Bu film hakkında söylenecek pek bir şey yok bayıldım. Müthiş Bi dinler tarihi olmuş resmen. Takıldığım tek nokta o sonda ki ihtiyarın ölmesiydi filmi eğer olayların gerçek mi yoksa adamın oyunundan ibaret mi olduğunu öğrenmesek daha bi güzel olurdu. inception'da ki gibi.
Tek bir mekanda geçmesine rağmen diyaloglarının insanda tokat etkisi yarattığı; senaryosunu çok genç yaşta oğlunu kaybeden bir adamın yazdığı olağanüstü bir film!
izlediğim en dandik filmlerden birisi. bu kadar övülmesinin sebebi adamın dini, diyaneti ben uydurdum, vaktiyle isa da bendim temelli nutuğu. sikimsonik filmler listesinde bir numara. evet.
Düşük bütçeli bağımsız bir bilim kurgu filmidir, çoğunlukla tek bir mekanda geçmesine rağmen sürükleyici bir yapıttır. 14.000 yaşında olduğunu iddia eden bir tarih profesörü ile akademisyen arkadaşlarının tartışmasını konu alır ve daha da ileri giderek kendisinin isa olduğunu da iddia eder ancak kanıtlama veya reddetme seçeneklerinin mümkün olmaması filmin şu mesajı verdiğini düşündürür: "Ben benden başkasını bilemem, başkaları da beni bilemez; tüm yaşantılarımız, tüm eylemlerimiz inanmak veya inanmamak seçiminden gelişir."
Mukemmel bir diyalektik etki bırakan tez antitez sentez şeklindeki diyalogların havada uçuştuğu bilimkurgu filmidir kendisi. Bilimkurgu türünden olmasına rağmen kurgusunda dinlerin saçmalıklar silsilesinden ibaret olduğuna dem vurulmuştur. Filmin sonuna gelindiğinde "ne ara bitti?" dedirtir.
uzun zamandır bu kadar lezzetli bir film izlememiştim. öyle ki dün akşam izledim, sonra kuzenime söyledim ve onunla beraber bir kez daha izledim. harika. harika.
bir tek ben mi sevemedim bu filmi? mesele "bir odada geçiyor yiaa çok sıkıcı!" falan değil. mesela (bkz: 12 angry men) filmi de o tatta ama çok severim. ama bu filmi sevemedim. ana temaya gelirsek anlıyorum inanç sistemlerine bir çeşit eleştiri yapmak istemişsiniz. ağızda kekremsi bir tat, beyinde ise şüpheler bıraksın istemişsiniz ama olmamış arkadaşım özür dilerim. fikir belki iyi ama uygulama çok kötü. senaryo çok boş kalmış. derinlemesine işlenmemiş. zaten tek mekan filmlerde seyirciyi bağlamak zordur. çok çok iyi işlenmiş dialoglara ihtiyaç duyulur. bu açıdan bana göre vasattı. daha iyi olabilirdi. kısaca bir 12 angry man değil. üzgünüm.
Filmi izlerken sanki odadakilerden biriymiş gibi hissettim. Eleştirel sorular geldi aklıma, aksanı neden değişik değil vs sanki oradaymış gibi sorguladım. Herhalde orada olsaydım isa olduğunu iddia edene kadar adama inanırdım. Yine de sonu pek tatmin etmedi beni.
10.sinifta felsefe hocamizin bu filmi izleyin bu filmden sinav yapicam sizi diyip sonrada sinav "tek soru filmden ne anladiniz" sorusuyla sinifi dumur etmis filmdir.
--spoiler--
adamın anlattıklarına inandığım film. koskoca profesörler inanıyor da ben mi inanmayacağım. önce kimsenin inanmamasıyla başlayan bir hikaye, şüphe başlangıçları, sorular ve sorgulamalar, reddedişler ve karşı tezler... inandırıcılık ve ikna kabiliyetinin had safhası. yeniden izleyip kanasım geldi bak.
--spoiler--
Film dini dusundurmekte pk ya göre çok güzel olmuş. Bir odada geçen filmin atmosferi o kadar iyi ki seyirci olmak yerine sizde muhabbeti onların yanından dinliyorsunuz.
Dine radikal bir bakış; dikik, yozlaşmış kilise inancı olan bir kadını inançlarını nasıl yıkabilir göstermiş oldu film. Çok doğru bir oyunculuk sergilemiş teyze de. Etkilendim.