kesinlikle çelişkilerle dolu olan milliyetçiliktir. zira bir üniversite hocası size ders anlatması gereken zaman diliminde ogün samast ın abartıldığından, kendisinin bir kahraman olduğundan falan bahsederken bir minibüsçü radyoda aynı haberi duyduğunda ogün ün şerefsizin gerizekalının biri olduğundan dem vurabilir. bi de bi profesörle dağda yaşayan bir adamın aynı oy hakkı olur mu derler.olur efendim, olur.
abartılı kavramdır.
uçlardaki bütün insanlar hayatımızı ne kadar iğrençleştiriyorlarsa onlar da o kadar iğrençleştiriyorlar.
kürt milliyetçiliğiyle karşılıklı birbirlerini sivrileştirmektedirler.
faturası masum insanımıza çıkmaktadır.
trabzondaki aşırılık çok ciddi bir sosyolojik araştırma konusudur.ucu emil durkheim'e kadar gider.
milliyetçilik nedir? sorusunun cavabı ilk entryde verilmiş gibi olmuş.
"ancak vatanını milletini sevmek" tanımı milliyetçiliğin tanımı olarak algılanmamalıdır. keza trabzon halkı milliyetçiliği bu şekilde algıladığı için karmaşa bu coğrafyada devam etmektedir.
şimdi dürüst olalım, bir sözlükte yazıyoruz ve amacımız insanların konu hakkında bir şekilde fikir sahibi olmalarını sağlamak. ancak tanımını yaptığımız kavramlara dikkat edelim.
milliyetçilikten bahsediyorsak; fransız ihtilali'nden, yeni dünya düzeninden, modernizmden bahsedelim ki okur olayın tarihi seyri hakkında fikir sahibi olsun.
ha trabzon'daki milliyetçilik anlayışından bahsedeceksek, milliyetçiliğin burda oturtulma sebeplerinden, cumhuriyetin kuruluş yıllarında gerçekleşen göçten bahsetmemiz; hiç olmadı doğuda kızıştırılan savaşa neden trabzon'dan özellikle insan kaynağı gönderildiğini cevaplamamız gerekmektedir. yüreği dayanan cevaplasın.
milliyetçilik doğası gereği; çeteleşmeyi, kendisi gibi olmayanı dışlamayı ve kanla bastırmayı, çıkar uğruna şiddetin her türlüsünü kullanmayı gerektirmektedir. trabzon'da da bu gerekler harfiyyen yerine getirilmektedir. dışardan gelen öğrenciye potansiyel terörist, namussuz gözüyle bakılması, milliyetçilik kavramının doğurduğu toplumsal linç anlayışının yalnızca küçük birer uzantısıdır.
burada milliyetçiliğe değil trabzondaki ciddi sosyolojik sorunlara, ve çelişkili durumlara bu kavrama paralel çizerek değinilmiştir. sen burda kalkıp milliyetçiliği ele alıp bunu tartışırsan "paragrafa göre aşağıdaki cümlelerden hangisi konu ile alakasızdır" gibi bir şey ortaya çıkar. artı milliyetçilik tanımı türkiye'de tamamen değişmiş olması da cabası. sen gidip bir trabzonlu esnafa mal alırken "abi bizi kazıklamıyorsun değil mi?" diye sorduğunda; "biz milliyetçiyiz bizde öyle şeyler olmaz" cevabını alırsın. artı "milliyetçilik kendisi gibi olmayanı dışlamayı ve kanla bastırmayı, çıkar uğruna şiddetin her türlüsünü kullanmayı gerektirmektedir"* iyi çok güzel de bu adam çok mu kendinde?
"iyi çok güzel de bu adam çok mu kendinde?" * gibi yanlış yerde , yanlış biçimde kurgulanmış soru cümleleriyle açıklanamayacak durum.
kendindeliği neye göre belirliyorsun? derler adama. kendinde olmayan insan güruhunu kim yaratmış neden yaratmış?
türkiye'de milliyetçilik kavramının tamamen değişmiş olduğu düşünülüyorsa; üstte yazdığım entryde belirttiğim gibi milliyetçilik nedir? sorusu tartışılmalıdır.
madem trabzon'daki ciddi sosyolojik sorunları koymak istiyorsun ortaya, o zaman bu halkın neden milliyetçi olduğunu ya da şu şehir bu kadar milliyetçi, bu şehir şu kadar milliyetçi konusunun tartışmasının neden yapıldığını tartış. ülke içi coğrafya bu kadar mı etkiliyor milliyetçilik oranını? ya da neden etkiliyor? haa geldik mi gene milliyetçilik kavramına.
