adımı da bizzat kendisinden aldığım yatakta ikiz kardeşlerin anne karnında da olduğu gibi cenin şeklinde çıplak uyuma karesi sanata bakış açısından akıllarda daha uzun zaman yer edecek her ne kadar gerçek dışı görünse de aslında hepimizin yaşadığı gençlik heyecanlarını yansıtan bertolucci filmi. film oyunlarını sewenlere şiddetle tavsiye edilir.
68 kusagının farklı bakıs acısıyla sunuldugu, film tutkunu 3 üniversite ögrencisinin ilişkisinin anlatıldıgı mukemmel bir bernardo bertolucci filmi. kacırılmamalı.
en büyük zevkleri sinema olan,hayatı ve cinselliği sinema gibi yaşayan ikiz kardeşlerin bir gün bir arkadaşları olur ve ona kendilerini ifade edebilmek için bir fırsatları...
müzikleriyle olsun,çekimleri ve sahneleriyle olsun önemli bir filmdir. anlatılmak isteneni anlamaya çalıştıktan sonra filmdeki erotik sahneler de insanı rahatsız etmeyecek türdendir.
şurası kesinki film iyi olabilir, kimilerine göre kötü olabilir ama sıradışıdır kesinlikle. insanoğlunun sadece dünyayı kurtarmak, zaman kavramında üretilen bilim kurgu filmleri ve basit aşk replik bazlı senaryolarının dışındaki hayatları ele alandır. şaraptır, sinemadır, bakireliktir, müziktir, rol kesmektir, cigaradır, 68 devrimcileridir, fransadır, ikiz kardeşlerdir, tabusuz anne babadır, sanattır ve hayata karşı cesur olmaktır the dreamers.
buster keaton , charlie chaplin ve jimi hendrix , eric clapton kıyaslamalarıyla dikkat çeken özellikle 68 kuşağının marjinal dünyasına sinema ve sanat ışığında bakmamızı sağlayan usta yönetmen bernardo bertolucci imzalı güzide film. 2003 yapımı.
film de ensest lik kavramından öte theo ve isa'nın sonsuza kadar tek vücut olarak yaşamayı istediğini kendi marjinal dünyalarından memnun olduklarını ve biraz da yetişme şekilleri itibariyle yabancılaşma olguları ele alınıyor. tabii filmin esas noktası, devrimin -filmdeki ifadeyle bir sınıfın diğerini devirmesinin- bu yabancılaşmaya, içe dönükleşmeyle tezat olduğu. işin icraat bölümünün sonuçta en mühim kısmının eksik kaldığı.
şu malum ikili dünyaya giren Matthew'in üçü için birlikte sonsuzun mümkün olmadığını ifadelemesi hayli mantıklı bir argüman olmuş. elbet diğer ikisi farkında olmasa da onlar da özgür bir birey. biri diğer bir herifle çıkıp gezebilir diğeri de bir hatunla. aslında işin olmasa da kısmı az biraz düşündürücü. oluyorlar ama belki yıllarca süren bu içsel minimal kırılgan dünya bırakmıyor. ve onları kendi kabuklarına itiyor.
bertolucci'nin cinsellik ögelerini işlerken ensest kavramını masaya yatırmaktan çok, yumurta ikizlerinin birlikte büyüyüp birbirlerini takıntı olarak görüp saplantı içeren yapılarını açımlıyoruz.
sonuç itibariyle görülmesi gereken bir film düşler, tutkular ve suçlar.
10 üzerinden 8!
karakter analizinin inanılmaz zor olduğu bir bertolucci filmi. kimin neyi neden yaptığını anlamakta zorlanırsınız bazen. bu ensest mi yoksa temiz ve kardeşçe bir aşk mı diye düşünebilirsiniz. açık sahneler bazılarını rahatsız edebilir, hatta o kadar açık sahne başka bir filmde kullanılsa film erotik bile olabilir ama bertolucci'nin kullanımıyla sanat olmuştur.
zaten sinemanın büyüsüde burada başlamıyor mu?
insanı hissizleştirecek kadar uyuşturucu bir etkiye sahip film. tüm film hepitopu 3 kişinin etrafında dönmektedir; güzeller güzeli bir kızdan ve vasat bir adamdan oluşan çılgın ikiz kardeşler ve erkek güzeli bir erkek. aşkın her halini (romantizm, melankoli, sapkınlık vs) bu filmde bulmak mümkündür.
sinema ile ilgili oyunlar oynamayı seviyorlar.. aslında oyun oynamayı seviyorlar.. ve bütün oyun oynamayı sevenler gibi, içlerinde yıkıcı ve hedefsiz bir saldırganlıkla birbirlerini zorluyorlar.. esas kızımız çok esaslı ama.. filmlerden sahneler canlandırma oyununa çok sarsıcı bir boyut getiriyor bir sahnede ve film yerine başka bişey canlandırıyor..
arkası karanlık kapı eşiğinde durup, kollarına karanlıkla uyum sağlayıp, yokmuş gibi görünmesine neden olan uzun siyah eldivenler takıp, çıplak bedenine tıpkı orjinalindeki gibi belinden bağladığı örtü ile, venus de milo (afrodit) oluyor bir anda..
heykelin orjinalinin her açıdan çekilmiş fotoğrafları için şu link var,