bu filmin cok ilginc bi yeri vardır bende, anlatayım efenim.. zamanında, tabi yapılan her hatada gecmise gitmeyi düsünen bir cocuk olarak ben bu filmi izledikten sonra bu hayallere uzun bir müddet ara vermistim, ondan sonra birseyleri gecmiste degilde simdiden halletmeyi akıl ettirtmisti, bir nevi beni o yıllardan bu yıllara daha olgun biri yapan filmdir, cok nadiren hala izlerim ayrıca.
--spoiler--
en son kız ile bir şekilde tekrar karşılaşıp, aşka yelken açmalarını bekledim, ama olmadı. içim buruk kaldı. aynı şey ilk 50 öpücük'de de olmuştu. kız iyileşsin istemiştim. of bu senaristler mutlu son sevmiyor. ben kendimi serendipity'ye vurmayım da ne yapayım.
--spoiler--
başroldeki çocuğumuzun bir hafıza sorunu var. doktor buna günlük yazmasını tavsiye ediyor.ve herşey bununla başlıyor.
çocuk büyüyüp eşek kadar olunca bu günlükleri okuyor. okuyunca hayatı bir film şeridi gibi gözünün önünden geçiyor, üstelik o zamana geri dönüyor.''dur''diyor,''ben şu hayatı bir düzelteyim.''
--- spoiler ---
posta kutusuna bomba koydukları ve bu yüzden bir anne ve bebeğinin ölümüne yol açtıkları güne dönüyor. anne ve bebeği kurtarmak için atılıyor. kurtarıyor. yaşadığı zamana dönüyor. bir bakıyor kolları yok.
bu hayatı beğenmiyor tabi. yine çocukluğuna dönüyor. bu defa kız arkadaşının babasının kendilerine çocuk pornosu çektirmeye çalıştığı güne dönüyor. babaya''haddini bil''diyor. yaşadığı döneme geliyor. kızın abisi kafayı sıyırıyor.
bunu da beğenmiyor, tekrar eski zamana dönüyor. işleri yoluna koymaya çalışırken yine herşeyi berbat ediyor.ç
en nihayetinde bir daha geçmişe dönüyor. bu kez, kendisi gibi sorunlu babasının yöntemi ile. geçmişe döndüğünde gelecekte potansiyel kız arkadaşı olacak kıza''senden nefret ediyorum, karşıma çıkarsan seni öldürürüm.''diyor. kızla hiç tanışmıyor, aşık olmuyorlar.
bunun ardından yaşadığı zamana dönüyor. anaa, ne güzel, herşey yolunda. arkadaşının kafası yerinde, annesi sağlıklı, kendisi iyi. kızdan haber yok o ayrı. ama filmin sonunda onun da iyi olduğunu görüyor, böyle karmaşık bir filmin mutlu sonla bitmesine seviniyoruz.
insanın kaderi kendi eline bırakılsaydı olduğundan daha iyisini yapamazmış. zira elindeki küçücük cüzi iradeyle bile dünyayı mahvediyor u anlatan ölmeden önce izlenesi film.
dünyanın bir ucunda bir kelebek kanadını çırpsa diğer ucunda fırtına kapar sözü ile basitçe ifade edilebilecek etki, kaos teorisi olarak da bilinir bu. kelebek etkisi ismindeki filmde başrolde ashton kutcher dikkat çekmektedir,ne diyim film güseldi hadi bi kez daha izliyim bari...
insanın zaman zaman gerçekten aklına gelen ve "ahan da bunlar hayatımın dönüm noktaları bak o zaman şöyle değil de böyle yapsaydım nolurdu ki?" düşüncelerini aklından geçirirken izlenince, insanı dehşete boğan; "hastir layn ben de yapabilir miyim acaba? en azından sonuçlarını görürdüm, tüh bee" tepkilerini verdirten, hatta inanmazsınız insanın eline günlüğünü alıp okutan ama yer yer ağlamaktan ve gülmekten başka bir işe yaramadan bilgisayar başına göndüren ve ahan da iş bu entrynin kelimelere dökülmesine neden olan film. her insan evladı izlemeli, izlettirmeli.
bilindiği şekli göz önüne alındığında (kelebek kanat çırpar dünya tersine döner gibi olanı), doğrusal olmayan değişken bir sistemde (bkz: hayat) meydana gelen anlık en ufak değişikliğin zincirleme reaksiyonlar sonucunda büyük boyutlu bir fenomene sebebiyet verebilmesidir. burada, ufak değişiklik kelebeğin kanatlarını çırpması, büyük boyutlu fenomen ise fırtınanın oluşması ya da engellenmesidir.
kelebek kanatlarını çırpmasaydı sistemin durumu çok daha farklı olabilirdi.
zamanın kırılma prensibine dayanan bir film. zamanda içinde bir kelebeğin kanat çarpışının değişmesinin nelere yol açabileceğinin önemini anlatmaktadır.
içimdeki Ben adlı filmden esinlenildiğini düşündüğüm film. ikisinde de geçmişe dönüş var. ikisinde de ne yapılırsa yapılsın kötüye giden bir hayat var. ikisinde de her geçmişe dönüşte bir başarısızlık var. Her ne kadar çok benziyormuş gibi görünselerde aslında ikisi çok farklı bir seneryo üzerine kurulu ikiside başarılı ikiside heyecanlı ikiside psikolojik tebrik ediyorum yapımcılarını...
ikincisi de çekilen konusu ve kurgusu hayli güzel bir film. tabi bu dediklerim ilk film için geçerli. ikinci film ilkinin yanından bile geçememektedir. o derece kötü.