Güzel aşklara konu olmuş kadınları kıskanırım.
Bu kadın da güzel adamlarla aşk yaşamış bir kadındır.
Kadın gözünden bakınca, Bir aşkı güzel kılan ilk şey; güzel adamdır.
Güzel seven adamdır.
Bu kadın da güzel sevilmiştir.
Senin için alışılmış şeyler söyleyemem sana yaraşmaz
Kış gecesi amcamızdır bahar yakından kardeşimiz
Alır başımı Erzincan'a giderim seni düşünmek için
Dörtlükleri bozarım çünkü dağlar ne güne duruyor
Kıyılar ve eskimeyen her şey seni anlatmak için
Bir bozuk saattir yüreğim hep sende durur
Ne var ki ıslanır gider coskunluğum durmadan
Durmadan
Dağ biraz daha benden deniz her zaman senden
Hiçbir dileğimiz yok şimdilik tarihten coğrafyadan
Kimselere benzemesin isterim seni övdüğüm
Seni övdüğüm zaman
Güzel bir çingene yalnız başına dolaşmalı kırlarda
Seni övdüğüm zaman
- Turgut Uyar.
"içki olsaydı rakı olurdu mesela, ona hiç kuşku yok.
ev olsaydı, sonradan görmelerin kondurdukları sütunlu mütunlu villalardan değil, bütün depremlere dayanacak, iki katlı, küçük, sağlam taş bir bina olurdu.
çiçek olsaydı gül, karafil gibi herkesin bayıldığı bir çiçek değil, ancak çiçek zevki olanların arayıp bulacağı, bulunca da asla vazgeçemeyeceği bir çiçek; müge, incir çiçeği olurdu o.
insan oldu o. tomris uyar oldu. iyi ki oldu."
ne zaman yazmış olduğu hikayeleri okumaya kalksam istemeden de olsa içime bir turgut uyar ya da cemal süreya şiiri okuma isteği gelip yerleşiyor istemeden de olsa kitabı yarım bırakıyorum. eğer bir sinemacı olsaydım kesinlikle onun filmini yapardım. illa bir tanım yapmam gerekecekse turgut uyarın bozuk saat misali yüreğinin hep onda durduğu kadındır.
Yaza Yolculuk adlı öykü kitabından az önce Küçük Kötülükler'i okudum. Modern öykü tekniklerini gayet rahat yerleştirmiş hikâyeye. Tarzı da hoş duruyor.
Turgut uyar,edip cansever ve cemal süreya yı kendine aşık eden hatun,turgut uyarla evliydi. Cemal süreya ile dillere destan bir aşk yaşamıştır.
Hatta Cemal Süreyanın " Daha neyin olayım senin,onursuzunum " sözü ona yazılmıştır.
1 Kadın 3 şair.Yıllarca evli kaldığı eşi turgut uyar,Cemal süreya,Edip Cansever.En acayipi edip Cansever'dir ama.Çok platonik sevmiştir pek bahsedilmez.Her yıl mart 15'inde tomris uyara şiir yazmıştır edip cansever.
ilk evliliğini ülkü tamer ile yapmış, kızları ekin'i emzirirken kaybetmiştir. Cemal süreya, turgut uyar ve edip cansever'in uğruna şiirler yazdığı kadındır. Kazanan turgut uyar olmuştur. Edip cansever'in , tomris uyar'a turgut uyar la evli iken aşk şiirleri yazmasına anlam veremiyorum. Tamam evli birini seversin. Tamam şiir de yazarsın. Ama doğum gününde hediye edersen ayıp edersin bence. Turgut uyar ile bir erkek çocukları olmuştur.
(bkz: ikinci yeninin gelini)
Kendisine hiç şiir yazılmamış biri olarak, 3 büyük şairin kendisine en güzel şiirlerini yazdırtan kadın.
(bkz: cemal süreya) Tanıştıkları dönemde ikisi de evlidir. hatta aşkları için eşlerinden bile boşanmışlardı. Tomris kolej aşkından Ülkü Tamer'den boşanmıştir.
Cemal sürey der ki:
'Ay ışığında oturduk
Bileğinden öptüm seni
Sonra ayakta öptüm
Dudağından öptüm seni
Kapı aralığında öptüm
Soluğundan öptüm seni
Bahçede çocuklar vardı
Çocuğundan öptüm seni
Evime götürdüm yatağımda
Kasığından öptüm seni
Başka evlerde karşılaştık
iliğinden öptüm seni
En sonunda caddelere çıkardım
Kaynağından öptüm seni '
'Daha nen olayım isterdin
Onursuzunum senin! '
(bkz: turgut uyar) aşıkları arasından en şanslı olanıdır Turgut Uyar. kendi deyimiyle ''uzaktan sadece hayalini kurmaktansa, yanındaki gerçek mutluluğu kelimelendiremese de olur bahtlılığı'' onunki.
