bugün

mogollar in enstrumental sarkisi.
savaş meydanında üç oğlunu kaybeden kahraman bir ananın zor zamanlarının anlatıldığı roman.
savaşın etkilerini anlatan muhteşem cengiz aytmatov romanı..
aşık veysel'in söylediği gibi; insanın tek sadık yari.
(bkz: toprak anam gök gardaşım sudadır)
cengiz aytmatov'un muhteşem üslubuyla yazdığı harika roman. tasvirler mükemmel.
(bkz: toprak)
yaşamın dört elementinden birisi, tüm çirkinlikleri sayısız şekilde örter, insanoğlu için amansızca çalışmakdadır.
(bkz: toprak)
(bkz: su)
(bkz: hava)
(bkz: ateş)

edit: cem yılmazın gorosundaki tahta yok yalnızca.!
bu ülkenin ekonomik açıdan kurtuluşudur aslında. bir anlayabilseydik. imf şetanına uyduk gidiyoruz.
spoiler
--------------
Aytmatov bu ilk romanı ikinci Dünya Savaşında kocasını ve üç oğlunu cepheye gönderen bir kadının yaşadıklarını konu alıyor. Tolganay, mutlu bir yuvaya sahipken, kocası ve üç oğlu savaşa katılınca en büyük oğlunun karısı Aliman ile birlikte onların geri dönecekleri umuduyla yaşarlar. Tolganay güçlü bir yapıya sahip, yüreği insan ve toprak sevgisi, üretme coşkusuyla dolu bir kadındır. Erkeklerini savaşa gönderen köyün dertleriyle uğraşır. Ev ev ihtiyacı olan insanlarla ilgilenen tolganay, yokluğun pençesinde her türlü acıyla yüz yüze gelir. Gelini Aliman ile birbirlerine dayanak olan bu kadını gelininin durumu çok üzmektedir. Çok sevdiği kocasını evlendikten hemen sonra cepheye uğurlayan genç Alimanı kendi kızı olarak bağrına basar. Tolganay Cepheden kocası ve büyük oğlunun ölüm haberini aldiğinda, kendi halinden çok gelinine üzülür. Bir gün gelininin bir çobanla yaşadığı gayri meşru ilişkiden hamile kaldığını öğrenir. Bütün acılara rağmen (diğer iki oğlunun da ölüm haberi ulaşmıştır) gelinine sahip çıkar. Aliman bu çocuğu doğururken ölür. Tolganay çocuğu bağrına basar. Ona Canbolat ismini verir. Bu bebek, artık mazide kalmış ailesinden ona kalan tek hatıradır.

Aytmatov romanı ömrünün sonunda toprakla dertleşen Tolganayın dilinden anlatır. Yazar bu romanında üretmenin verdiği huzuru, toprağa saygıyı, insan sevgisini işlerken, savaşın mantığını ardında bıraktığı kırık dökük hayatlar çerçevesinde sorguluyor.

Akşam yemeği için büyük arabanın yanında otların üzerinde oturduk. Ekmek sıcaktı. Yeni çıkmıştı fırından. Canbolat ilk dilimi bana verdi:

- Buyur büyükanne.

Ekmeği aldım, bereketli olması için duamı yaptım ve ilk lokmayı ağzıma götürdüm. Çiftçilerin, tarım araçlarını kullananların ellerinin kokusuydu bu. Bu ekmek petrol kokuyor, demir kokuyor, saman kokuyor, olgun başak kokuyordu. Evet eskiden olduğu gibiydi herşey. Lokmamı yutarken gözyaşlarımı tutamadım. Ekmek ölümsüzdür, iş de ölümsüzdür dedim içimden.

spoiler
-----------------

kaynak alıntıdır.
"Düşmanlarımız bize ölüm getiriyorlar. Biz düşmanlarımıza ölüm götürüyoruz. Peki ama sadece katillerin kalacağı bir dünyada nasıl yaşanabilir ki?" aforizmasını içeren değerli yapıt.
türkçe çevirisiyle uzaktan yakından alakası olmayan muhteşem cengiz aytmatov yapıtı. ya da benimkini çeviren eleman neyi çevirdiğinin farkında değildi.
cengiz aytmatov'un okuduğum ilk romanı. ön yargılarımı yıkmamı sağlamış güzel roman. adamın ismine gıcık kapıyordum, evet.
sarı çiçeğin annesidir. (bkz: sarı çiçek ninnisi)
cengiz aytmatov un yalın diliyle *kırgız türklerinin ikinci dünya savaşı sırasında yaşadığı sıkıntıları anlatan başarılı romanı. savaşın tadı her yerde aynı ne de olsa...
gerek tohum yasasi gerekse gdo yönetmeliğiyle devlet babanın tecavüzüne uğramış pek yakında kısır kalacak anamız.
1. basımı 1995,

