ilk başlarda "efsane" olarak nitelendirerek izlediğim fakat düzenli olarak red john'un kıl payı kaçırılmasıyla canımı sıkan dizi. patrick jane'in sempatik tavırları bile kurtarmaya yetmedi bir süre sonra..
çok merakta kalırsam dönüp izleyebileceğim bir dizi olarak yer etti zihnimde.
şu an 5. sezonunu indirdiğim/indirmeye çalıştığım dizi. kendini izlettiriyor.
diğer yapımlarla kıyaslamak hoş değil bence. 7 sezon, sezon başı 23-24 bölüm cekmisler. helal olsun adamlara.
tahmin edilebilir sonlar, aynı tarz hareketler falan olsa da güzel bana göre.
bu arada sagdan soldan her türlü spoileri yememe rağmen, yine de keyifle izliyorum.
uykuyla sorunum olduğu için, ilaç gibi gelen dizi.
cbi ofisi de tam malmış amq, patrik el atmadan olay çözemiyor ipneler. bir tek 4. sezonda dosya kapattılar, onda da eleman intihar etmiş!
80' li yıllar tadında çekilmiş enfes dedektiflik dizisidir. o yıllara ait dizilerden tek farkı cep telefonu kullanımıdır. dizi bölümleri tam macera şeklindedir. yani devamı haftaya yoktur bu dizide. sadece red john tüm sezonlar boyunca bulunamayan, tahmin edilemeyen karizma katilimizdir.
bazıları katillerin kolay tahmin edilebildiğini falan yazmış. dizi zaten 80 ler dizisi formatında olduğundan eğlencelik yönü ağır basar. o yüzden olay örgüsü içinde birinin katil olduğu dikkati çekilir zaten. eğlencesi de budur dizinin. orada önemli olan katili bulurken patrick jane' nin izlediği zeka dolu yoldur. yoksa katil bu mu yaa tahmin etmiştim gibi zırvalıklar sizi sıkıyorsa izlemeyin derim. çünkü dizinin amacını, konusunu kavrayamamışsınızdır demektir.
asla bulunamayan ve tahmin edilemeyen katilimiz ise meşhur red john reyizdir. red john' lu bölümler en güzel bölümlerdir şüphesiz. dizinin 6. sezonunun ortalarında red john' un kim olduğu ortaya konuyor gibi gözükse de gerçek red john' un halen hayatta olduğuna inananlardanım ben de. red john o kadar salak değil çünkü. ancak dizi red john olayından sonra boka sarmış sıkıcı hale gelmiştir . hem red john' lu hem de patrickli, lisbon'lu bir final olsaymış daha iyi olurdu kanımca.
herşeye rağmen 80 li yıllar tadında çoğu kez esprili, yer yer duygusal, yer yer ciddi bir dizi olduğunu unutmayın. kısaca meşhur mavi ay dizisinin 10 tık ciddi hali gibi düşünün. ya da kara şimşek dizisinde michael night' in partnerinin araba değil zekası olduğunu düşünün. öyle güzel bir dizidir. umarım red john döner ve efsane bir bölüm daha çekerler. ya da filmi çıksın bilemedim. özledim
red john denen karakterden intikam alındıktan sonra bıraktığım dizi. sonrasında saçma sapan devam ettirilmeye çalışılmış, diziyi çekici ve mistik kılan benim için red john'un yarattığı hissiyat. Ve tabi baş karakterden de öğrendiğim 1-2 teknik. Bol bol papatya çayı içerdi baş karakter şuan içerken aklıma geldi.
bu zamana kadar onlarca dizi izlemişimdir, the mentalistten aldığım keyfi çoğundan alamadım. patrick jane'in ukalalıkları ve davayı çözme yeteneğine hala hayranım. keşke tekrar gelse dediğim dizi.
--spoiler--
red john o adam çıktı ya, bir soğudum. bir kötü oldum. hayalimde öyle karizmatikti ki, çıka çıka o adam çıktı amk. yaşlı başlı yarak kafalı bir şey. halbuki ilk gördüğümden beri red john olduğunu düşündüğüm kişi, fotoğrafçı çocuktu. geri kalan bölümlerini izleyesim gelmiyor. sinirlendim yazarken bile.
--spoiler--
bu sezon red john yakalandı. kim olduğunu öğrendik. açıkçası biraz hayal kırıklığı oldu kim olduğunu öğrenmek ama red john sayfası kapandı.
ama daha da önemlisi teresa bir başkası ile evlenip DC'ye taşınmaya karar verdi ve Patrick ilk defa gerçek duygularını açıkladı.
6. sezon finali on numara beş yıldızdı. uçak sahnesini sanırım 4-5 kez izledim. hepsinde de ağladım. pek güzeldi, çok güzeldi.