bugün

illüminati manyaklarınca kliplerde, mass medianın tamamında sübliminal veya açık olarak gösterilen, belirtilen, dünyayı kontrol etmenin temel taşlarından biri olduğuna inanılan bilimsel düşünce. sanat dünyasında ise en çok yer veren grup black eyed peas ve tekno-robotik klipleri tabii. bu abi ablalara göre diğer ''dünyayı kontrol etme'' adımlarından biri de police agenda'dır. bu saçmalığa inananlarda da kliplerde ve medyada görülen polis dizileri, polis kostümlü sanatçı ve dansçılar, asker adımlarına benzer danslar icra eden kişiler, polislerin ve güvenlik kuvvetlerinin baskısını olağan göstermekte*
Transhümanizm, insanın fiziksel ve bilişsel yeteneklerinin arttırılması ve yaşlanma ve hastalanma gibi arzu edilmeyen veya gereksiz görülen yönlerinin ortadan kaldırılması amacıyla teknoloji ve bilimden faydalanılması gerektiğini öne süren uluslar arası bir entelektüel ve kültürel harekettir. Transhümanist düşünürler, bu amaçla insan geliştirme tekniklerinin ve yüksek teknolojinin kullanılması imkânlarını ve muhtemel sonuçlarını tartışırlar.

Transhümanizm teriminin ilk kullanılış tarihi 1957’ye kadar uzansa da terimin çağdaş anlamı 1980’lerde California tabanlı bir grup gelecek bilimcisi, bilim adamı ve sanatçının o zamana kadarki gelişmeleri düzenleyip transhümanist hareketi oluşturmasıyla başlar. Transhümanist düşünüler insanın sonuçta çok gelişmiş yeteneklerinden ötürü posthuman (post insan veya insan ötesi) adını almayı hak edecek olan bir varlığa dönüşeceği öngörüsünde bulunurlar.

Son derece büyük bir değişime ve dönüşüme uğramış bir insanlık geleceği düşüncesi dünya çapında çok sayıda taraftarla beraber çok değişik bakış açılarından eleştiriyi de beraberinde getirmiştir. Transhümanizm bir yandaşı tarafından “insanoğlunun en cüretkar, cesur, yaratıcı ve idealist amaçlarını temsil eden bir hareket “ olarak tanımlanmıştır. Bu hareketin bariz bir karşıtı ise onu “dünyanın en tehlikeli fikri” olarak tanımlamıştır.

“Transhümanist Düşüncenin Tarihi” isimli makalesinde filozof Nick Bostrom, sözkonusu akmın yeni yetenekler kazanmayı ifade eden antik temellerinin mitsel düşüncede yerini bulduğunu belirtir. Ne var ki, Bostrom bu akımın daha sonraki evrelerini Rönesans ve Aydınlanma Çağı’na dayandırır. Marquis de Condorcet ise insan ömrünün uzatılmasında Tıp biliminin kullanılması gerektiğini savunan ilk kişidir. Benjamin Franklin de hızlı ilerleyen bilimin bir sonucu olarak bütün hastalıkların ortadan kaldırılmasından ve yaşlılığın engellenmesinden bahsetmiştir. Transhümanist kavramların 20. yüzyılda doğrudan ve etkili bir habercisi ise John Burdon Sanderson Haldane’in 1923 yılında yayınladığı makalesi Daedalus: Science and the Future ‘dır. Haldane bu makalesinde genetik ve diğer gelişmiş bilimlerin insan biyolojisine sağlayacağı büyük faydalardan söz etmiştir.

Biyolog Julian Huxley ise bilindiği kadarıyla transhümanizm kelimesini ilk kullanan kişidir. 1957’deki bir yazısında Huxley transhümanizmi, “insan olarak kalan fakat kendisini aşarak insan doğasının yeni imkânlarını, yine kendi doğası için keşfeden insan” olarak tanımlamıştır. Böyle bir tanım 80’lerden günümüze gelen transhümanizm tanımından ise oldukça uzaktadır.

