Yazıklar olsun demekten başka bir çare gelmiyor elden. Ulan çocuk lise mezunu gitti polis oldu biz bekçiliğe bile giremedik neden peki referans istiyorlar. Var mı peki yok ama o çocuğun var. Neden bilek hakkı önemsemiyor neden hak hukuk çiğneniyor. Sınavlara girip iyi derecelerde puan yapıp giremiyoruz. Hakkım haram olsun bunlara.
Lise mezunu da bi devlet işine girsin kardeşim. Niye böyle bakıyorsunuz olaylara. Kendi tarafımızdan bakalım tamam bunda sorun yok ama biraz da karşı taraftan bakalım. Ben sadece referanstan elenmiş olabileceğini de düşünmüyorum. Başka sebepleri de olmalı. Her şeyin tamdı da bir tek referanstan mı kaldın yani?.
Ayrıca Bu iş hep böyleydi, hep de böyle olacak.
Maalesef ki düz lise mezunuyum bazı sebeplerden gidip de okuyamadım açıktan diploma alayım diye uğraşıyorum. Girebileceğim yüzlerce devlet kadrosu yok olanlar da kısıtlı personel alıyorlar.. onlara da 90 puan alamamışsan listeye bile giremiyorsun. E dışarıdan alabileceğim belge de kısıtlı. Şartlar böyle olunca insanlar iş bulabilmek için başka yollar arıyorlar.
Sıkma güzel canını polislik ve bekçilik günümüz şartlarında zaten zor meslekler. Daha iyi fırsatlar çıkacaktır karşına.
yıllar önce. maaşımı falan geç alıyorum, şirketin durumlar kötü vs...
her neyse bir gün babam aradı, dedi ki x abini ara da, cv'ni gönderecekmişsin, o da y isimli kuruluşta işini ayarlayacak...
x abi bağlantıları çok kuvvetli olan bir akraba/abimiz. kuruluş da 16 maaş çalışılan muazzam rahat bir kurum.
dedim baba olmaz, bak onların şartlarını karşılamıyorum. ilanlarına arada bakıyorum da tutmaz o iş. yok o ayarlayacakmış sen gönder cv'ni dedi. göndermedim.
1 hafta sonra 'niye göndermedin lan eşşoleşşek' diye geri aradı. dedim ki ben torpil istemiyorum baba. gerek yok. bir şekilde paramı kazanıyorum. kimseye muhtaç değilim. birilerinin hakkına girmeyelim...
2. hafta x abi, lan olm millet oraya girmek için kıvranıyor biz senin peşinden koşuyoruz diye aradı... çalışmak istediğin departmanları da yaz ve şu adrese gönder diye kapattı telefonu... baştan savma bir cv hazırlayıp gönderdim. cidden dayanamadım artık baskılara...
birkaç ay geçti, görüşmeye çağırdılar, gitmedim. sonra yine.. yine gitmedim... üçüncüye aramadılar zaten. sonra x abi tekrar aradı ve lan neden gitmiyorsun görüşmeye dedi. ben de abi hep iş seyahatlerine denk geldi, gidemedim diye salladım. neyse kısmet değilmiş diyip kapattık telefonu.
vermediğim farklı detaylar da var ama kabaca olaylar bu şekilde...
sonraki işlerim (çok şükür) çok daha iyi şartlarda oldu. ha her seferinde daha çok çalıştım, teklif edileni hak ettim. son iki işimde maaşımı yaklaşık olarak ben belirledim. bir önceki şirketimde çalışmak için insanlar, işi ayarlayana ev arsa teklif ediyordu, şirket nokta atışı beni transfer etti... özel sektörde ben kendi tarafımda her zaman kısmete inanırım. şimdiye kadar (çevrem geniş olmasına rağmen) kimseden kayrılmayı talep etmedim. kimsenin hakkına girmedim, allah hak yemeyi de kısmet etmesin. işsiz kalsaydım muhtemelen ben de birilerini devreye sokmaya çalışırdım sanırım...
ama maalesef torpil denen bir şey var ve bu hem özel sektörde hem kamuda. özel sektördeki tam bir fecaat... uzun ve kalın unvanlara sahip o kadar çok boş beleş insan var ki... ne söylesek, ne kadar söylesek az...
bir sürü torpilim varken kullanmadım. neden mi kul hakkı yemek kadar kötü bir davranış yok. kısaca ilyas salmanın oynadığı sarı mercedes filmini seyredin anlarsınız. varsın az kazanıyım hatta aç kalayım ama hak yemeyim. hele devlet görevlisi memur olmak mı benden uzak olsun. burdada şenerşenin namussuz namuslu ve ilyas salmanın diplomalı hıyarcı filmine bakabilirsiniz.
her dönem olmuştur, ancak devlet çarkını ehiller çevirirken, torpilliler bankamatik memurluğu yaptıklarından, etliye sütlüye karışmaları engellenmiştir.