bugün

başrolünde john cusack ile kate beckinsale olan, türkçe'ye "aşktan kaçılmaz" olarak çevrilen 2001 yapımı hoş bir film. kahramanları tesadüf üstüne tesadüf yaşar.
bir şeyi ararken beklenmedik başka bir güzellik ile karşılaşmak anlamına gelen kelime..
asıl manası "beklenmedik tesadüf" olan ve en favori bayan aktrislerimden kate beckinsale' in oynadığı mükemmel bir film.
nedense insanların ismime cerendipity şeklinde uyarladığı film.*
türkçeye tesadüf olarak çevrilen, izlediğim en güzel romantik-komedi lerden biri.. öyle ki insanın aşık olası geliyor, o derece..
Yönetmeni peter chelsom olan ve new york'ta noel zamanı tanışan iki kişinin 6 yıl sonra bile ,bir kez görmelerine rağmen bir birlerini unutamadıklarını anlatan romantik-komedi bir flim. Ayrıca adamı 23. kata çıkarmayan o çocuğu bulmak isteyen bir çok kişi vardir.
php ile yazılmış açık kaynaklı bir blog uygulaması.
http://www.s9y.org/
yonetmenligini peter chelsom'in yaptigi modern ask masali tarzinda guzel yapim.
defalarsa izlense bile sıkılmanın imkansız olduğu bir romatik film.

ve mesajı da güzeldir. kaderinde varsa yaşarsın. sen ne kadar kaçarsan kaç. kaderin seni bulur. ve de aşkında.

insanın inanmak istediği bir güzelliktir serendipity. bir şeylerin bir şeylere bağlantılı olduğunu. insan az biraz dikkat ederse görür. yani en azından ben serendipity'nin gerçek olduğunu fark ettim.

son bir not hani profil hazırlayıp; aradıklarım yazıyor ya, işte bence o'dur serendipity. en güzel tesadüftür. sürprizdir.

filmde elizabeth beckinsale'nin tel numarası yazılı parayla sakız alıp ağzına attığı sahne enfestir. tek bu sahne bile bir kadın bu kadar güzel olamaz dedirtir. john cusack'a gelince, karizması yeter. gelinin damada hediyesi ise ilginçtir.

izleyin, izlettirin aşka inamak için güzel bir neden bu film.
elma sözlük'teki nickimdir. ne güzel günlerdi.
soulmate inancına dair yapılmış en hoş film. evrendeki ruh ikizinizle aynı zaman diliminde iseniz s.kseler ayıramazlar sizi diyor filmde. çarklar öyle dönmeye başlar yani. hoş, çok hoş.
aşk kader tesadüf kelimeleriyle harmanlanmış sıcacık bir film.
aşık olmak isteyenlerin izlemesi gerekir.
kate beckinsale aksanı ve mimikleriyle hepiniz bana aşık olun ulan diyor resmen.
"kaderde varsa bir gün yeniden karşılaşırız" diyenlerin mutlaka izlemesi gereken bir aşk filmi.
ingilizce sözlük karşılığı, 'the faculty of making happy and unexpected discoveries by accident', türkçeye "kaza (tesadüf) eseri beklenmedik (önceden planlanmamış) ve olumlu (iyi) bir netice elde etme durumu" olarak çevrilebilir. Bir araştirmaya göre ingiliz dilinden en zor tercümesi yapılabilen on sözcükten birisiymiş: http://www.experiencefest...ay_translations/id/559680
http://clearwordstranslat...icult-words-to-translate/
gerçi 'çeviri zorluğu' diline göre değişen bir sıkıntıdır, orası ayrı.

hikaye o ki, bu sözcük ingiliz diline ilk kez 1754'de entellektüel yazar horace walpole'ın dinlemiş olduğu bir fars halk hikayesinden etkilemesi neticesinde sokulmuştur. sözcüğün günümüzdeki kullanım anlamı ile 20. yüzyil itibarı ile oturmuş ve genelde bilimsel araştırmalar veya teknolojik denemeler esnasında yanlışlıkla keşfedilen yeni buluşları tarif etmek maksadiyla kullanılmaya başlamış. bu azımsanacak nadir bir hadise değil, hatta bazı yorumlara göre birçok icat başka birşey aranırken bulunmuştur. misal, hergün kullandığımız mikrodalga fırının icadı serendipity'e güzel bir örnek: (bkz: <a href="https://en.wikipedia.org/wiki/Microwave_oven#Discovery" target="_blank" rel="nofollow noopener" >https://en.wikipedia.org/.../Microwave_oven#Discovery</a>)

