the thin people

entry2 galeri0
    ?.
  1. sylvia plath şiiridir:

    They are always with us, the thin people
    Meager of dimension as the gray people

    On a movie-screen. They
    Are unreal, we say:

    It was only in a movie, it was only
    In a war making evil headlines when we

    Were small that they famished and
    Grew so lean and would not round

    Out their stalky limbs again though peace
    Plumped the bellies of the mice

    Under the meanest table.
    It was during the long hunger-battle

    They found their talent to persevere
    In thinness, to come, later,

    Into our bad dreams, their menace
    Not guns, not abuses,

    But a thin silence.
    Wrapped in flea-ridded donkey skins,

    Empty of complaint, forever
    Drinking vinegar from tin cups: they wore

    The insufferable nimbus of the lot-drawn
    Scapegoat. But so thin,

    So weedy a race could not remain in dreams,
    Could not remain outlandish victims

    In the contracted country of the head
    Any more than the old woman in her mud hut could

    Keep from cutting fat meat
    Out of the side of the generous moon when it

    Set foot nightly in her yard
    Until her knife had pared

    The moon to a rind of little light.
    Now the thin people do not obliterate

    Themselves as the dawn
    Grayness blues, reddens, and the outline

    Of the world comes clear and fills with color.
    They persist in the sunlit room: the wallpaper

    Frieze of cabbage-roses and cornflowers pales
    Under their thin-lipped smiles,

    Their withering kingship.
    How they prop each other up!

    We own no wilderness rich and deep enough
    For stronghold against their stiff

    Battalions. See, how the tree boles flatten
    And lose their good browns

    If the thin people simply stand in the forest,
    Making the world go thin as a wasp's nest

    And grayer; not even moving their bones.
    ________________________________________________

    Sıska insanlar

    Her zaman bizimledir sıska insanlar,
    Gri insanlar gibi yetersiz ebattalar

    Sinema perdesi üstünde. Deriz ki
    Gerçek değiller:

    Bir filmdeler sadece, şer manşetleri
    Yaratan bir savaştalar sadece.

    Biz küçükken çok acıkmışlardı ve bir deri
    Bir kemik kalmışlardı ve istemiyorlardı

    Çöp gibi kollarının tekrar tombullaşmasını,
    Kabartmış olsa da barış fare karınlarını

    En vasat masanın altında bile.
    O uzun açlık savaşı sırasında

    Sıskalığı koruma yeteneklerini
    Bulmuşlardı, daha sonra

    Kötü düşlerimize gelmeyi, tehditkâr
    Tüfekleriyle değil, sövgülerle değil,

    Fakat sıska bir sessizlikle.
    Pireli eşek derilerine sarılmış olarak,

    Yakınmaksızın, her daim
    içerek teneke kupalardan sirkeyi: taşırlar

    Kurayla belirlenmiş günah keçisinin
    Dayanılmaz halesini. Geceleyin

    Ayağını attığında ay
    Çamurdan kulübesindeki yaşlı kadının avlusuna

    Ay zayıf ışıktan kabuğa dönene dek soyar bıçağı,
    Ayın cömert tarafından yağlı etini

    Kesmekten kendini alıkoymaya oranla
    Alıkonamaz artık bu denli sıska bir soy

    Ecnebi kurbanlar misali
    Kafanın büzülmüş ülkesinde,

    Yabani ot gibi bir soy duramaz düşlerde.
    Bu sıska insanlar yok etmezler şimdi

    Kendilerini şafak griliğinin
    Mavileşip, kızıllaşması misali, ve dünyanın

    Çizgileri belirir ve renkle dolar.
    Sürdürürler güneşli odada durmayı: Solar

    Kenarları katmer güllü ve belemirli duvar kağıdı
    ince dudaklı gülüşleri altında,

    Solar krallıkları.
    Nasıl da desteklerler birbirlerini!

    Kırlarımız ve yeterli derinliğimiz yok
    Sert taburlarına karşı kale

    Oluşturmaya. Bak, nasıl da yassılaşır ağaç gövdeleri
    Ve yitirir güzelim kahverengilerini

    Sıska insanların ormanda durmalarıyla sadece,
    Bir eşekarısının yuvası misali dünyayı sıskalaştırıp

    Daha gri yaparlar; kemiklerini bile kımıldatmadan.
    0 ...
  2. ?.
© 2025 uludağ sözlük