ancak şu kadararını söyleyeyim, moderatörlük ile vezirlik farklı şeylerdir. yani moderatörlük yazarın kendisi daha iyi biliyordur ki bir "gönül işi"dir. bu tür başlıklar rahatsız edici ise bence gülünüp geçilmeli, ebesinin amını falan karıştırmadan..
merd-i kıpti secaat arzederken sirkatin söyler tarzında bir söylem. çingene, yiğitliklerinden bahsederken yaptığı hırsızlıkları anlatırmış efendim. kim, kime kendini övüyorsa artık..
(bkz: anladıysam arap olayım)
günün birinde ormanın kralı aslan uyuyormuş. kurt yaklaşmış (zaten kıl oluyor) başlamış aslanın üstüne doğru malı kalaylamaya. sallamış sallamış boşalmış, sallamış sallamış boşalmış. sonra uzaklaşmış oradan. aslan uyanmış, bakmış ne görsün? üstüne başına attırmış biri. delirmiş haliyle. kürkremiş deliler gibi. toplamış tüm ormanı. bütün hayvanlar hizaya girmiş. herkes altına sıçıyor. ne oldu/ne olacak? kurt en arkada pozisyon almış izliyor. aslan bağırıyor, kim yaptı lan bunu? çıksın öne, çıksın layhuuauararr. bu arada uzaklardan kurtun yanına yaklaşmış tilki. -yahu birader ne oluyor burada? ne oldu da delirdi bu yine? deyu çıkışmış bizim tilki. -bu aslan işlerden çok sıkılmış, kendine bir vezir arıyor, demiş kurt. tilki demiş tamam. ben yaparım, amuna bile korum. atlamış aslanın önüne. aslan almış bunu inine, vermiş odunu, vermiş odunu, tilkiyi bir güzel zükmüş. aradan biraz zaman geçmiş. kurt bakmış yampırik yampırik geliyor bizim tilki. yaklaşmış tilkiye, -lan oglum vezir olunca yuruyusun bile degisti.
iş bu entry yi yazan şahsın 4 entry önceki entry si (entry kadar başına...) dilkinin kim olduğunu açıkça göstermektedir!
(#3244471) gibi oldukça masum görünen bir entry, son satırında bahsi geçen ırkçı ifadelerle böyle haince bir teşbihe mütemadiyen alet edilmiştir! bu entry de apaçık düşman olarak adledilen dilki arkasından tam 4 entry sonra vezir olarak karşımıza çıkmaktadır! ve aynı zamanda bu entry yi yazan insan sözlükte moderatördür ve nikinde tam 4 tane e harfi vardır. e for ebesinin anlayışıyla acaba bu şahıs bana ebenin amı mı demek istemektedir. o zaman şurada bi an bile duramam, ya da dururum, canım sözlüğüm benim.
sözlüğe darbe şarttır, imam osurursa cemaat grup seks yapar, ayrıca sikime kadar.
(bkz: can sıkıntısı)
''orman halkının daha önce geçtikleri ormanlarda, bu tilkilerden çokmuş. orman ahalisi, aslında daha önce çok, aslan olacağim diye bekleyen tilki görmüş ama aslan olan tilki hiç görmemiş.
bu tilkiler yüzünden, zibidi ormanı çöle dönmüş, private ormanında bir iki ağaç ile 3-5 tane yaşayan canlı kalmış. çünkü onlar da, ormanın kalabalık olduğu zamanlarda, orman ahalisinin, ormana bağımlı olduğunu sanıyorlarmış.
tilkiler aslında, bütün ormanı bölükler halinde kendi emrine giren askerler sanıyormuş. ama orman bin yıllardır, ahalisi için en önemli şey olan, yazabilme özgürlüğü ırmağının bir kolunu içinde barındırıyormuş. farklı yerlerden farklı şekillerde gelen ahali, herkesin bu kaynaktan yararlanması için sıraya girip, belli kurallara uydukça, tilki yüksek bir yere çıkıp, ''işte benim kullarım geldi ormansız yapamaz ebelerini .iktiklerim.'' diye sevinirmiş.