Der ki:
'Herkes seni sen zanneder.
Senin sen olmadığını bile bilmeden,
Sen bile
Seni ben geçerken
Derim ki,
Saati sorduklarında;
Onu ''O'' geçiyordur
Kimse anlam veremez.
Tamir ettirmedin gitti derler şu saati.
Ettirmek istiyor musun demezler.
Bir bozuk saattir yüreğim, hep sende durur.
Zamanı durdururum yüreğimde,
Sensiz geçtiği için,
Akrep yelkovana küskündür.
Şu bozuk saat çalışsa benim için ölümdür.
Bil ki akrep yelkovanı geçerse,
Atan bu yüreğim durur.
Bırak bozuk kalsın, hiç değilse
Bir bozuk saattir yüreğim, hep sende durur.'
(bkz: edip cansever) Her yıl Mart'ın 15'inde yani Tomris Uyar'ın doğumgününde bir şiir yayınlayarak hayranlığını her yıl bıkmadan usanmadan anlatmıştır şiirlerinde.
'Ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç
Yağmurlar altında gördüm, kadeh tutarken gördüm de
Bir kıyıya bakarken, bakarkenki ağlayan yüzünle
Ve yarışırsa ancak Monet'nin
Kadınlarına yaraşan giysilerinle
Gördüm de
Ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç.
Öyle kısaydı ki adımların, diyelim bir yaz tatilinde
Bir otel kapısının önünde, tahta bir köprünün üstünde
Bir demet çiçekle paslanmış bir kedi arasında
Öyle kısaydı ki adımların
Şöyle bir bardak yıkayışının vaktiyle
Ölçülür ve denk düşerdi ancak
Ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç.
Yok bir yanıtın ''nereye'' diyenlere
Bir buz titreşimi gibi sallantılı ve şaşkın
Ve çabuk bir merhaban vardır bir yerden gelenlere
O bir yerler ki, diyelim çok uzak olsun
Sen gelmiş gibisindir oralardan, otobüslerden
Yollardan, deniz üstlerinden topladığın gülüşlerle
Ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç.
Seni görünce dünyayı dolaşıyor insan sanki
Hani Etiler'den Hisar'a insek bile
Bir küçük yaşındasın, boyanmış taranmışsın
Çok yaşında her zamanki çocuksun gene
Ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç.
Mart ayında patlıcan, ağustosta karnabahar
Mutfağın mutfak olalı böyle
Bir adın vardı senin, Tomris Uyar'dı
Adını yenile bu yıl, ama bak Tomris Uyar olsun gene
Ben bu kış öyle üşüdüm ki sorma
Oysa güneş pek batmadı senin evinde
Söyle
Ben seni uzun bir yolda yürürken gördüm müydü hiç. '
cemal süreya, edip cansever ve turgut uyar'ın en sevdiği,her kadının yerinde olmak istediğidir tomris.
Onunla yaşayan hayatlar, bizim ezberlediğimiz fakat 'o'na yazılan dizeler.. o adamlar için ulaşılmazlığı, ulaşılınca dahi değerinin katlanması... ne özel bir kadınsın tomris!
Hakkında hep "bir kadın üç şair" muhabbetinin yapılmasından bıktığım kadındır.
Her seferinde üzülürüm Ülkü Tamer'e. Yeter ulan yeter!
Üstelik ona aşık olanlarla değil yaptıklarıyla anmak, onun eserlerini okumak lazım. Yeter ulan yeter!
Türk öykü dünyasının önde gelen isimlerinden aynı zamanda denemeci ve çevirmen Tomris Uyar, 15 Mart 1941’de istanbul’da doğmuştur. 1963 yılında istanbul Üniversitesi iktisat Fakültesi Gazetecilik Enstitüsü’nden mezun olan Uyar, meslek hayatına Ülkü Tamer ve Cemal Süreya ile birlikte çıkardıkları Papirüs Dergisi ile başlamıştır. 1966 yılında Papirüs’te yayımladığı yazılar ile ismini duyuran Uyar’ın ilk öyküsü Suya Yazılı Papirüs Dergisi’nde çıkan yangın ile birlikte yayımlanamadan kül olmuştur.