kitabını okumadan, sinemada tesadüfen izlediğim güzel kapitalizm eleştirsi yapan bir film. O değil de hani kızla birlikte oyunlara giden vardı ya petaa * hıhhh işte o öyle bir geçer zaman ki de helvacı helva şarkısını söyleyen adama nekadar benziyor...
mtv film ödüllerinde 'en iyi final dövüşü', 'en iyi ekranüstü dönüşüm', en iyi erkek oyuncu', 'en iyi kadın oyuncu' dalında 4 ödül kazanan izlenilesi film.
kitaba gelecek olursak, çok akıcı ve konu itibariyle güzel bir seri. sanırım 3. kitap biraz sıkıcıydı. özellikle 1. ve 2. kitaplar çok iyi.
filmde konu bölünmüş.olaylar tam bağlanamamış gibi geldi.
kitabı okumasaydım. lan ne oluyor orada diyebilirdim.
olaylar bayağı bir kırpılmış.
ama rue canımsın ya.
sinemada izlemediğim için bayağı üzülmüştüm ama gerek yokmuş zaten.
kitabı akıcı ve eğlenceli kitap sevenlere, tavsiye edilir.
japon mangası ve filmi battle royale'dan araklanmış kitap. klasik amerikalı işte. bu yazar ablanın ağababaları da asya'da isveç'te orda burda ne kadar sağlam film varsa tutup remake'ini yaparlar.
sanki popüler kültür, tv dünyasını eleştiren bir kitap olmuş... dikkat ederseniz 12 bölümden 2şer kişi özel olarak seçilmiyor, yetenekler bilinmiyor, bilgi seviyesi ölçülmüyor seçmece karpuz gibi kura ile ne çıkarsa bahtıma giderim ben oraya tarzı seçim oluyor. toplam 24 kişi var... seçilenlere kötü davranacaklar herhalde diye düşündüm, fakat gel gör ki lüks yemekler, lüks yataklar, lüks aletler veriliyor seçilenlere... sanki oraya ölmeye değilde para verip eğlenmeye gitmişler gibi eğitime giriyorlar. sonra alana salıyorlar milleti kim kime dum duma... yani bu beynimizi yıkayan sektöre çok benzemiş açlık oyunları... biri geliyor 20kişi seçiyor, sonra azcık eğitimden geçirip, bizi eğlendirsin diye önümüze atıyorlar, kim içten gelen bir şekilde yetenekliyse onun adı kalıyor akılarda. işte açlık oyunlarıda böyle olmuş. filmini de şuan izledim 2 saatlik bir süresi vardı. güzelde olmuş, sıkılmadım izlerken aksine bazı sahnelerde gaza geldim falan...
katniss gibi bir kız varsa gelsin beni bulsun peetadan daha güçlü ve daha kuvvetliyim yani... tipimde iyi evlenebiliriz.
bu dediğim tip olarak algınalnmsın, kişilik ve karakter olarak algınlansın mümkünse..
Suzanne Collins'in 3'lü kitap serisinin 1. kitabıdır.
Popüler kültür nedeniyle oldukça fazla okunmuştur ve okunmaya devam etmektedir.
The hunger games, inanılmaz sürükleyici, kurugusuyla kendine hayran bırakan, sanki elinizden bırakamayacakmışsınız hissi veren bir kitaptır.
kitabını okumadığım, arkadaşımın büyük baskıları üzerine filmini izlediğim eser. ** neyse, filmini çok beğendim, sürükleyiciydi bence. dövüş sahneleri hariç. bi halt anlamadım, çekimler kötüydü o sahnelerde. ama yorumlara bakılırsa kitabı çok daha başarılıymış. * zaten sadece filmini izleyenlerin aklında bir çok soru cevapsız kalmıştır. kısacası; sanırım kitabını okuyacağım.
film olarak söylemiyorum tamamen kitap serisi olarak. her zaman bilinir kitaptan filme uyarlanan serilerde kitap daha iyidir. istisnalar olabilir tabi. ama filmini de kötü bulmadım hani ben. okunsun, izlensin.
okumayan ve izlemeyenlerin atıp tuttuğu seri. harry potter la falan kıyaslanamaz o ayrı ama gene de kitapları gayet iyidir sürükleyicidir ve kendini okutur. ha film kitabın etkisini yaratamamıştır ama gene de götünüz gibi değildir.
öl ya da öldür temalı filmlerde iyinin iyiyi öldürmemesi bütün iyileri kötülerin öldürmesi en son kalan kötüyü de kahramanın öldürmesi artık çok sıkıcı. bu defalarca işlendi yenilik lütfen...
bunun dışında altplanda verilen mesaj güzel işlenmiş gibi. filmde çok fazla yakalanamıyor ama kanımca kitapta daha açıklayıcıdır.
