tom cruise'un bu filmde bu performansla da alamadıktan sonra bi daha hiç oscar kazanamayacağı, dövüş sahnelerine bayıldığım gayet hoş ve duygusal bir film.
samurayların ne kadar onurlu savaşçılar olduğunu gözler önüne seren filmdir. amerikan yerlilerinin katledilmesine seyirci kalmış ve bu yüzden hayattan soğumuş bir yüzbaşının (bkz: tom cruise) samuraylarla geçirdiği birkaç aylık sürede yaşadıkları sonucunda onlar hakkındaki düşüncelerinin değişmesi ve hatta samurayları yok etmeye çalışan çin imparatoruna karşı samurayların tarafında savaşa girmesini konu edinir.
an itibarı ile atv de oynayan, yönetmenliğini edward zwick in yaptığı, 1880 japonya sında geçen 2003 yapımı savaş/dram filmi. sadece tom cruiseu samuray kostümüyle görmek için bile izlenebilir yapım, geleneksel japon kültürüne hayranlık uyandırıyor. yüzbaşı nathan algren (tom cruise) samurayların liderine savaş tekniklerini öğretirken bir yandan da samuray köyünde gözlemlediklerini sürekli not etmektedir. samuray kelimesinin hizmet eden anlamına geldiğini öğrendiğimiz filmde, sağdan soldan sarkan renkli bitkiler ile japonların kendi iç dünyalarıyla olan dinginlikleri dikkat çekmektedir.
esir tutuldğu köyde, bir süre sonra misafir kabul edilen yüzbaşı algrene, japon bir çocuğun kılıç dersi verirken söylediği sözler zen vuruşuniteliğindedir. bir türlü kılıca odaklanamayan ve önsezileriyle çevik hareket edemeyen algrene karşılık çocuğun söylediği şudur
tom cruise 'a hiç ihtiyaç olmadığı, samurai 'ların arasına katılan amerikalının ön plana çıkarılma çabası olmasa başyapıt olacak film. 2 ayda katanayı hakkıyla tutmayı öğrenmesi bile saçmayken hayatını adam kesmeye adamış ujio ile berabere kalması (gerçi wooden sword ile antreman yapıyorlardı).. ıı ııhh. geçeceksin sen onu. aktör odaklı film çekmek zorunda bırakıldığı için yapım ekibine de laf etmiyorum.
ken watanabe 'nin canlandırdığı katsumoto 'nun karizması ve silent samurai bob 'u canlandıran seizo fukumuto abim (ki kendisini hep takdir etmişimdir) ile tabi ki japon sinemasının karizma abidesi hiroyuki sanada 'nın karakteri ujio 'nun hitokiri lakabını lakabını hak edecek performansları çok başarılı. katsumoto 'yu japon bahçesinde görünce akıla nicholai hel geldi. ninjalar ile samurai 'ların kapışma sahnesi de enfesti, onu da ekleyelim.
Ken Watanebe isimli Japon oyuncunun Tom Cruise'a oyunculuk dersi verdiği film. Benzerleri daha önce yapılmış olsa da güzel savaş sahneleri olan, biraz da romantizm barındıran bir izlence
eski bi adam var asker olan..cocuk fena diil ama kusmus işte hayata..kız meselesi fılan da yok..
ole kızanlara saldırmıslar bı gun ordu ilen oda kusmus işte gariplere vuranlara.daha sonra çekik gözlü bir fena adam var para fılan verıyo buna.oda gidiyo onla susi yemeye..
ordu eğitiyo cavusu fılan var..ateş ettiriyo cekık gozlululere..
bı de cecık gozlulerın palalıları var..böle pehlıvan gıbı ama maskeleri olanlarından.onlar kacırıyo bu kızanı..buda gıdıyo..
cok sopa yıyo pala kullanmayı orenırken..ama dovuyo sonra yerden bıtme cekık gozluyu..
onların agası var bıde bızım kızanı seven..onla carpısıyolar kefereye karsı..
yenılıyolar ama kızanlar ossun yıne savasıyolar..sonra çekik gözlülerin padişahına palasını verıyo aganın film bitiyo..
böle bir film işte.
1870'lerin Japonya'sında Amerikan ordusundan Yüzbaşı Nathan Algren, Japon imparatorunun davetlisi olarak, ülkenin ilk ordusunu eğitmek üzere doğuya gelir. Modernleşme eğilimleri gösteren feodal kültür, samuray tarzını da devam ettirmektedir...
Algren bir kaza geçirip samurayların lideri tarafından kurtarılınca, köklü samuray kültürüyle tanışır ve etkilenir. Bir samuray savaşçısı gibi hareket etmeyi öğrenince, büyük bir kararın eşiğine gelecektir. iki taraf arasında kalmıştır ve onurunun doğru yolu göstermesini beklemektedir...
Japonya'nın modernizasyonuna dair olan hikaye, dönemi ve atmosferi ile olduğu kadar, başrolündeki Tom Cruise ile de, ciddi derecede merak uyandırıyor.