2. basımı 1996,

3. basımı 1997,

4. basımı 1998,

5. ve 6. basımı 1999,

7. basımı 2000,

8. basımı 2001,

9. basımı 2002,

10. basımı 2003,

11. basımı 2004,

12. basımı 2005,

13. basımı 2006 yıllarında gerçekleşmiş olan ötüken yayınlarına ait cengiz aytmatov klasiğidir.
ikinci cihan harbinde 3 evladını kaybeden tolganay isimli bir kırgız kadınının kendi tarlasına , toprağına gençlik yıllarını özet geçmesinden ibaret hoş , akıcı , sürükleyici bir aytmatov romanı.
tabi her zaman ki gibi mükemmel doğa tasvirleri yine var. okuyun , okutun.
cengiz aytmatov'un arka kapak yazısı:

" bu eserde, savaş meydanında eşini ve üç oğlun uu kaybeden kahraman bir ananın, zor zamanlarda dişi - tırnağı ile işlediği, kanı ve teriyle suladığı toprakla dertleşmesini okyoruz. insan sevgisinin, çalışkanlığın ve fedakarlığın nasıl kutsal bir yüceliğe ulaştığının en çarpıcı örnekleriye görüyoruz.

yetiştirdiği buğdayı kendisine bir avuç ayıramadan cephedeki asker için gönderen kırgız köylüsünün ikinci dünya savaşı sırasında çektiği sıkıntıları, acıları da film seyreder gibi görüyoruz.

bu kadar da değil... aytmatov, güçlü kalemiyle, aşk ve nefreti, iyi ve kötüyü yüzleştiriyor, okuru heyecandan heyecana sürüklüyor ve düşündürüyor."
bir solukta okuduğum cengiz aytmatov kitabı...Tolunay, öyle tesir etti ki bana, evet ben de tolunay gibi her zaman güçlü olabilmeliyim, direnmesini bilmeliyim dedim...eşini ve 3 çocuğunu savşta kaybeden bir kadının hayata direnişini anlatan mükemmmel bir kitap...her insanın örnek alması gereken tolunay...SAVAŞLAR NEDEN VAR?sorusuna cevap aranıyor kitapta...evet neden var savaşlar, imparatorluk kurmaya, sınırlarınızı genişletmenize ne lüzum var...elindekiyle yetinemez mi insanoğlu...cevabı yok kitapta;ama işgal edilen vatan toprakları için bir ananın 4 canından neden vazgeçtiği çok iyi anlatılmış...her zaman çanakkale şehitlerini anarız, üzülürüz ama ilk kez tam manasıyla anlayabildim çanakkale savaşını da kurtuluş savaşını da....bu savaşlarda mücadele eden insanları da...durup düşünmek insanlığımızı irdelemek için mutlaka ama mutlaka okunması gereken bir kitap....
eşi savaşta ölen gelinin annesine "ben de onun gibi öleyim istedim." demesiyle insanın gözlerini dolduran başarılı bir halk tasviri eseri.
"Gerçek mutluluk, yavaş yavaş, azar azar gelir ve bu bizim hayata bakış açımızla, çevremizle, çevremizdekilere karşı davranışımızla doğrudan doğruya ilgili ve orantılıdır. Mutluluk, birbirini tamamlayan ufak tefek şeylerin birikmesinden doğuyor."
cengiz aytmatov'un okunulması gerekilen kitapları arasında yer alır. bir değeri için,

(bkz: gün olur asra bedel)
(bkz: okunması gereken kitaplar)
cengiz aytmotov'un 2. dünya savaşı sırasında, 'tolunay' adlı bir ananın ağzından yaşanılan bedbaht durumları anlattığı kitabıdır öyle ki son sayfalarını okurken gerçekten insanı üzüntüye boğan bir kitapdır.
''ekmek ölümsüzdür kasım, oğlum hayatda ölümsüzdür acıda''
yönetmenliğini memduh ün'ün yaptığı fatma girik ve tamer yiğit'in başröllerini paylaştığı 1973 yapımı film. fatma girik oyunculuğuyla hayran bırakıyor. Fakirliğin,kandirilmanın ve çaresizliğin zorlukları çok güzel anlatılmış.