jodie foster'ın muhteşem oyunculuk sergilediği film. anthony hopkins'in de ondan aşağı kalır yok. zaten yeterince adı konulmuş bir film. fazla denecek bir şey yok.
Uykunuz gelir ama uyumayın izlemişken bir şeye benzesin hayır yani abi filmin başında bir katil var ana karakterimiz onu öldürecek ve klişe bir sahneyle film sonlanacak yazsa daha çok beğenirdik.
gerilim filminin en iyi örneklerinden olan 1991 yapımı şaheser.
insan psikolojisinin , bazen çok basit diyebileceğimiz olgular sebebiyle ne kadar vahşileşebildiğini harika bir şekilde gözler önüne serer. dr. lecter'in bakımlı, nazik görünümünün altında bir yamyam olduğu fikrini uzun süre kabullenemezsiniz. çünkü nezaket, ahlak kuralları gibi olgular insanın vahşiliğini sadece gölgelemiş; yok edememiştir.
film kadar filmin afişi de dikkat çekicidir. film boyunca anthony hopkins detaylar vererek büyük tabloyu görmemizi ister. ki zaten filmin başında "detaylar"ın ne kadar önemli olduğunu yaptığı çizimlerle göstermiştir. filmin afişi de detaydır. afişteki kelebeğin sırtında kuru kafayı andıran bir şekil vardır. dikkatli bakıldığında bu kuru kafa şeklini çıplak kadınların oluşturduğunu görebilirsiniz.
bu film, tam anlamıyla detay filmidir. günlük hayatta kimsenin fark etmediği; fakat çok önemli şeyler gizleyen detayların filmidir.
her insanın içinde saklı bir katil,hırsız, hastalıklı bir taraf vardır. doktor,bilim adamı, öğretmen hatta din adamı bile olsa. iyilik veya kötülük bu duyguların ne kadar bastırılabildiğine bağlı olarak değişiyor sanırım. hannibal lecter bu hastalıklı tarafını bastırmayan ,hatta dahi yönünü de bu canavarın hizmetine sunan birisi.
az önce izledigim film. film güzel ama aklıma bi şey takıldı. doktor(antony hopkins) oradan kaçıyor ambulansa biniyor o maskeyi nasıl yapıyor nerden buluyorda sonra çıkartıyor, orası çok saçmaydı filmin.
insanı polis olmaya özendiren nadide film. filmde ki başrolde ki hanımablamızda pek nahoş, miniminnacıktır, tatlıdır. Ayrı gitgide sürükleyici bir etkisi var filmin. ayrıca hapisteki doktorun (adını unuttum) iki polisi yediği sahne inanılmazdır. birde yüzünü dikiyor kendi yüzüne. inanılmaaz..
güzel bir psikolojik gerilim filmi. ama bu filmin gerçeklik katsayısını arttıran anthony hopkins olmuş. oyunculuğu insanın içine işliyor adeta çok derindendi. zaten uyarlanan senaryo da klişeleri barındırmıyor, orijannlik kokuyor. doğal olarak bu da filmi üst sıralara taşımış. 'güvenin önemi değişimdir.' özeti budur yapımın. reddedilme duygusu insan da öfke yaratıyor ve doğal olarak akıl almayacak cinayet olaylarını ardı sıra diziyor..
jonathan demme'nın hikayeyi anlatış biçimi burada başlıyor. tıpkı requiem for a dream filminde olduğu gibi.. normal bir konuyu parselleyip seyirciye müthiş bir şekilde sunma olayı. bu yüzden bu yapımlar bir şekilde zirvede. bu arada ayrı birşey olacak sanırım ama filmin nasıl olduğunu afişinin büyüsüyle anlayabilirsiniz. aslında herşey orda anlatılmaya çalışılmış seyirciye. gördüğüm en iyi tasarımlardan biridir. 1992 yılında 7 dalda oscara aday olan film, yönetmeni ve başrol oyuncularına altın heykelciği getirirken en iyi film ve en iyi senaryo uyarlaması dalında da ödüle hak kazanmış.
hannibal lecter karakteri kişilerin en zayıf noktalarını seçip kanlarını emiyor. zira clarice'e yaptığı da buydu.. filme adını veren de bu zaten. buffalo billin bir davası vardır.. bu davasını diğer insanlardan farklı kılan şey ise özgürlüğe ulaşmaya çalıştığı yoldur: derisini yüzmek. bill, aynı bedenlerden öldürdüğü kadınların derilerini yüzerek kendisine kıyafetler yapar. böylece reddedilen kadın olma dürtüsüne bir adım daha yaklaşır. öldürdüğü kadınların ağızlarına larva koyması bu yüzdendir. kozaların tırtıl haline gelip form değiştirmesi ile kendi erkek kimliğinden nefret edip form değiştirmek istemesi arasında bağlantı kurar. işte hannibal karakteri akıllara böyle kazınır. bill'in clarice ile karanlık bir odada kaldıktan sonra gece görüşlü gözlüğüyle odada gezmesi gerilimin tavan yaptığı andır.
gerilim türünde en başarılı yapıtlardandır.
zekanın ince bir şekilde yerleştirilmiş olması Anthony Hopkins in mükemmel oyunculuğu
jodie foster ın zeki ve mükemmel yüzü etkileyicidir.
ardından çekilen ikinci filmi birincisi kadar olmamıştır.