sims oyununun insana kattıklarıdır, ya da kendinden götürdükleri.. geçen aklıma geldi de, sim i ilk oynamaya başladığım zamanlada gece gündüz kavramım birbirine karışmıştı, gündüz uyuyup, gece tv izleyip bilgisayar başındaydım.. sonra simsleri de öyle bir yaşamda yaşatmaya çalıştığımı fark ettim. gördüm ki hayatımı düzenlemeliyim. *
aile kurma isteğidir.
ilk 12 yaşlarında oynarken sınıfımdan hoşlandığım kıza gidip "sende sims oynuyorsun bende oynuyorum. sims de sen beni yap kendi bilgisayarında bende benim bilgisayarda seni yapıp evlenelim yada gel gerçekten evlenelim " demiştim.
kız da bana bön bön bakıp tamam demişti.
ergenken istediğiniz ya da gerçek hayatta elde edemediğiniz sevgili adaylarına sahip olmak. hatta arkadaşları da yaratıp hepberaber takılmak. ergenlik işte.
eğer hile yapmayıp geniş bir aileyi 0 dan yönetmeye başlarsanız aile fobiniz olur. faturaları ödemek için kitaplığı satmak, ailenin çocuklarını yerde yatırmak gibi aktiviteler yüzünden oyunu kapatır, siler ve tek tabanca olarak yaşamın devamına karar kılar bünye.
Daha neler neler... Ama bana en cok dunyanin fani oldugunu ogretmistir arkadas! Bir omur emek verdiginiz sim gun gelir azrailin pesine takilir ve gocer gider sambaci gibi.
kendini bir mimar ve dekoratif görüp üniversite tercihlerinde hayatına yön bile verebilir.
inşa ettiğiniz, dayayıp döşedeğiniz dublex havuzlu villaları düşünün.
-ingilizce kelime dağarcığı.
-azimle calışıp kendini geliştirirsen, hayatına sıfırdan başladığında bile çok zengin olabileceğin gerçeğini anlatması.
-biraz da canilik. sims oynayıp havuzda adam öldürmeyen yoktur herhalde.