sözcüğün bir çok dilde olduğu gibi türkçede de bire bir karşılığı yok. belki edebi çevrelerde vardır, ancak yaygin olarak duyulmuş değil. yine de, türkçe bu kelimeyi çevirebilmek için gerekli malzemeye sahip, ama uygunluk meselesi tartışmaya açık:

mesela, "ballı" sozcugu mecazi anlaminda "şanslı" -ancak sadece "olumlu" anlamda şanslı- olarak kullanilir. bu hem halk arasında, hem de dil kurumlarınca kabul görmüş bir kullanımdır (bkz: https://sozluk.gov.tr/). serendipity "kaza eseri ortaya çıkma" durumuna da vurgu yapar. dolayısıyla bal ve kaza kelimeleri birleştirilerek "balkaza" sözcüğü türetilebilir, en azindan anlam aktarılmış olur.

yine de çeviri işi sadece kuru kuruya anlam aktarımından ibaret değil, kelime bazen de melodisi ve ahengi ile bir kültürün taşınmasını da gerektirebilir. kelimelerin 'havası' vardir, o dilin o kelimeyi kabul edip bünyesine alması diye henüz sırları çözülememiş dinamikleri vardır. böyle düşünüldüğünde "balkaza" veya benzeri masabaşında uydurulmuş kelimeler soluk ve havada asılı kalacaklardir. ancak sırf kelimeye ruh verelim derken "şansadüf" (şans+tesadüf; şanslı tesadüf) tarzı başka bir süslü ve zorlama uçukluğa ulaşmak da mümkün; yapaylığı ise cabası.

kelimeyi "serendip" şekliyle türkçeye doğrudan adapte etsek bu kez dilin kullanıcıları ile kelime arasinda başka bir yabancılaşma doğar. peki zamanla sindirilmez mi? birçok yabancı kökenli kelimenin beş on yıl içinde türkçede sindirilme şekillerine bakıldığında kesinlikle sindirilir, mesele olmaz; teyzeler, amcalar bile alıştılar "vizyonunu genişlet" demeye. Gerçi 'televizyon' kelimesinin içinde vardı, ama tek başına yaygın olarak kullanılması 80'lerin ikinci yarısı itibarı ile başladı. "vizyon ne?" desen, "ufkunu yani..." diye yanit verirler ki, hiç de yanlış tanımlamış olmazlar.

hem anlamı verecek (beklenmedik iyi sonuç doguran kaza), hem ağırlığı olan ve kulağa oturan bir ciddiyeti hissettirecek, hem mistik olacak, hem türkçe düşünen akılların "neye niyet neye kısmet" olarak tanımladığı duruma hitap edecek, hem de tek kelime olacak.

bulmaca yani...
sıcacık bir film. fakat yer yer sinirleriniz alt üst olabiliyor. yeter artık kardeşim çok uzatmışsınız dedirtiyor. wicker park'ın bu filmden esinlenmiş bir tarafı da olabileceği de ihtimaller arasında.

john cusack da john cusackmış hani *.
en güzel romantik komedilerden biridir. izlenmiş olma oranının da düşük olması gariptir. *
asansörde düğmelere basan fırlamaya fazlaca sinir olunan film.
10 üzerinden 10... fazla söze gerek yok romantik film severlerin mutlaka izlemesi gereken filmlerden biri....
şu an tnt'de yayınlanan filmdir. *
http://www.radikal.com.tr...10.2010&CategoryID=97
aşk ile kaderin biraz fazla ilintilendirildiği film. kurgu çok hoş, sahneler çok başarılı, insanın yüreği sızlıyor açıkçası izlerken, iz de bırakıyor ama biraz abartılmış gibi. çok fazla aksilik olmakta. gerçi anlık aksilikler onlar. gerçekten aramak lazım ki bulduğunda bir kıymeti olsun mantığıyla tanrı'nın yaşattığı ufak ve geçici aksilikler. ama iz bırakıyor film. olasılıksız bittiğinde de zihnim bir değişmişti, şimdi de. artık ''acaba bu bir işaret mi?'' triplerine girip herşeyi oluruna bırakırım muhtemelen 1-2 ay. *
bu arada aşık olduğum kız verdi bu filmi bana sevgili sözlük. aşık olduğumu bilmesine rağmen. işaret mi bu sence? *
Yeni yıl gelirken izlemek istenilesi filmlerin ikincisi. Birincisi için (bkz: you ve got mail)

insanın salak, aptal olası geldiği filmdir bir de bu.

Bir de kış akşamlarını sıcak tutan aşk filmlerinden...
yeni duyduğum ama anlatımıyla ve ismi ile bile beni etkileyen film.
muhteşem bir romantik komedi.
dün izlediğim ve romantik komedi sevenlerin beğeneceğini düşündüğüm film.