orman ahalisi, zamanla ırmaktan! su içme nizamını ve kuralını öğrendikçe, daha az tilki göreceğini de öğrenecektir.
tilkinin çok büyük zekası, hayatta olduğu gibi sadece fareleri avlamakla, ya da büyük karışıklar çıkarıp, orman ahalisini aslanların önüne atmakla sınırlı kalacaktir.''
koalarin keyfi fevkalade yerinde oldugundan tilkiyle aslanla maslanla yaslanla işleri olmadiklarindan dolayi ense yapip tilki-aslan-koyun muhabetlerine leyleklerle beraber kah kih kih gülerlermiş. leylek tilki olan hikayesini yüz kere anlatip tilkinin tilkiliklerinin sadece kurnazlık oldugu, kurnazlıgın ise akıl olmadiğini ve esas sermayenin akıl mantik oldugunu beyan eder ve mesleksiz yiğinlarin iktidar olma özlemlerindense meslek sahibi olmayi özenmelerini niyaz edermiş.
aslan ölünce, vezirin arkasındaki güç gidince, o koca götlü ayı gelip dilkinin tepesine binerse, o zaman kimin ebesininkini gördüğü daha net ortaya çıkacaktır.
tanım: muhtemel sonları ve verdiği dersler birden fazla olan fabldır.
tilki üzerine bir aforizma denemesidir bu. iyi dinleyin, vuruyorum davula sızdırıyorum nağmelerimi fokus olun sözlerime, fox'un hikayesi bu. alışıla geldik la fonten prototipi bok at göt devir dogmalarını doğrayıcıdır, yıkıcıdır.
anlamayanın da alımlama estetiğine sıçayım.
zalım karga dülkünün göz goduğu peyniri yürütür. çıkar ağacın tepesine ne bok yiyecekse orda. la tilki gak amk.senin gafana sıçacam yiyip bu peyniri(ki bu kısmı la fonten atlar tilki puşt ya ona göre) ahahaha ibnesin lan tilki götü tikli. kaşınıyon de mi hahahaha. demiş godumunun kargası. sesi bi duyacan vay anasını satayım ney la o, 33 devre ayarlanmış plakta 45lik ferdi tayfur çalıyormuş gibi, buouuuuuvvvvaazzhııııımmmdıııraaaaaaaaynnnnnoooooollllseeeeeeeevnnnnaaaaaddrııııııııyyyyuuııııaaammmmm.(bu gece çok yalnızım durmadan içiyorum şarkısı)
tilki de napsın hakkı olan peyniri yedirir mi? yedirmez tabi ne belledin süründürür yine alır. yaaa. diyaloglaştıralım 0-18 yaş grubu için-resim de koyardım ama anlarsınız artık-
-la karga gel la buraya
+huuuooomööö pııaaaşkkıııoookk(siktir puşt)
-la canığı yirim bi türkü patlat hele
+sounnss aaa beaaaaaaa kk olllm aaaa(sesim bok gibi la olm anaaa)
-la hadi dertlendim aq kırk yılda talep ediyoz bişey. hadi bi havalanma telli durnam yap geçen bahar geldi de vuramadıydın ya hani yosmaya. hadi la söyle sikecem tribini. sesin süper hadi ben arkamı döndüm söyle sen.
+paat(peynirin düşme efekti) ah havalanma telli durnam.. anaa peynir laan gaaak
-yaaa siktiğim gördün mü hehe tükrüklemişin peyniri pezevenk. adi herif yaz boyu geğirdin şimdi de zil tak oyna.
bu hikaye böyle. tilki hak ettiğine kavuşmuştur.
ikinci stori. göte kaçan yılan ve de leylek aramak-bulunamayan şehrin emekli sandığı part 3-
tilki, iyi niyetinin göstergesi olarak leyleği evine yimağa davet eder. gel la beraber çorba kaşıklayak knor, bizim hazır filan ama idare et, nabiiim anam öğretmedi bana yimah yapmasını, diyerek.
