the great gatsby

entry122 galeri5 video2
    46.
  1. son yılların belki de en çok etkileyici filmidir.
    nedeni ise gerçek hayatı bu kadar net yansıtmasıdır.
    iyi gününde herkes yanındadır, cenazene kimse gelmez.
    sadece çıkarlar çatışmadığı sürece sevilirsin.

    --spoiler--
    daisy'nin sırf çevrem neder, alışık olduğum hayattan vazgeçemem, sosyetede adım çıkar mantığı yüzünden, gatsby'yi adeta sattığı o an, belki de herkese en dokunandır, çünkü herkes bir daisy tanımıştır, görmüştür, duymuştur...
    --spoiler--
    2 ...
  2. 45.
  3. lana del rey'in young and beautiful şarkısıyla hayat verdiği ve kısaca özetlediği filmdir. *
    3 ...
  4. 44.
  5. gereksiz uzun olan fakat görüntüleri, kıyafetleri harikulade olan filmdir.
    1 ...
  6. 43.
  7. gatsby ve daisy'nin çiçekli odadaki yıllar sonrası karşılaşması gözleri doldurur.
    1 ...
  8. 42.
  9. Müziği, görseli ve oyunculuğu bakımından harika olan film. Konu olarak benim gibi duygusallara yaraşır.
    1 ...
  10. 41.
  11. alt yazılı versiyonu izlenesidir. Türkçe dublajı beğenilmemiştir .
    0 ...
  12. 40.
  13. holivudun içler acısı halini gösteren, yarrak gibi film. sırf görsellik amk. öyle boş... izlemeyin, izlettirmeyin.
    1 ...
  14. 39.
  15. di caprio sayesinde onca süre izlenebilmiş film. müzikleri muhteşem.

    --spoiler--
    filmin özeti, kadın milletine yaranamazsın.
    --spoiler--
    1 ...
  16. 38.
  17. filmin kitaptan uyarlandığını biliyorum ama belki hikaye biraz daha ilginç olabilirdi. ayrıca gördüğüm en güzel fragmanlara sahip filmdir.
    0 ...
  18. 37.
  19. sonunu zor getirdiğim titanic zorlaması filmdir.

    dahası zulümdür zulüm.

    Notum beylere: izlemeyin, sevgilinizle birlikte sakın izlemeyin.

    Artık huzur içinde uyuyabilirim.
    1 ...
  20. 36.
  21. "gatsbynin verdiği partiye gelenlerden hiç birisi, gatsby öldüğünde cenazesine gelmemişti." sözüyle akılda kalıcı bir film olmuştur.
    2 ...
  22. 35.
  23. Bir f.scott fitzgerald kitabi. Ayrica Eskisi yenisinden daha guzel olan film ama yeni filmin de muzikleri basariliydi bunu da unutmamak lazim.
    0 ...
  24. 34.
  25. senaryo itibariyle yeşilçam ile aynı olsa da kullanılan kıyafetler, sahne çekimleri, mekanlar, odada geçen sahnelerdeki oyunculuklar ile kendini belli eden müthiş bir film. fakat dediğim gibi zengin adamın tek bir kadın için her şeyini harcaması başkalarını gözünün görmemesi falan tamamen yeşilçam senaryosu lan resmen.
    1 ...
  26. 33.
  27. tobey maguire ' in harika oynadığı ve leonardo di caprio ' nun titanic filminden sonra tekrar o aşık hali ile karşılaşmamıza vesile olan baz luhrmann ' nın yönettiği son zamanların harika filmlerinden biridir.

    --spoiler--
    iyiler kaybedecek.
    kötüler, iyi gözükecek. acı çekiyor sanılacak.
    ve aşk amerikada 1920li yıllarda kirlenecek.
    --spoiler--

    aşığım.
    0 ...
  28. 32.
  29. leonardo di caprio yaşlandıkça daha iyi oyuncu olmaya başladı.

    filme gelince biraz hızlı geçti bazı sahneleri ve eski filmlerin modernize olmuş havasındaydı.

    ama finali harikaydı gerçekten.

    suçluların aslında masum ve umursamaz olması.

    geleceğini ve kadınını almak için her şeyi yapan bir adam.

    her şeyin bir anda yok olması hatta başlardaki renk cümbüşünün, birden karanlığa vurması filan oldukça güzel filmdi.