trabzon bir öğrenci şehri... bu gibi şehirlerde esnaf için, para söz konusu olduğunda milliyet, ırk, dil gibi konular saf dışı kalır. o yüzden önerim öğrenci bu şehirde neden kazıklanıyor sorusunun cevabını ülke ekonomisi ve esnaf gelirlerinin ülke içi dağılımı gibi konuları irdeleyerek bulabiliriz.
alakasız sanılan konular bahsi geçen sosyal tespitlerin temelini oluşturuyorsa, yapılan tespitlerden büyük yanlışlar doğar. bu yüzdendir ki tartışmanın seyrine dikkat edilmelidir.
hayatımın bir bölümünü trabzon'da geçirmem ve aynı zamanda trabzonlu olmam nedeniyle, bir iki satır yazma hakkım olduğunu düşünerekten sözlerime başlıyorum.
trabzon üzerinde son yıllarda toplum genelinde uzlaşılan kanı, diğer şehirlerden faklı olarak bu şehirde saldırgan, hırçın, tahmmülsüz bir milliyetçilik saplantısı olduğu yönündedir. bu görüşlere bir bakıma hak verdiğimi söyleyebilirim. ama bunu savunanların bir kısmının hayatında trabzonu hiç görmemiş insanlar olduğunun da altının çizilmesi gerekir. (trabzon insanının kin duyduğu şeylerden birisi de bu insanlardır aslında)*
sözlükte de trabzonla ilgili entrylerin bir kısmında, bu şehri diğerlerinden ayırma, farklılaştırma şeklinde genelleyici yorumların yapıldığını görmekteyim ve bana soracak olursanız bu şekilde yapılan genellemeler de cehaletin bir başka göstergesidir. (çorum'dan adam çıkmaz, afyon'un kaymağı konya'nın manyağı gibi)
trabzon'daki milliyetçilik, vatan sevgisinden sonra gelen trabzonluluk ruhunun varlığıdır. bu da istanbul'a kafa tutma, anadolu'yla dalga geçme şeklinde kendini göstermektedir.
evet, son 3-4 yılda memleketimizde cereyan eden ciddi sorunların hepsinde trabzon'un parmağı vardır ve birçok konuda trabzon halkı katilleri desteklemiş, ölenlerin de vatan haini olduğunu zannetmiştir. mesela onlara göre papaz misyoner, ermeni türk düşmanı, mc donald's sömürü, tayad da bölücülük anlamına gelir. ancak bugün türkiye'de bu kavramlar tartışılmıyorsa, (örneğin kiliselerin misyonerlik faaliyetleri) bunun sebebi, medyada trabzon'un yeterince yer işgal etmesidir. bu açıdan trabzon'un haddinden fazla büyütüldüğü ve medya tarafından kullanıldığı kanısındayım. (kaç kişinin ölmeden önce hrant dink'i okuduğunu, okumayı bırakın kaç kişinin adını duyduğunu bile merak ediyorum. ayrıca sırf öldürüldü diye, hrant dink'in iyi bir gazeteci olup olmadığını türkiye'de asla tartışamazsınız, çünkü o artık ölmüştür, katledilmiştir.)
trabzon için farklı bir milliyetçilik tanımlaması yapmaya gerek var mıdır? belki yoktur ama, atatürk'ün muhafız alayı askerlerinin çoğunun neden trabzonlu olduğunun da herhalde başkaca bir izahı vardır.
önüne gelenin bir yerler hakkında genelleme hakkını kendinde bulduğunu bize göstermişitr. evet! bütün trabzonlular cahildir. bütün diyarbakırlılar pkk'lı, bütün tuncelililer teröristtir!
ha illa kapak fetişistliklerinin yüzlerine vurulmasını istiyorlarsa buyursunlar:
Trabzon birçok akademisyen, siyasetçi, sanatçı, sporcu, iş adamı...vd nın bağrından çıktığı şehirdir. bu şehirde kişi ister sağcı olsun, ister solcu olsun özünde milliyetçi-muhafazakardır. bir seçimde belediye başkanı chp den seçlirken diğerinde akp adayının kazanması çok doğaldır. çömlekçi olayını saymaz isek Trabzon gayet sakin ve huzurlu bir şehirdir ve aslında milleti rahatsız eden de budur.
inşallah bu milliyetçilik, diyarbakır başkentli kürdistan gibi trabzon başkentli bir lazistan hayaline dönüşmez... ileri görüşlü kişiler böyle buyuruyor çünki... nasıl çin gelecekte dünyanın en büyük ekonomik gücü olacak, nasıl iran dünyaya hükmedecekse, lazların da kürdistan kurulduğu takdirde ayaklanması bekleniyor... **