bugün
- hadise'nin külotla marş söylemesi30
- şarap içip entry girmek8
- sözlük abazanları kız bulduğu zaman olacaklar11
- hangi süper güce sahip olmak isterdiniz16
- icardi190511
- utanmadan fenerbahçe kollanıyor diyebilmek8
- galatasaray30
- ali koç12
- kocaeli de ders basan veli9
- allah neye benzer14
- ilkokuldaki sevgilinizle yaptığınız çılgınlıklar11
- okan buruk'un rakiplerine küfür etmesi22
- fenerbahçe30
- albay kemal11
- fenerbahçe taraftarı13
- fenerbahçe 38 de 38 yapsa olacaklar10
- anın görüntüsü8
- bütün pitbullar uyutulmalı17
- son 22 yılın özeti12
- akp döneminde kürtlerin asimile olması9
- sinovac mı biontech mı12
- sözlük yazarlarına acı ama gerçek bir şey söyle9
- akp'nin galatasaray'ı destekleme nedeni8
- kulaklığını paylaşan erkek cuckold mudur8
- keyiflenmek için ne yapıyorsun9
- fettullah gülen'in ölmesi16
- kılıçdaroğlu'nun yeniden aday olacağım demesi19
- bu gece intihar edeceğim47
- ateist ve deistler bunu açıklasın12
- karısının onlyfans açmasına izin veren erkek11
- düğün yapmak akıl dışıdır11
- allah intikam sahibidir15
- fenerbahçe amblemindeki ot11
- kur an çevirisi yapmanın haram olması34
- mauro icardi23
- ülkemde başı açık tavuk is te mi yo rum8
- fransız kızın üzerine işeyen göçmen15
- dilan dere ile evlenmek11
- müslümanların anadili arapçadır13
- sevgiliyle uyumak13
- kadın vücudunun olağanüstü bir tasarım olması8
- emre belözoğlu15
- sözlüğün en iyi yazarı olmak11
- mert hakan yandaş16
- abberrline9
- 2023 2024 sezonu süper lig şampiyonu galatasaray17
- israil'in refahta sivil çadırlarını vurmasi27
- fenerbahçe'nin gs'nin balonunu patlatmış olması20
- astrolog meral güven20
- galatasaray ın verilmeyen penaltısı9
Yarım saat olmadı filmden çıkalı. Her Baz Luhrmann filmi gibi bunun da etkisinde kaldım. Şimdi dikkat, spoyler uyarısı. Sonra küfretmeyin. Zaten öyle fazlaca bir spoiler verecek değilim.
--spoiler--
izlediğim üçüncü Baz Luhrmann filmi. Fragmanını ilk izlediğimde Scott Fitzgerald ve Baz Luhrmann'ı görünce "Ben buna gitmezsem götümü keserim!" dedim. Ve tabi ki götümün uğruna gittim. Pişman mıyım? Asla. Sor bana pişman mıyım?
Üç filmin ortak noktası mutsuz sonla bitmesi. Zaten Romeo ve Juliet bildiğimiz tarzda bir şeydi. Shakespeare draması. Ama tabi Radiohead eşliğinde, orası ayrı. 1996 Radiohead'in henüz deneysel zamanlarına geçmediği zamanlar. Saçma bir cümle oldu, ama Radiohead dinleyicileri ne demek istediğimi anlamıştır, umarım. Daha güzeldi sanki o zaman. Neyse.
