filminden çok daha fazla şey anlatan kitaptır. defalarca okudum. koşulsuz sevgiyi düşündüm ve ihaneti!
en sonunda roller değişmişti emir hala iyi bir insan olabilirdi. böyle demişti gelen telefon. ve hasanın dünyasını karartan kendi sözü bu sayede can buldu emirin dudaklarında."senin için bin tane olsa yakalarım!" hasanın tecavüze uğramasına sebep oldu bu söz sohrabın hayata dönmesine belkide.
kesinlikle okunması gereken herkesin bişeyler bulabileceği bir kitap.
filmini izlediğimde deli gibi ağladığım, saatlerce etkisinden kurtulamadım. kitabı olduğunu öğrendiğimdeyse filmi izlediğime pişman oldum, her zaman önce filmi izlerseniz kitabı beğenmezsiniz ya. halbuki hikaye güzelse kitabını okumak daha iyidir. ooof sözlük, çok pişmanım çook.
kitabın dünyasına girip kendinizi kaptırdığınızda hasan karakteri feci bir şeklilde içinizi burkar. üzülürsünüz hatta ağlarsınız bile. ve o nasıl bir insanlıktır nasıl bir dostluktur dersiniz.
kitabı okuduktan sonra öğrendim ki bir de filmi varmış. kitabı okurken bu hikaye beyazperdeye ne çok yakışır diyordum ki tek böyle düşünen ben değilmişim. oku izle ama hasan, emir ve sohrab'la mutlaka tanış...
ucuz bir amerikan propagandasını benimsetmesine rağmen etkileyici bir başyapıt. filmin sonunun 2000 yılında bitmesi akabinde yani 2001 yılında abd'nin afganistan'ı işgal ettiğini göz önüne getirdiğimizde filmin tarafsızlık konusundaki endişelerimizi biraz daha arttırmasına rağmen dostluğun, sadakatin ve çocuk olmanın basit resmini çizmiştir bu film. afganistan'ın en huzurlu zamanında bile ki bu filmin başları oluyor orada iki çocuk arasında eşitsizliği dile getirerek aslında en önemli mesajı yollamıştır. lakin bu nokta diğer mesajların yanında biraz hafif aktarılmıştır o başka.
..
--spoiler--
amir can :
-i feel like a tourist in my own country..
yerli afganli :
-you ve always been a tourist here, you just didnt know it..
--spoiler--
gerçeği ustaca kurgılayarak yansıtan ve acılı bir tarihi dönemin üstünden kalın kalın geçen harikulade bir roman.
herşey bir yana uçurtma avcısı insanların gözlerini emperyalizmin kuruttuğu afganistan a çevirtebilecek bir eserdir.
ancak.
kitabı belirli bir önyargıyla aldım ve okumaya başladım o da şuydu. kitabın yazarı 1980 yılında sovyet işgali döneminde abd'den siyasi sığınma hakkı elde etmiş bir aileden geliyor. bu nedenle ben, bu kitabın abd'yi parlatma misyonu sürdüğünü düşündüm en başta. ve ne yazık ki son sayfayı çevirdiğimde bu yargımda haklı olduğumu gördüm.
kitabın baş kahramanı emir, yer yer üstü kapalı da olsa amerika birleşik devletleri'ni parlatıyor. ilerleyen sayfalarda 11 eylül sonrasında abd'nin afganistan'a girerek taliban'ı devirdiğinden sevinçle bahsediliyor. işte tam da burası, bush jr.'un ırak'ı işgal ederken iddia ettiği "özgürleştirme" amacını meşrulaştırıyor sanki. oysa herkes biliyor ki amerika afganistan'ı işgal ederken taliban filan umrunda değildi, tek derdi orta asya'ya hakim bir üs elde etmek, asya doğalgazını kontrol idi. her zamanki amerikan oyunu, bahaneyi yarat ve ele geçir.
şimdi tüm bunlar ortadayken romanda tam tersi bir görüş var ortada. ve bence bu, romanın değerini düşürüyor. berrak suyu bulandırıyor. afganistan ı işgal eden sovyetler yer yer lanetlenirken, 20 yıl sonra bir başka işgalci abd alkışlanıyor.
üstelik 1980 sovyet işgalinin, abd'nin o melun "yeşil kuşak" politikasının ürünü olduğu da ortaya çıkmışken.
Kitabı filminden daha etkileyicidir. Belki de kitabını okuduktan sonra filmden beklentilerim fazlaydı ama film beni pek çekmedi. kitabı okumadan izleyenler için çok şey ifade etmeyebilir. kitabı kesinlikle çok duygusaldır. özellikle emir'in sohrab'ı kurtardığı anlar gözümde filmindekinden daha iyi canlanmış ve heyecanlandırmıştır.
insanı derinden etkileyen kolay kolay akıllardan silinmeyecek bir romandır.bu romanı okuyup emir'e sürekli küfretmemize rağmen aslında biliriz ki çevremizde emirler doludur.keşke herkes hasan olabilse..
geçen sabah okula giderken okudum kısımdan sonra ..emir hasanı hırsızlıkla suçlamıştır we hasan buna itiraz etmez suçu kabullenir iste o ana emir aslında hasanın herşyi bildiğini anlar kendisini korumak için sapanla korkuttuğu o kendini bişy sanan ırkçı zengin p.çler hasanı kıstırdığında emir sadece seyreder sadece we hasan bunu bildiği halde ona sdakatinden hiç birşey kaybettmemiştir babaya sırf bu yüzünden ben yaptım der emir yalancı durumuna düşmesin diye..bu kısımdan sonra kafamı hafifçe kaldırıp etrafıma anlamsız anlamsız bakmama gözümden düşen damlaları umursamadan okulu geçip gittiğimi farkedip apar topar kendimi arabadan atmama neden olan müthişş kitap..belli bir süre kendime gelemedim oyobüstekilerde şaşkının şaşkın baktılarr arkamdan...
elime alıyorum yaa okumaya kıyamıyorumm öyle bir hikayedir hasanla emir canın hikayesii...
kitabı az önce soluk soluğa ve buğulu gözlerle bitirdim.
insanı içine çeken, alıp götüren, derin derin iç çekmenize neden olan bir çok şey yaşıyorsunuz okurken. olaylar emir'in gözünden anlatılsa da hasan'ı daha iyi anlıyorsunuz. hasan için içten içe gözyaşı döküyorsunuz. bizim de "bin tane olsa" yakalayacağımız bir uçurtmamız var mı ya da "bin tane olsa" onun için yakalayacağımız biri var mı diye düşüncelere dalıyor, kitabın son sayfasını kapattığınızda, bir vicdan azabının, yapılan yanlışların, bir çocuğun suskunluğuna, bir suçlunun vicdanını hayatındaki o kara lekeyi temizlemeye adadığını görüyorsunuz. eminim herkes hasan gibi bir dost ya da kardeş ister. ama aslında hepimiz bir hasan kadar tertemiz gelip dünyaya, emir gibi oluveriyoruz.
herkes birileri için bin tane de olsa, lütfen, bir şeyler yakalasın!
uçurtma avcısı; herkesin okuması gerektigine inandıgım kitap.Bir yazar (khaled hosseini) afgan asıllı amerikada yaşayan ancak, bu kadar güzel betimleme yapabilir, romanı yaşattı resmen bize süperdi.Afganistan da bir dönem nelerin yaşandığını resmetmiş ama, muhteşem akıcı bir dille.beni daha fazla kitap okumaya iten kitap olmuştur,kitap okuma hayatımın dönüm noktasıdır.