leylek cevab verir:
(hımınısıkıtığım yalançııı)tamam gardaş gelirim ben yarın. sakın hazırlık yapma ne bulursak onu yerik.
tilki oturur gün boyu çorbayı karıştırır ve bişirir. hatta leylek rahatça yesin diye tabaklara önceden ekmek bile doğrar. napsın velet, tüylerini yalayarak parlatmayı öğrenmiş ömrü boyunca. çorba da tarife uyduğu kadar.
leylek gelmiş yemeğe bi bakmış, hımınısıkıtığım demiş içinden. vay kardeş zaamet etmişin de ben o işi az evvel gördüm. yarın bize gel istersen çorbayı da gap gel, der. tilki de iyi niyet ya kabul eder hemen hacıbabadan şöbiyet de alır gider.
bi de bakar ki leylek oturmuş solucanı burundan asılıyor, ortalık toz duman. ne yemek var ne bişey, herif haroinman.
kusura bakma leylek gardaş, demiş ayvaz dülki, yimem ben ot bok, et ya da çorba az da ekmek, on aydır o peynirle talim ediyom ben la fonten yazamadı gitti bana bi yemek sahnesi amk. hem dama ev yapmışın hem deli gibi ot asılıyon. tipini gaganı sikeyim senin. yavşak. der ve uzaklaşır tilki.
kıssadan hisse: yaz boyu aç gezen tilki, kışın aç kalıp leyleği yer.
Ezop Masallarından yada onun tandansındakilerden aşırılmış gibi görünen bu zorlamanımsı ''statüko ziker lan,ben statükonun imgesinin döt ucunda çıkan çıbanıyım'' nidasının yoz bir revizyonizme dönüştürülmüş şeklini ifade ediyor, Zira masalın aşındırıldığı tüm tandanslar statükonun yoz, baskıcı ve asimile edici ritüeline karşı bir karşı duruş ve alternatif önermekteyken, zımparalanmış bu haliyle, statükonun ''ya kabul et yada ben kabul ettiririm'' totolojisini bir yerlerimize sokmaya çabalıyor. Ferman tilkinin,dağlar bizimdir...
kurnaz tilki biat çağrılarını yapmış, sağa sola akıllı olun mesajlarını vermiş gününü gün ederken, şaşkın orman hayvanları, 'kendi aralarında', olum siktir et bu tilkiyi, bu ormana ne tilkiler geldi, bir kaç gün takılır, sonunda kuyruğunu sıkıştırır gider, diyorlarmış...
kurnazım diye geçinen tilki bilmiyormuş, bu ormanda adam almak da kolay satmak da, orman burası oğlum, ingiliz medeni kanunu uygulanmıyor, orman kanunları gecerli diyen, bir hayvan çıkmamış karşısına, dememiş bunları, tilkinin arkadaşı olduğunu idda eden diğer hayvanlar sadece gaz vermişler, canım cicim hesabına...
derken gün gelmiş çatmış, tilkiye demişler ki, yol al kardeşim, seni kral yapalım dedik götün başın oynamaya başladı, sen bu işi yapaman! tilki bu ya kurnaz? hemen aklına bir fikir gelmiş, demiş ki 'lan ormanınıza sokayım' olmuyorum lan sizin kralınız!
orman hayvanlarından biri çıkmış ortaya demiş ki, ne oldu lan tilki efendi? sesin kesildi? konuşsana demiş!
ne aslanlar gördük biz, şartlar eşit olunca ev kedisinden bile uysal çıktılar, altı üstü çakalsın, çakalların doğasında vardır çoğunluk oldukları zaman saldırırlar, şartlar eşit olmadığı zaman, demiş yaşlı bir orman sakini...
yukarıdaki hikayede gecen bütün hayvanlar hayal ürünüdür.
ormana yeni bir tilkinin katilmasi ile yeniden acilmis ebesininki defteri, bakalim kral, abazanlar, sinsiler ve canimcicimciler dengesinde yeni tilkinin durusu nasil olcak...