Izmir tramvayi o kadar yavas gitmektedir ki bindiginde hamileliginin ilk haftasinda olan kadinlar son duraga geldiginde karni burnunda inmektedir. Duraklarda bekleyen guvenlikler gorev suresi boyunca emekliliklerine kadar tramvayi yanlizca bir defa gorebilmektedir. Sehri disardan ziyarete gelen arkadasinizi bazi yerlere ulasim(?) icin tek secenek olan bu nispeten tugladan azcik daha hareketli olan seye bindirdiginizde varacaginiz yere daha varmadan izmire dair butun heves merak ve istekleri sönmektedir.
Bircok insan buna binmek yerine bisime binip yagmur sel kiyamet demeden pedallayarak alsacaga ulasmayi tercih etmekte ve daha kisa zamanda varmaktadirlar. Bu tramvaya bindiginizde kaldirimda yuruyen insanlarin sizi zaman zaman gectigini gormek hicte garip degildir. O denli yavas ilerlemektedir ki siz fahrettin altaydan konaga varabilmek icin daha durak sayarken ayni vakitlerde Manisadan yola cikan arkadasiniz sizden once gelip konakta sizi beklemektedir. Tramvayda hayat adeta durur. Butun hayatinizi gozden gecirebilir tramvaya binmeden onceki vakitlerinizi (ki cok cok eski zamanlardir onlar) dusunup gulumseyebilirsiniz. Ne de mutlusunuzdur o zamanlar. Bu uzun zamani kitap okuyarak degerlendirmek isteyen kimseler yaninda cilt cilt kitap tasimakta tramvaydan inebildiklerinde ise hepsi ulvi birer insan olmaktadir. Uzun suren bu yolcuklar sirasinda tramvayda tanisip sevgili olan ciftler tramvaydan inecekleri anin hayalini kurup evlilik planlari yapmaktaysa da ne yazik ki daha inemeden ayrilmaktadirlar. Yolculuk o kadar uzun surmektedir ki ilk duraktan son duraga uc sezonluk diziye konu olacak malzeme cikmaktadir. Eger izmir tramvayi tarih oncesi zamanlarda olsaydi suphesiz butun insalar ve dinler bu seyi seytan olarak gorur korkarlardi. Butun firavunlar ve krallar tramvayin bu yavasligina lanet eder saraylarin ve kalelerin kapisina tramvayin girmemesi icin buyuler yapardi. Suphesiz o donemin aydinlari gelecek nesilleri bu seyden korumak ve bilgilendirmek icin kitabeler kaleme alırlardı.
claude simon'un soluksuz kitabı. soluksuz çünkü çok az nokta kullanmış. her şeyi derinlemesine betimlemiş. betimlemelerinin kalitesinden ötürü puanım 8. olay örgüsü bakımından kafam karışık.
Asfalt yola döşenen raylı sistem üzerinde çalışan trenvari ulaşım aracıdır. Amerika, avrupa, doğu bloğu ülkerinde çok fazla kullanılır. Türkiye de konya, samsun, antep gibi metro yapmaya bütçesi el vermeyen şehirlerde fazlaca kullanılır.
iş ve okul çıkış saatlerinde binenlerin götünü kaçırmak için çok zor dakikalar geçirmesine mekan olan toplu taşıma aracıdır. Ayrıca, son durak dışındaki duraklarda "ben burdan nasıl inicem lan?" diye düşünmeden inmeye çalışmanın çok büyük cezalara sebebiyet verdiği rivayet edilmektedir.
metro/ankaray gibi kullanımı en kolay ulaşım araçlarından biridir. durağın ismi anons edilir, öyle "nerede inecektim ben? ayy kaçırdım mı acaba?" dedirtmez kaybolma korkusu olan insana.
"Train Way" kelimesinin başkalaşım geçirmiş halidir. Günümüzde hafif raylı araçları ifade eden bir kelimedir. istanbul istiklal caddesinde ülkemizdeki ilk tramvayların nostaljisini yaşayabilirsiniz.