Transhümanist akımlar

Abolitionism · Demokratik transhümanizm
Ekstropiyanizm · Ölümsüzlükçülük
Liberteryen transhümanizm
Postcinsiyetçilik · Birlemecilik
Technogaianism
ilgili maddeler
Transhüman
Transhümanist sanat
Kurguda transhümanizm
Transhümanizmin ana hatları
Kuruluşlar
Uygulamalı Öngörü Ağı
Alcor Yaşam Uzatma Vakfı
Amerikan Kriyonik Topluluğu
Kriyonik Enstitüsü · Öngörü Enstitüsü
insanlık+ · Ölümsüzlük Enstitüsü
Birlemecilik Enstitüsü
daha üst düzey insan olusturmayı ve dünyanın bu kişiler tarafindan yönetilmesini amaclayan dusunce akımı günümüzün akıllı teknolojileri bu rüyaya ne kadar da yaklaşıldığını göstermektedir. Kisaca doğal evrime karşı yapay olarak kendi evrimini kendisinin yapmasıdır insanın ve başına büyük isler açacaktır ki hepimiz microsoftun yapayzekalı twitter hesabının neler yaptığını gördük.

ilgili yazı icin:

https://zamaninotesi.word...2014/11/22/transhumanizm/
bilinc mekanizmasinin cozulmesi ile amacina cok yakinlasacak olan felsefe. boylece bilinc organik olmayan ortama aktarilabilecek ve teknik olarak sonsuz bir yasam baslayacak. belki de organik olmayan bir ortamda da yaratilabilecek. teknik anlamda sonsuz yasamdan kastim bir bilincin evrenin olumune kadar yasayabilecek olmasidir. bu bir bilim insani icin harika bir durumdur cunku ornegin teoriler hakkinda dusunecek bolca vakti olacaktir. artik olumlu bir canli degildir o. zaman faktoru devreden ciktigi icin artik calismalarini uzun bir sureye yayip belki de cok onemli teoriler ortaya atabilir. mesela einstein icin olum bir gercekti ve eger olmeseydi kuantum mekanigine dair baska gorusler ortaya atacakti. deneysel ispatlarini gorebilecekti ve belki de daha farkli dusunecek, intedeterministik sekilde isleyen teoriler uzerinde calisacakti. oldugunde odasinda daginik sekilde calisma kagitlari vardi. belki de onemli bir sey uzerinde calisiyordu ama zamana yenik dustu. iste transhumanizm buna son verecek ve olum sorununu ortadan kaldirip insani radikal sekilde ozgurlestirecek.

transhumanizm felsefesinin artilari oldugu gibi olumsuz yonde bir potansiyeli de var ve bunu es gecemem. insnaoglu bilincin sirrini ele gecirdikten sonra transhumanizm felsefesi ile yapici yerine yikici yollara da sapabilir. boylece kendi sonunu da getirebilir. bu buyuk bir guc ve bunu iyi veya kotu sekilde kullanmak yine insanlarin elinde. tanri olmak kolay degil. tanrilasmak beraberinde gucu kontrol edebilmeyi gerektirir.
insanlığın, hem fiziksel, hem zihinsel, hem de sosyal açıdan çok daha üst seviyelere ulaşabileceğine inanan Felsefe.
insanlığın teknoloji ve bilgi sayesinde yeni bir mertebeye ulaşabileceği fikridir aynı zamanda. Şuan mevcut insanlıktan daha iyi olabiliriz demek isteyenlerin buluşma noktasıdır.
dünya dışı yaşama inanan birisi olarak bir çok dünya dışı ırkın evrenden ya silinip gittiğini yada huzur içinde senelerdir yaşadığını düşünüyorum. herşeyin birliktelik ile başarılıp veya savaşarak yok olacağınıda düşünüyorum. birlikte olur barış içinde savaşları durdurup bilime yönelirsek bence başarılabilir. hee gram inancım yok bi kaç yy sonra dünya ve insan ırkı yok olup gider
insan beyninin robot bedene entegre edilemesi ve hayatımızı orada devam ettirmemiz olayıdır.
ilk önce milyarderlerin beyinleri aktarılacak.
daha sonra bunu halklar üzerinde deneyebilirler.
duygu ve aşk kavramı bitecek.
abdurrahim dilipak'ın yazısı

https://www.yeniakit.com....manizm-uzerine-34723.html

--spoiler--
CoVID ve aşıyı unutun. Great reset’e giden yolda en önemli konu “Transhümanizm” konusudur.