Leonardo DiCaprio'un performansına diyecek yok. Tobey Maguire'ı Spider Man'den beri sevmiyorum. Keşke gene Ewan McGregor oynasaymış filmde. Sürekli bir yazarlık performansı var filmlerde. Luhrmann, Avusturalya'nın Ah Muhsin Ünlü'sü sanırım. Ya da ben abartıyorum bilmiyorum. Neyse, şimdi filmden dikkat çeken noktalara geçelim:
Florence and the Machine çok yakışmış. Akşamdan kalmalığın ardından dinlenebilecek şarkıyla hem de. Ayrıca Jack White, Beyonce gibi güzellikler de barındırıyor. Hatta bir yerde Lana Del Rey bile çaldı. Onu da beğendim. Ben ki Lana Del Rey'den gıcık kapan bir insanım. Sevmiyorum kadını. O da beni sevmiyordur. Neyse. Partinin bir yerinde fena halde yamulmuyorsam(evet evet eminim bundan) George Gershwin'in Rhapsody in Blue'su çalıyordu. Tabi daha farklı bir versiyonu. Ama gene bildiğimiz Rhapsody in Blue. Gershwin'in olmaması ayıp olurdu orada. Kendisi zaten o dönemlerde etkin bir isimdi. Sevindim. Ayrıca Gershwin'in Summertime adlı eserini en güzel canlandıran isim Ella Fitzgerald'dır bence. Soyad benzerliğinden dolayı, Rhapsody in Blue'yu koymuş olabilirler diye düşünüyorum. (bkz: Scott Fitzgerald)
Carey Mulligan çok zarif bir ablamızmış. Onu anladım. Tanımıyordum kendisini, tanımış oldum.
--spoiler--
Velhasıl-ı kelâm, gidin izleyin efendim. Güzel film, güzel drama.
--spoiler--
izlediğim üçüncü Baz Luhrmann filmi. Fragmanını ilk izlediğimde Scott Fitzgerald ve Baz Luhrmann'ı görünce "Ben buna gitmezsem götümü keserim!" dedim. Ve tabi ki götümün uğruna gittim. Pişman mıyım? Asla. Sor bana pişman mıyım?
Üç filmin ortak noktası mutsuz sonla bitmesi. Zaten Romeo ve Juliet bildiğimiz tarzda bir şeydi. Shakespeare draması. Ama tabi Radiohead eşliğinde, orası ayrı. 1996 Radiohead'in henüz deneysel zamanlarına geçmediği zamanlar. Saçma bir cümle oldu, ama Radiohead dinleyicileri ne demek istediğimi anlamıştır, umarım. Daha güzeldi sanki o zaman. Neyse.
Leonardo DiCaprio'un performansına diyecek yok. Tobey Maguire'ı Spider Man'den beri sevmiyorum. Keşke gene Ewan McGregor oynasaymış filmde. Sürekli bir yazarlık performansı var filmlerde. Luhrmann, Avusturalya'nın Ah Muhsin Ünlü'sü sanırım. Ya da ben abartıyorum bilmiyorum. Neyse, şimdi filmden dikkat çeken noktalara geçelim:
Florence and the Machine çok yakışmış. Akşamdan kalmalığın ardından dinlenebilecek şarkıyla hem de. Ayrıca Jack White, Beyonce gibi güzellikler de barındırıyor. Hatta bir yerde Lana Del Rey bile çaldı. Onu da beğendim. Ben ki Lana Del Rey'den gıcık kapan bir insanım. Sevmiyorum kadını. O da beni sevmiyordur. Neyse. Partinin bir yerinde fena halde yamulmuyorsam(evet evet eminim bundan) George Gershwin'in Rhapsody in Blue'su çalıyordu. Tabi daha farklı bir versiyonu. Ama gene bildiğimiz Rhapsody in Blue. Gershwin'in olmaması ayıp olurdu orada. Kendisi zaten o dönemlerde etkin bir isimdi. Sevindim. Ayrıca Gershwin'in Summertime adlı eserini en güzel canlandıran isim Ella Fitzgerald'dır bence. Soyad benzerliğinden dolayı, Rhapsody in Blue'yu koymuş olabilirler diye düşünüyorum. (bkz: Scott Fitzgerald)
Carey Mulligan çok zarif bir ablamızmış. Onu anladım. Tanımıyordum kendisini, tanımış oldum.
--spoiler--
Velhasıl-ı kelâm, gidin izleyin efendim. Güzel film, güzel drama.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar