Valla çok beğendim, gidip bi kafede saatliği 5 cente çalışasım geldi. Sonra kazandığım parayla domuz pastırması ve patates alırdım. Ateş yakıp bi köşede yerdim, sonra yarının gelmesini beklerdim.
mutlu sonla biten çocuk kitaplarından sonra sarsıcı sonuyla onbeş yaşındaki beni benden almış şaheserdir. çok fena spoiler vermek istiyorum ama yazık olur.
kitabı okurken arasına kitap ayracı koymak yerine içine ekmek, buğday koymak istemişimdir. çünkü okurken açlık,sefalet ve işsizlikten başka birşey düşünemiyorsunuz.bir ülkenin sosyo ekonomik yapısını, bir ailenin hayat mücadelesini bu kadar güzel anlatan bir roman varmı diye düşünüyorum.
Steinbeck'in sıçtığını zevkle okurum, öyle söyleyeyim.
Gazap üzümlerine gelince, o dönemi ve dönemin yaşam koşullarını etine kemiğine kadar anlatmış, hissettirmiş.
Karakterleri, olayları ve mekanları birbirine yedirmiş yine. Steinbeck'in sıklıkla yapmadığı bişey olarak psikolojik tahlil yapmak yerine dili kullanarak karakterin duygularını okuyucuda uyandırmış. Geçirmek istediği ideoloji ve tahlil ettiği durumu da göz önünde bulundurunca zaten kişinin cümlesini okurken ister istemez kapılıyorsunuz. Her zamanki gibi son dört beş sayfada da ters köşe yapıp bu kez beni onbin yıl önceki insanlık mertebemle baş başa bıraktı.
amerika nın büyük buhran yıllarını ve çiftçilerin çektiği eziyet ve acıları konu alan bir steinbeck klasiği.
filmi izlenmeli, romanı ise muhakkak okunmalıdır.
unutmayalım ki sadece tarihi bir olayı anlatmakla kalmıyor, hala saat gibi işleyen sistemi ve o sistemin dişlileri arasında kırılmaya devam eden hayatların çaresizliğini anlatıyor.
amerika nın kuraklaşan topraklarında, tıpkı kum taneleri gibi savrulan insanlar, mekan değiştiriyor, zaman değiştiriyor, kimlik değiştiriyor, ırk değiştiriyor ve savrulmaya devam ediyor.
tatilde okuyup bitirdiğim hayat boyu unutamayacağım kitap. bir yandan ultra herşey dahil sistemde tabağı doldurup yarısını yemiyorken, bir yandan bu kitabı okumak oldukça tuhaf ve ironikti. kitap ilerledikçe tabağıma daha az yemek koymaya başladım. birgün o günlere geri dönüleceğini düşünüyorum. belki 50 yıl belki 100 yıl sonra ama birgün muhakkak. kaldı ki dünyada bazı ülkeler hala o günleri yaşıyor malesef.