Tomris Uyar hakkında bildiklerimin kaynağı, onun ikinci kuşak teyzesi falan değil. tek kaynak, Tomris Uyar cümleleri, Tomris Uyar kitapları. Peki, yaşadığı doludizgin (!) aşklardan sonra sayfalarca yazdığı aşk anıları yok mu? Yok. Kadınlara taktik verdiği cümleler? Onlar da yok. Tomris Uyar’ın bize bunları anlatmak istediği falan yok.
Turgut Uyar, Edip Cansever, Cemal Süreya; aşklarını yere göğe yazmış olmalarına; şiirleri, cümleleri herkes tarafından benimsenip okunurken, yaşadığı aşklarla ilgili oldukça ketum olmasına ve yazarlığını her daim önde tutmasına rağmen Tomris Uyar’ın yazarlığı kucaklanmak istenmemiştir. Buna sebep olan, aşkın ve aşka dair her şeyin birer pazarlama aracı olarak kullanılacağını keşfeden sistemdir. Bu sistemi kuran toplum algısı da kadını zaten ötelenmiş bir varlık olarak sunmakla birlikte, bir kadının cinsiyetinden bağımsız işleriyle, yetenekleriyle var olmasını olabildiğince engellemeye çalışmıştır, çalışmaktadır.
Tomris Uyar’ın ise bu konularda fikri nettir:
“Her okurun, her eleştirmenin bir sanatçıyı anlaması, yapıtlarını tek tek değerlendirip sevmesi gerekmez, ne yapmak istediğini kavrasa, yeter.”
dost kaldığı, aşık olduğu, evlendiği şairlerin, onu her an ellerinden kaçıracakmış gibi bi kaygıyla sevdikleri kadın.
edebiyatın içinde olan bi ailenin kızı. babasının şiir kitabı, annesinin de çevirileri vardı. önce öykü yazdı sonra da çeviri yaptı.
ama ben edebi yönünden ziyade magazinel boyutuyla ilgileniyorum. hehe.*
ilk eşi ülkü tamer. kolej yıllarından beri birlikte olmuşlar sanırım ya da tanışıyorlar. net değil orası. kızları birkaç aylıkken bir kazayla boğulmuş ve bu da birlikteliklerinde çatırdama başlamasına sebep vermiş. hep öyle olur ya.
bu dönemlerde başka bi şair girmiş hayatına. ikisi de eşlerinden biribirleri için boşanmışlar. bu kişi cemal süreya. haliyle çok ses getirmiş aşkları. cemal süreya da durur mu, yapıştırmış şiiri;*
--spoiler--
ay ışığında oturduk
bileğinden öptüm seni
sonra ayakta öptüm
dudağından öptüm seni
kapı aralığında öptüm
soluğundan öptüm seni
bahçede çocuklar vardı
çocuğundan öptüm seni
evime götürdüm yatağımda
kasığından öptüm seni
--spoiler--
aşkları 3 yıl sürmüş. ama hep dost kalmışlar. nasıl becerdilerse.. şimdi kavga kıyamet ayrılıyor millet. neyse bunu başka bi başlıkta tartışcaz.
en uzun birlikteliği turgut uyar. cemal süreya dan ayrılmak üzereyken tanışmışlar. önce bi edebi mektuplaşmalar felan..turgut uyar eşinden boşanmış ve tomris le tanışana kadar 7 yıl elini sürmemiş şiire. tomris le birlikte yeniden yazmış.
--spoiler--
sen bir atmacanın en uzun çığlığısın her tür gökte
göğü büyüttün, otobüsleri aldın, şehirleri ufalttın
seversin diye söylerim her şeyi, sana uygun olsun
çünkü her şeyin birbirine uygununu sen bulursun
--spoiler--
ve son olarak edip cansever. her doğum gününde şiirle seslenmiş tomris' e gizliden. gerçi tomris onu sadece arkadaş olarak görüyormuş diyenler var emmee.. bilemicem.
--spoiler--
Seni görünce dünyayı dolaşıyor insan sanki
Hani Etilerden Hisara insek bile
Bir küçük yaşındasın, boyanmış taranmışsın
Çok yaşında her zamanki çocuksun gene
Ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç.
--spoiler--
ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç
yağmurlar altında gördüm, kadeh tutarken gördüm de
bir kıyıya bakarken, bakarkenki ağlayan yüzünle
ve yaraşırsa ancak monet'nin
kadınlarına yaraşan giysilerinle
gördüm de
ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç.
öyle kısaydı ki adımların, diyelim bir yaz tatilinde
bir otel kapısının önünde, tahta bir köprünün üstünde
bir demet çiçekle paslanmış bir kedi arasında
öyle kısaydı ki adımların
şöyle bir bardak yıkayışının vaktiyle
ölçülür ve denk düşerdi ancak
ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç.
yok bir yanıtın nereye diyenlere
bir buz titreşimi gibi sallantılı ve şaşkın
ve çabuk bir merhaban vardır bir yerden gelenlere
o bir yerler ki, diyelim çok uzak olsun
sen gelmiş gibisindir oralardan, otobüslerden
yollardan, deniz üstlerinden topladığın gülüşlerle
ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç.
seni görünce dünyayı dolaşıyor insan sanki
hani etiler'den hisar'a insek bile
bir küçük yaşındasın, boyanmış taranmışsın
çok yaşında her zamanki çocuksun gene
ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç.
mart ayında patlıcan, ağustosta karnıbahar
mutfağın mutfak olalı böyle
bir adın vardı senin, tomris uyar'dı
adını yenile bu yıl, ama bak tomris uyar olsun gene
ben bu kış öyle üşüdüm ki sorma
oysa güneş pek batmadı senin evinde
söyle
ben seni uzun bir yolda yürürken gördüm müydü hiç.
eğer secme sansım olsaydı 1 gunluğune de olsa onun yerıne gecıp hayran olduğum adamların ( edip cansever , cemal süreya , turut uyar ) bana hayran olmalarını izlemek isterdim...
cok sanslı kadın....
"içki olsaydı rakı olurdu mesela, ona hiç kuşku yok.
ev olsaydı, sonradan görmelerin kondurdukları sütunlu mütunlu villalardan değil, bütün depremlere dayanacak, iki katlı, küçük, sağlam taş bir bina olurdu.
çiçek olsaydı gül, karafil gibi herkesin bayıldığı bir çiçek değil, ancak çiçek zevki olanların arayıp bulacağı, bulunca da asla vazgeçemeyeceği bir çiçek; müge, incir çiçeği olurdu o.
insan oldu o. tomris uyar oldu. iyi ki oldu."