    iyiler hep kaybeder.
    1 ...
  30. 31.
  31. otobiyografi niteliğinde bir kitaptan uyarlanmış bir film için fazlasıyla eye candy film olmuş. abartıldıkça abartılmış renk ve ışık oyunları. keşke bu kadar burtonesque bir yönetmenlik çıkartmasaydı baz luhrmann ya da keşke guy ritchie falan çekseydi. açıkçası sherlock holmes'teki ışık ve renk ayarlamaları bu filme cuk otururdu.

    yalnız burada leonardo dicaprio'ya bir parantez açmak zorundayım: bu adam çok sağlam oyuncu oldu lan! nerede titanic'teki mimiksiz yeniyetme, nerede inception ya da bu filmdeki adam.

    sonuç olarak ilk yarısı "lan, ben bunu niye izliyorum ki" dedirtirken ikinci yarısında gayet eli yüzü düzgün bir film hâline gelmiştir. üstelik bunu yönetmene karşın yapmıştır.
    0 ...
  32. 30.
  33. izlenildiğinde bir şey ifade etmeyen, lakin fon müzikleri ( soundtrack ) çok iyi olan bir filmdir. Amerikanın eğlence ve partilerle süslenmiş zamanlarını anlatır.
    0 ...
  34. 29.
  35. okuduğum en iyi kitaplardan birisi hiç şüphesiz, ayrıca görüldüğü üzere nickimin ilham kaynağı. filminin fragmanı da güzele benziyor izlemedim henüz ama izlenecek gibi.
    1 ...
  36. 28.
  37. sağda solda okuduğum "bu film iyi sonla bitmeliydi." laflarına şiddetle karşı çıkıyorum. bu filme tam da kötü son yakışırdı. çünkü beklenmeyen, sinema filmlerinde iz bırakıyor. küçükken masallar hep mutlu sonla bitsin isteyen çocuklar gibi mızmızlananlar bir daha düşünmeli.

    --spoiler--
    film can alıcı sahneleri bütünüyle sindirmiş bir film bence. özellikle gatsby'nin filmin ortasına kadar bize sunulan o mükemmelliği bir anda gidince, daha doğrusu başka bir mükemmelliğe dönüşünce, adeta artık başka bir film seyretmeye başlıyorsunuz. gatsby'nin öldüğü sahne dahil hiçbir sahnede şaşırmayan ben genel itibariyle filmi ilginç bulabildim. tavsiyem izleyin.
    --spoiler--
    4 ...
  38. 27.
  39. --spoiler--gelecegimizi gecmisten kurtulamayarak yasamak belki de hayatimizda yaptigimiz en buyuk hatalardan biri. cunku gatsby de hayalini gecmise ait bir insan uzerine kurdu ki gecmisin tekrar yasanamayacagi anlamamisti. en azindan mutlu olmesi bir nebze icimi rahatlatsa da ahlaki cokuklugu bu kadar yogun yasamak bu dunyaya karsi olan hislerimi yeniden hatirlamama sebep oldu. evet insanlar boyledir. bir gun once gulup eglendikleri insan oldugunde cenazesine bile gitmezler ve daisy sana soyluyorum kizim sen ne kevasesin oyle. rahatini birakamadin de mi? belki gatsby'nin de sucu var. cunku daisy'yi birakip gitmeseydi evlenirlerdi ama daisy de neden bekleyemedi. bilmiyorum belki ben yanlis yorumlamis olabilirim ama benim filmden cikarimim insan hayatta hic bir hayalini bir insan uzerine dayanarak insa etmemeli cunku bu takinti yaparak insanin hayati gormesini engelliyor. tabi burda ask faktoru de var gatsby'nin dedigi gibi: onunla opusseydim sonsuza kadar evli olacagimizi biliyordum ama yine de optum. belki de ask boyle bir sey onune gecemiyorsun. yani gatsby de bunun yanlis oldugunu biliyordu ama nolursa olsun film bir kez daha iyiler hep kaybeder lafini beynimize kazidi. muzikler muhtesem otesiydi ayni film gibi.--spoiler--
    2 ...
  40. 26.
  41. Mukemmel bi filmdi be dedirtmemistir. Orta halli. Hikayeden etkilendim. Ve amerika; kesinlikle pislik bi yer.
    0 ...
  42. 25.
  43. Filmi hangi kefeye koyacağımı bilemedim doğru düzgün. 3 boyutun dram filmlerinde çok da yerinde olduğunu düşünmüyorum. leonardo zaten mükemmel bir oyuncu. diğer oyuncuların da sırıtan bir yanları yoktu. zaman-mekan ayrıntıları çok iyiydi. leonardo'nun aşkı uğruna yaptıkları da takdire şayandır. film üzerinde ayrıntılı düşününce bu yazı da değişecek muhtemelen. şimdiki izlenimim ise sinemaya gitmek yerine evde seyretmek yerinde bir tercih olacaktır. haa ben gittiğime pişman mıyım? değilim.
    1 ...
  44. 24.
  45. Başta okuyup anladığınızı düşündüren fakat derste yorumlar yapılmaya başlandığında aslında hiçbir şey anlamadığınızı fark ettiren hatta kendinizi biraz gerizekalı gibi hissettiren ingiliz Edebiyatı derslerinde okutulup vize ve final sınavlarında ısrarla sorulan romandır.
    2 ...
  46. 23.
  47. leanordo di gatsby sey pardon di caprio rolü özümsemis.
    0 ...
  48. 22.
  49. Yarım saat olmadı filmden çıkalı. Her Baz Luhrmann filmi gibi bunun da etkisinde kaldım. Şimdi dikkat, spoyler uyarısı. Sonra küfretmeyin. Zaten öyle fazlaca bir spoiler verecek değilim.