Biz, “ünsa” ne demek, onlar kimdir daha bilmeden LGBT’nin sonundaki “T” ile uğraşırken, birileri bütün insanlığı, Great reset sonrası “Yeni normal” dönemde “Trans”a mecbur kılmak için uğraşıyordu. Şunu bilelim ki, Transhümanizm; Deizm, Satanizm, Agnostizm gibi yaygın bir şekilde bilinmese deçağın en büyük vebasıdır. insan dönüştürülünce, algısı da dönüştürüleceği için, din algısı da dönüştürülecektir. Biz “CoVID korku plandemisi” ile uğraştırılırken öte yanda “plandemik” bir komplo ile karşı karşıya bırakılıyorduk.

Transhümanizm bu anlamda “günlerin sonu”na yaklaşırken, bizim “ahir zaman” dediğimiz ve kimilerinin “Tarihin sonu” dediği, son büyük oyununu oynamaya hazırlanıyor. Lanetlenen, taşlanan kör şeytan, elestü bezmi’nde, lanet sonrası intikam için mühlet istemişti. “Kullarından belli bir pay alacağım, onları mutlaka saptıracağım, onları boş kuruntulara kaptıracağım, kesinlikle onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar (Puta tapanların, taptıkları putlara adadıkları kurbanları ile ilgili bir ritüel.), emredeceğim de Allah’ın yarattığını değiştirecekler” demişti.(…)”

Transhümanizm’i, öjenik hareket ve Malthusçuluk, Darwinizm yani evrim teorisi ile birlikte düşünmek gerek. Bundan sonra, bu kelimeleri, kavramları daha sık duyacağız: Transhümanizm, nesnelerarası iletişim. (Burada insan artık bir nesnedir). Humanoid, Siborg / siborgizm, İslami biyoetik, İradi evrim, Genom, RF, 5G, Sürekli evrimci iyileştirme, Sonsuz yaşam, Transhuman bebek ve Human paryalar. Gen mühendisliği, Toplum ve normatif Hukuk. Biomühendislik, nanoteknoloji, insan-makine arayüzü, post hümanizm, Neuralink / zihin yükleme / Neura tech., iradi evrim, teknolojik tekillik, öjeni ve Sosyal Darwinizm vs. vs. Biz buraya, doğum kontrolü, hormonlu gıdalar, sezaryen, LGBT, kürtaj tartışmaları ile geldik.

Evet Öjenik kelimesini bundan sonra daha çok ve sık duyacağız. Bu kelimenin ilk kullanımının MÖ 350’ye kadar gittiği iddia edilir. Bugünkü anlamıyla, coğrafyacı, seyyah, kaşif, meteoroloji, psikoloji, kriminoloji, genetik, öjenik ve istatistik alanlarındaki çalışmaları ile tanınan Sir Francis Galton (1822-1911) tarafından “sağlıksız ceninleri ayırıp, sağlıklı ceninler yetiştirmenin yollarını arayan, bilimselliği tartışmalı bir toplumsal akım veya toplumsal felsefe” olarak tanımlanır. Biyolog ve İngiliz Öjenik Derneği üyesi, Aldous Huxley’in torunu Julian Huxley (1887-1975) ise, 1957’de “Transhümanizm” terimini ilk kullanan kişi gibi görünüyor. Huxley’ler ilginç bir aile. Filozof Nietzsche insanlığın da gelişerek dönüşeceği fikrindedir. Büyük dede Thomas Henry Huxley (1825-1895) evrimci bir biolog olup “Agnostizm” kavramını ortaya atan kişidir. Büyük dede Huxley Darwin evrimciliğini şiddetli bir şekilde desteklediği için “Darwin’in Köpeği” olarak da anılır.

Huxley ilk kez 1957 ‘de yayınlanan “Yeni Şarap için Yeni Şişeler” isimli makalesinde “Trans Humanizm”den söz eder. O makalesinde “insanın yine insan olacağını, ama yeni insanın eski insan olmayacağını” söyler. Yeni ruh, akıl ve yeni beden!

