--spoiler--
Galaksinin haritası bile çıkarılmamış ücra bir köşesinde, gözlerden uzak bir güneşin yörüngesinde, tamamıyla önemsiz küçük bir gezegen döner. Gezegenin maymundan gelen halkı genellikle mutsuzdu. Ağaçlardan inmekle büyük hata yaptıklarını düşünenlerin sayısı gün geçtikçe artıyordu. Bazıları ağaçlara çıkmanın bile hamle olduğunu ve okyanuslardan asla ayrılmamış olmaları gerektiğini söylüyordu. Sonra adamın birinin, sırf değişiklik olsun diye bundan böyle halka nazık davranmanın ne kadar iyi olacağını dile getirdiği için bir ağaca çivilenmesinden yaklaşık iki bin yıl sonra, bir perşembe günü, o önemsiz gezegen bir kestirme yol uğruna yok olup gidecekti. Ama bilinmeyen gerçek şuydu ki gezegenin yaratılış amacı yalnızca Nihai Soruya cevap bulmak için yapılan bir deneydi..
--spoiler--
kabalcı yayınları tarafından çıkarılan 50 pezoya satılmakta olan beşi biryerde kalın ciltli kitabı hali hazırda kabalcı kitapevinde var olan %50 indirim sayesinde 25 pezoya alınabilmektedir.
evet, bildiğiniz bir kitaba sürekli özlem duyuyorum. arada açıp önemli cümlelerini okuyorum, bol bol gülüyorum. yanımda felsefi bir konu açılınca, hiç detaya girmeden "42" diyip susuyorum, tabi kimse bir şey anlamıyor, "...neresinin plakasıydı?" diyip konuyu değiştiriyorum. bu kitabı öyle herkes bilmesin, bana özel kalsın istiyorum.
uzaydan çekilmiş bir dünya fotoğrafı görünce içimden "çoğunlukla zararsız." * diyorum, evrenin sonundaki restaurantı gözümde canlandırmaya çalışıyorum. kendimi orda yemek yerken hayal ediyorum. ve buraya yazarsam komik olacak pek çok detayı daha bu kitap yüzünden yaşıyorum.
ayrıca hayatımda tanık olduğum en ince mizahın da bu kitapta olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. ama siz yine de okumayın ya, boşverin bence.
çok yüksek kafalarda yazıldığı hem kitabın hem filmin her anında kanıtlandığı, oldukça yaratıcı ve zevkli eser. Örneğin; kulağa takılan ve sesle beslenerek kulağına takıldığı kişinin anladığı dilde sesi dışkı olarak tekrar çıkartan böcek fikri.
mukemmel otesi bir kitaptir... Ingiliz espiri anlayisinin en guzel eserlerinden birisidir... Her cumlesi ayri bir mesaj ayri bir ironi tasir... Anlamak cok ustun zeka ister.
Kitabinin tam tersine filmi maalesef tam bir fiyaskodur. Ben douglas adams olsam filme dava acardim... O kadar rezillirdir...
bir DOUGLAS ADAMS eseridir.
''herhangi bir şey, ortaya çıkarken bir başka şeyi ortaya çıkarıyorsa, bir başka şeyin ortaya çıkmasına neden oluyor demektir. ''
''birşey olacaksa,olacaktır.''
number one ımsın robot Marvin..
şiddetle tavsiye edebileceğim, süper eğlenceli bir kitaptır. ben evde kendi kendime gülmekten yarılıyorum okurken..
benim için bilim kurgunun doruk noktalarından birisidir.
sakın filmini izleme gibi bir şeye yeltenmeyin. bu esere yapılacak en büyük saygısızlık olur. bir şekilde kitabı edinip okuyun. sonra filmi izleyip ne kadar haklı olduğumu göreceksinizdir siz de.
okuyun, okutun. okumayanın kafasına vura vura okutun. zaten kalınca bir şey; bir iki vurmaya kafasının pekmezini akıtırsınız.
yunuslara, farelere ve havlulara bakış açınızı değiştirebilecek kitap:
--spoiler--
Tuhaftır, yunuslar Yerküre gezegeninin yıkımının yakın olduğunu çok uzun zamandır biliyordu ve insanoğlunu tehlikeye karşı uyarmak için pek çok girişimde bulunmuşlardı. Ama iletişim kurma çabalarının çoğu toplara vurmak ya da lezzetli lokmalar karşılığında ıslık çalmak gibi eğlendirme çabaları olarak yorumlandı, onlar da sonunda pes edip "Vagonların" gelişinden kısa bir süre önce kendi olanaklarıyla Yerküre'yi terk ettiler.
Yunusların bıraktığı en son mesaj da yanlış yorumlanmış ve ıslıkla Amerikan Milli Marşı'nı çalarken çift ters takla atarak halkanın içinden geçmeleri şaşırtıcı karmaşıklıkta bir numara olarak değerlendirilmişti. Oysa mesajın aslı şöyleydi "hoşçakal ve balık için teşekkürler."
Gerçekte, gezegende yunuslardan daha zeki tek bir tür daha vardı. Ve onlarda zamanlarının büyük bölümünü davranış araştırmaları labaratuvarlarında tekerleklerin içinde koşarak ve insanoğlu üzerinde korkutucu derecede ayrıntılı ve kurnaz deneyler yürüterek geçiriyorlardı. insanoğlunun bu ilişkiyi de baştan aşağı yanlış anlaması bile aslında bu yaratıkların planlarının bir parçasıydı.
--spoiler--
--spoiler--
sizin tanrınız bir bahçenin ortasına bir elma ağacı koyar ve der ki, 'hey arkadaşlar ne isterseniz yapın, ama bu elmayı yemeyin'. sürpriz, sürpriz, elmayı yerler ve o da saklandığı çalının arkasından fırlayarak bağırır 'yakaladım, yakaladım.' oysa yemeselerdi de sonuçta bir şey değişmeyecekti.
çünkü eğer karşındaki, kaldırıma içinde tuğla bulunan şapkaları bırakmaktan hoşlanan bir zihniyete sahipse, gayet iyi bilirsin ki bundan vazgeçmez. er ya da geç gafil avlar.
--spoiler--
