içerisinde bir çok siyasi içerik barındıran çocuklar için hazırlanmış çizgi film.
yapımcıları meksikalı olan çizgi film. tom amerka'yı, jerry meksikayı temsil eder. her zaman jerry kazanır. ev tom'undur, jerry istenmeyen misafirdir. çizgi film, meksika'yla abd arasında kaçak göçmen krizinin üst noktada olduğu zamanlarda yapılmıştır.
20. yüzyılın en randımanlı çizgi filmlerindendir. gerçek bi bilgide vereyim; ilk bölümleri 1940 yılında çekilmiştir.
kedi; tom chp'lidir, solu temsil eder. fare;jerry ise akp'lidir. bahçedeki spike adlı, buldog cinsli köpek ise mhp'lidir. sağcı olduğu için, tom'un en büyük düşmanı, jerry'nin yancısı, bir nevi ağabeyidir spike. evin sahibi ise dakik bir ingilizdir. tom egoist, sadece kendini düşünen puştun tekidir. nitekim jerry'ye sürekli zorbalık yapar, onu sindirmeye çalışır. imkanı olsa evin sahibine bile darbe yapıp evi üstüne tapular. jerry kötülük nedir bilmez, merhametli, ekmeğinin, peynirirnin peşinde olan hümanist bir faredir. yumuşacık bir kalbi vardır. aslında savunmasız gözüksede, onun en büyük silahı üstün zekasıdır, zira tom'u sürekli pas pas yapar. adeta onu zekası ile döver. evde dolaşırken, tom ona saldırınca yuvasına doğru depar atar ve tom'un duvara toslamasını sağlar. sürekli yapar bunu. tarifi konulamaz bir sevgidir bu. tom her zaman kendi kazdığı kuyuya kendi düşer. jerry'i yakalamak için kurduğu bubi tuzaklarına, jerry'nin üstün zekası ile hep kendi yakalanır. ayağı şişer. iyice bilenir. jerry'de eliyle orta parmak işareti yaparak sırıtır. tom hiçbir zaman jerry'i yakalayamasada bazen çok ama çok yaklaşır. o zamanlarda ise bahçedeki köpek yani spike devreye girer ve tom'u çok pis pas pas yapar, onun anladığı dilden konuşup onu döver. bu saçmalıklar yumağı gerçekte olsa tom, jerry'i lime lime doğrar, yahnisi çıkarır, ama çizgi dizi ;zekanın yenemeyeceği güç yoktur mesajını verir. çizgi film de anlatılmak istenen budur.
en iyi bölümleri Hanna-Barbera dönemi olarak bilinen (1940 – 1958) arasıdır.
William Hanna ve Joseph Barbera 1930'larda Metro-Goldwyn-Mayer çizgi film stüdyosunda çalışmalarına başladılar. Barbera senaryo ve karakter tasarımıyla ilgilenirken, Hanna da ona eşlik ediyor ve yönetmenliklerini yapıyordu. ilk olarak tüm toplumlarda yer alan kedi fare anlaşmazlığını film yapmayı düşündüler ve Tom ve Jerry serisinin ilk filmi olan Puss Gets The Boot adlı kısa filmi yaptılar. Bu filmde Jasper adlı ev kedisi evdeki kemirgenleri yakalamaya çalışır ancak başarılı olamadığı gibi evdeki eşyalara zarar vermektedir bunun üzerine evin sahibi tarafından kovulur. ilk film gösterime girdi ve En iyi Kısa Animasyon Filmi Akademi Ödülüne aday gösterildi.
Bunun üzerine yapımcı, Hanna ve Barbera'ya yeni animasyon serilerini çekmelerini bildirdi. Böylece ikili çalışmalarına hız verdi ve yeni isim arayışlarına yöneldi ve yarışma açtı.Bunun üzerine önerilen isimler şapkaya konulara çekildi ve John Carr isimli animatörün önerdiği isim olan Tom ve Jerry çıktı. John Carr 50 dolar ile ödüllendirildi ve onun önerdiği isimler verilmiş oldu. 1941'de ise The Midnight Snack adlı ikinci film yapıldı. Yapımcı ve yönetmen Hanna ile Barbera; filmlerin sahibi MGM stüdyosuydu.
Bir Tom ve Jerry serisi olan "The Cat Concerto" filmi 1946'da akademi ödülü aldı.
Tom ve Jerry, piyasada bulunan, senaryo ve karakter olarak neredeyse birbirinin aynısı olan kedi fare kovalamacısını işleyen birçok filme rağmen, yedi Akademi Ödülü almayı başardı.
Hanna ve Barbera ikilisinin tasarladığı ve çizdiği 13 Tom ve Jerry serisi (ilk film de dâhil) Akademi ödülüne aday gösterildi ve bunlardan yedisi akademi ödülü aldı.
şimdi ki neslin bilmediği muhteşem çizgi film. bizim zamanımızda tom ve jerry vardı, bugs bunny vardı, slyvester vardı, tweety vardı, şirinler vardı, casper vardı, taş devri vardı şimdi ise yok pepee'dir yok caillou'dur, yok harika kanatlar'dır izlemeye değmez abidik gubidik çizgi filmler var ama bizim zamanımızda biz çocuklar ekrana sevimli kahramanları izlemek için kitlendiğimizde ailelerimizde keyifle izlerdi izlediğimiz çizgi filmleri ama şimdi öyle değil maalesef yeğenlerim çizgi film izlerken bana baygınlık geliyor...
küçükken babamla oturup izlediğimiz çizgi filmdir.
Şimdi küçükken izlerdik dedim ya, ben her zaman doğal olarak jerry'i tutardım. e yani kedi geliyor, fareyi yemek istiyor. Fare de kendini savunuyor değil mi? Ama babam hep derdi ki, "tom'a yazzık!". Yazzık diye bastırırdı ki gerçekten yazık olduğu belli olsun. Ben de babama kızardım işte.
Ama şimdi fark ediyorum da o jerry ne şerefsiz, ne pislik, ne zihniyetsiz hayvanmış ya. insan onun yaptıklarını düşmanına yapmaz. Güya bunlar perde arkasında dostlar bir de. Ama bu jerry sürekli tom'un sahibi tarafından dayak yemesine sebep olurdu, kendisi de boğardı, ağzına tırmıkla, tahtayla vurur, kafasına ağaç devirirdi falan. Faresin sen ya, fare! ne o spordan çıkıp kız arkadaşına kas gösterisi yapan erkek arkadaş tavırları. faresin sen, bir fare olarak sus.
an itibariyle smart çocuk kanalında izlediğim çizgi film .ama o eski halinden eser yok .tom ve jerry müzikaldi .şimdilerde iğrenç dublajlarla dolu bir yeni nesil çizgi filmi olmuştur.