    --spoiler--
    izlediğim üçüncü Baz Luhrmann filmi. Fragmanını ilk izlediğimde Scott Fitzgerald ve Baz Luhrmann'ı görünce "Ben buna gitmezsem götümü keserim!" dedim. Ve tabi ki götümün uğruna gittim. Pişman mıyım? Asla. Sor bana pişman mıyım?

    Üç filmin ortak noktası mutsuz sonla bitmesi. Zaten Romeo ve Juliet bildiğimiz tarzda bir şeydi. Shakespeare draması. Ama tabi Radiohead eşliğinde, orası ayrı. 1996 Radiohead'in henüz deneysel zamanlarına geçmediği zamanlar. Saçma bir cümle oldu, ama Radiohead dinleyicileri ne demek istediğimi anlamıştır, umarım. Daha güzeldi sanki o zaman. Neyse.

    Leonardo DiCaprio'un performansına diyecek yok. Tobey Maguire'ı Spider Man'den beri sevmiyorum. Keşke gene Ewan McGregor oynasaymış filmde. Sürekli bir yazarlık performansı var filmlerde. Luhrmann, Avusturalya'nın Ah Muhsin Ünlü'sü sanırım. Ya da ben abartıyorum bilmiyorum. Neyse, şimdi filmden dikkat çeken noktalara geçelim:

    Florence and the Machine çok yakışmış. Akşamdan kalmalığın ardından dinlenebilecek şarkıyla hem de. Ayrıca Jack White, Beyonce gibi güzellikler de barındırıyor. Hatta bir yerde Lana Del Rey bile çaldı. Onu da beğendim. Ben ki Lana Del Rey'den gıcık kapan bir insanım. Sevmiyorum kadını. O da beni sevmiyordur. Neyse. Partinin bir yerinde fena halde yamulmuyorsam(evet evet eminim bundan) George Gershwin'in Rhapsody in Blue'su çalıyordu. Tabi daha farklı bir versiyonu. Ama gene bildiğimiz Rhapsody in Blue. Gershwin'in olmaması ayıp olurdu orada. Kendisi zaten o dönemlerde etkin bir isimdi. Sevindim. Ayrıca Gershwin'in Summertime adlı eserini en güzel canlandıran isim Ella Fitzgerald'dır bence. Soyad benzerliğinden dolayı, Rhapsody in Blue'yu koymuş olabilirler diye düşünüyorum. (bkz: Scott Fitzgerald)

    Carey Mulligan çok zarif bir ablamızmış. Onu anladım. Tanımıyordum kendisini, tanımış oldum.
    --spoiler--

    Velhasıl-ı kelâm, gidin izleyin efendim. Güzel film, güzel drama.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük