.
yani yağmurun oluşturduğu hasar 3 ay sonra? tespit edilebilmiştir!
hadi bu normal diyelim, peki bunca zamandır bu arızanın giderilememesi, araştırma yapılmaya kalkıldığında ise 1 yıl gibi bir onarım süresinden bahsedilmesi, bu da yetmezmiş gibi bölgede * tek otobüs firmasının faal olması ve otobüsleri hınca hınç doldurup normalin üzerinde bir para alması ne kadar normaldir diye merak ediyor insan.
oyy türkiyem oyy!
tdk'nın türkçeleştirmek için, "alttan ittirmeli üstten tüttürmeli çok oturgaçlı götürgeç" ismini buldukları araç.
edit: ben yazarken yoruldum, söylerken nolur bilmem.
trendeki birini hep kıskanmışımdır. çünkü treni hem sevmişimdir hem korkmuşumdur ondan... beni ya da sevdiğim birini çoğunluk uzaklara götürmüştür, bu güzeldir ama içimde "ya dönmezse" korkusunu da besleyip durmuştur. gerçi tam da dönememe riskidir onu gizemli ve çekici kılan. her neyse, kıskandım yine bir trende oturan ve gözünde uzaklar olan yolcuyu...
"sanki trendeyim de başka bir tren gibi
geçti yanıbaşımdan hayat"
ne zaman gitti tren
bi ben kaldım bi de gölgem
saatim mi geri kalmış, bilmem
ne zaman gitti tren?
bir rüzgara kapıldık biz
yelkenler delik deşik
alıştıkça acıya
bir rüzgara kapıldık biz