Filmden fazla birşey beklemeyerek izlerseniz benim gibi çok beğenirsiniz. Tabii ki kitaptan film uyarlama işi her zaman risklidir.. Çünkü insanlardan okudukları an da aldığı tadı filmde de almaya çalışırlar hep. Ama ben bu kitabı okumadım, lakin filmi izlemek için de okumaya gerek yok. LOTR, Harry Potter gibi derinden işlenen senaryosu pek yok. Kişilerin geçmişleriyle hiç ilgilenilmemiş mesela filmde. Konu derinliği ilk filmden aşılansaydı çok iyi olurdu kanımca. Ancak atmosfer, kurgu ve oyunculukları beğendim diyebilirim. Bazı kısımlar klişe kalmış tabii ki.. Bu hayatta kalma konulu filmler de artmaya başladı son zamanlarda, hayra alamet değil pek. *Jennifer Lawrence'ı nereden gözüm ısıyor dedim dudaklarına bakarken. En sonunda jeton düştü ve X-Men'de Mystique karakterini canlandırdığı aklıma geldi. 21 yaşında kendisi geleceği çok çok parlak.. Bu arada filmin bir eksiği soundtrack kısırlığı sanırım. Filmin sonunda ki müzik dışında göze batan birşey yok. Kitaptan uyarlanan filmler de daha da arttırılma müzikler. Önümüzde daha Catching Fire ve Mockingjay devam filmleri var. Onları da görüp seriyi genel olarak analiz edebiliriz herhalde. Filmde ki eksiklerden bahsetmek istiyorum.
- Filmde zorlanma diye birşey yok. Baş karakterlerin önü çok iyi açılmış.. Herhangi bir zarara veya zorlanmaya uğramadan oyunu kazanıyorlar. Atom bombası atılsa sağ çıkacak koçyiğitler.
- Sponsor olayı bu kadar açık bırakılmamalıydı. Karakter yaralanır ilaç anında gelir vs.. Sponsor tamam da oyun açlık oyunu yemek su sıkıntısı yok. Öyle bir şey ki filmin başında oyunun kurallarını anlatan direktif zenci ablamız %30'luk kısmın 'doğal yollardan' mortingen şıtrayze olacağını söylemişti. Gelin görün ki filmin içinde doğal yollardan ölen kimse yok. Ye babam ye.
- Soundtrack sıkıntısı. Trilogy'nin altına giriyorsun.. ilk filmden müzikleri enfes yapmak zorundasın. En güzel müzik bence alaycı kuşlardı. O derece müziksiz, siz düşünün.
- Peeta adlı karakteri hiç beğenmedim ki tam tersi olmalıydı. Köyde ki koç Gale'in hem fizik hem kondisyon hem de yakışıklılık bağlamında çok daha ezici üstünlüğü olurdu. Göz var nizam var be.
çok güzel bir müziğe sahip olan, genel olarak beğendiğim battle royale tarzı güzel bir film. özellikle kahramanımız sorrority katniss güzelliği, bakışları* ve karizmasıyla kendisine hayran bırakıyor.
--spoiler--
filmde dikkatimi çeken ve anlamadığım şeyler :
-neden petea kariyerlerle beraber dolaştı filmin başında. öldürme, savaş yetenekleri kısıtlı olduğu için mi onlara yanaştı acaba diye düşünüyorum.
-neden aynı petea sonradan bunun için katniss'ten özür dilemedi ve birden aşık gibi dolaşmaya başladılar. orasını hiç anlamadım. çünkü petea bildiğin ihanet etmişti avcı toplayıcı kızımıza.
-kariyerler filmin başında beraber dolaşıp ekip olarak hareket ediyorlardı. burası da anlaşılmazdı. bunlar sonunda tek kişi kalacaklarını bilmiyorlar mıydı da hepsi birden horul horul uyuyorlardı. herhalde amaçları önce diğerlerini ekip çalışmasıyla yok edip, sonunda düello yapmaktı.
-sanırım anlaşılmayan bir çok nokta hakkında kitapta söz edilmiştir. onu okumadığımızdan birçok yer açıkta kalmış bence.
-film, battle royale ile beraber eski bir film olan 1990 yapımı Lord of the Flies filmiyle de benzerdir aslında. orada da adaya kazayla düşen çocuklar kendi krallıklarını kurup, insan doğaları sebebiyle birbirlerine eziyet etmeye başlıyorlardı.
-katniss(Jennifer Lawrence), filme apayrı bir çekicilik katmış. bakışları, sessizliği dolayısiyle ne düşündüğünü anlayabilmemizi sağlayan gözleri, güzelliği ve savaşçı kız karizması....
-filmin sonunda çıkan soundtrack oldukça güzeldi. keşke filmin içerisinde de kullanılsaydı.
--spoiler--
filmden manalı bir diyalog :
snow: hope.. it is the only thing stronger than fear.. a little hope is effective.. a lot of hope is dangerous. spark is fine as long as it's contained..
ilginç bir şekilde abd sinema salonlarında hala gösterilmekte olan film. film vizyona 22 mart tarihinde girdi. günlerden 14 ağustos ve gösterim devam ediyor. günlük ortalama 100.000 dolar civarında hasılat yapıyor. daha ilginç nokta geçen hafta bu filmin dvd ve blu-ray diskleri çıktı. buna rağmen film izlenmekte. yapımcılar amerikan halkının tamamına izletecekler filmi.