Geçen gün, konuyla ilgili güzel bir makale okudum: En Tehlikeli Fikir?: Transhümanizm Üzerine İslami Müzakereler, Anke Iman Bouzenita / Çeviri: Nursena Çetingül, Handenur Koldaş. Kaynak: https://dergipark.org.tr/...nload/article-file/614122 .orada

Bu fikir yeni değil. Darwin 1809-1882 yılları arasında yaşadı. Malthus ise 1766-1834 arası yaşamıştı. Modern trans hümanist hareket, 1990’larda Feridun isfendiari diye biri çıkıyor ve adını FM-2030 olarak değiştiriyor. O Belçikalı bir iranlı-Amerikalı yazar, öğretmen, Transhümanist filozof, fütürist, danışman ve atletti. 1989’da yayınlanan “Transhüman mısınız?“ kitabıyla tanındı. Kendi misyonunu “hızla değişen dünyada kişisel büyüme hızınızı takip ve uyarma” olarak tanımlıyordu..

isfendiari, Varoluşçu, 1973 doğumlu”, bilgisayarlar bizden daha akıllı olunca ne yapacağız” sorusunu soran isveçli akademisyen Nick Bostrom, 1963 doğumlu David Pearce ile birlikte 1998’de “Humanity+ / Dünya Transhümanist Derneği”ni kurdu. Bu hareket şimdi partileşmeyi tartışıyor. Alcor Hayatı Uzatma Vakfı’nın başkanı Max More de bu alanda adından söz ettiren önemli bir kişi. Ayrıca Natasha Vita-More ve James Hughes’den söz etmek de mümkün.

Bu transhümanistler, adeta “yeryüzünde bir cennet ve ebedi bir hayat” vaad ediyorlar. Kendilerini ıslah ediciler olarak gören bozguncular! Adalet, barış, özgürlük, sağlık ve mutluluk vadediyorlar. Herhalde dijital diktatörlük, siber kölelik vaad edecek değiller. Sağlıklı “birey”lerden oluşan bir toplumdan söz ediyorlar. Evde öğrenecek, evden çalışacak, evden tüm dünya ile iletişim kuracak ve dünyayı artırılmış gerçeklikle sanal alemde turlayabileceksiniz. Ölümsüz ve zeki insanlardan oluşan bir toplum.. Bunların da “ılımlı”sı var, “muhafazakar”ı, “seküler”i, “radikal”i var. Yaşam için sorun yok, ama onlar içinde ölüm hâlâ bir muamma. Yaşarken insanların genleri ve beyinleri kopyalansa bile. Şunu hemen belirtelim ki Trans Hümanizm bir Teknoloji Dini’dir. Kendi içinde felsefi anlamda ekonomik, içtimai açıdan geleneksel davranış kalıpları ve politik süreçleri tartışırken asıl itici güç olarak teknolojide radikal değişimi öngörüyorlar ve bu konuda bilişim teknolojisi ve yapay zekaya büyük önem veriyorlar. Bu süreci CoVID ve aşı sürecinde, özellikle mRNA konusunda çok çarpıcı bir şekilde yaşadık. Trans hümanistler Amerikan seçimlerini bekliyorlar. Bir çoğunun “Evrenin ulu mimarı” (!) ile iletişim içinde, kehanet, ezoterizmle beslenen hayalleri var. ABD’de başkanlık kampanyasında büyük ölçüde Biden taraftarı olan Zoltan Istvan gibi transhümanistler 2024 vurgusu yapıyorlar. Teknolojik Tekillik (Singularity), insan, hayvan ve makine arasında kurulacak bir networkle yeryüzünde, saniyede 300.000 km hızla, farklı bir dünyaya yolculuk yapacağız.. Bu dünyada ileri doğru evrimleşirken biyolojik anlamda yaşlanmak yerine gençleşecek ve beyin manipülasyonu ile eskiyen organlarınızı yenileyebileceksiniz.

Francis Fukuyama, “Tarihin sonu”ndan söz ederken biyoteknoloji devriminin “BiREY”lerin özgürleşmesi ile global bir aktör olarak geleneksel egemen ulus devletlerin sonunu getireceğinden söz ediyordu. Neyse, siz, Ankara’dan gelen mesajlara kulak verin. Hayat eve sığar, maske, mesafe, kolonya, ha bir de aşı olmayı unutmayın da gerisini boş verin. Elinizi, dişinizi yıkamayı da unutmayın, ama fazla su kullanmayın. Büyükler her şeyi bilir. Takmayın bunları kafanıza ve üzmeyin tatlı canınızı. Selâm ve dua ile.
--spoiler--
insansız dünya…

(bkz: https://dergipark.org.tr/...load/article-file/2165389)
konuyla ilgili sağlıklı bir temel oluşturmak için luc ferry'nin transhümanist devrim adlı kitabı okunabilir.
anarko primivitizm'den daha gerçekçi olan ideolojidir.