bugün

yönetmen guillermo arriaga tarfından yazılıp yönetilen, charlize theron mariana, kim basinger in gina ile oyunuyla heyecan verdiği, enteresan kurgusuyla, aşkı, ihaneti ve korkuları göz önüne seren 2009 yapımı etkileyici bir drama. hayatını sylvia olarak bir restoranda halkla ilişkiler görevlisi olarak yaşayan mariananın, mutsuz hayatının perdesinin yavaş yavaş aralanmasının hikayesi. gina nın göğüs kanseri sonrası alınan sol göğsünün, kadınlığını almadığı ancak kocasının bunu farkedememesiyle, kendini başka bir ilişkinin, ihanetin ortasında bulmasının mariananın genç kızlığını ve sonraki hayatını değiştirmesinin hikayesi. yönetmen arriaga, santiago ve mariananın arayışlarını, cevapları bulmak adına iz sürerken, anne ve babasının ihanetindeki detaylarda kendi aşklarını bulmalarını kurgularken, bir yandan ihaneti sorgulamıştır. korkuların, hayatı nasıl şekillendirip, yanlış kararların kaderi etkileyişinin kurgusunu, başlarda anlam veremesenizde, ilerde parçaların birleştiğinde aslında, yönetmenin flashbacklerinin, hikayeyi olduğu gibi verdiğini anlıyorsunuz.

edit: konusu hakkında hiçbir bilgisi olamayan bir insan, filmin girişine bakarak, ne bu yoksa ıssız adamın holywood versiyonu mu yoksa diyebilir.
garip bir film,

ama garip olduğu kadar güzel bir film,

çocukluğumdan beri charlize theron'a yana yakıla hayranlığımı da yanıma alarak izlediğim bu film, nedense içimde bir yerleri acıtmayı başardı, tabi guillermo arriaga hikayeyi kendine özgü saflıkla anlatmış, onun da bunda etkisi olmuş olabilir,

charlize theron, inanılmaz derecede aşmış kendini artık oyunculukta, ya ben önyargıyla yaklaşamıyorum ya da gerçekten öyle,

filmin sonuysa birbirine bu kadar bağlı hayatların her birine aynı pencereden bakmamızı sağlamış, film boyunca gelişen olaylarda peki suçu kime yükledik?

hiç bilmiyorum, izleyin, durgun ve üzüntüsünü hissettiren bir film olarak kalacak aklınızda.

--fena halde spoiler--
aslında basit bir senaryosu var: önce, yasak aşk'ı sorgulamak lazım, pasif bir koca ve geçirdiği meme kanseri yüzünden göğsünü kaybetmesi nedeniyle, eşinden ilgi göremeyen bir kadın; diğer tarafta da karısına ihanete varacak soğukluğunun nedenini tam olarak bilemediğimiz, eşinden ilgi göremeyen kadına tutkuyla bağlı olan evli bir adam, nasıl karşılaşır bilmiyoruz, gizli bir ilişki yaşarlar, sonra bir gün kadının kızı tarafından yakalanır ve 'yakılırlar'.

sonra çocukları karşılaşır, birinin oğlu, diğerinin kızı, 'acaba neler hissetmiştiler?' deyip bir ilişkiye başlarlar, ancak kızın babası yakalar, oğlanın ailesi oğlanı ayıplar, haliyle sonrasında kaçarlar, kız hamiledir, çocuğu doğurur, sonra bırakıp kaçar.
--fena halde spoiler--

edit:imla
Amerika'da 2009'un eylül ayında Türkiye'de ise 12 haziranda gösterime giren film, iki ailenin yaşantısına farklı bir açıdan bakmaya çalışmış. Hikaye iki koldan ilerlerken izleyicinin kafası zaman zaman karışabiliyor ancak özellikle isimlere biraz dikkat ederseniz filmin ortalarına doğru konuyu yakalayıp kendinizi hikayenin içinde buluveriyorsunuz.
Filmin Konusuna genel olarak baktığımızda yasak bir ilişkinin çevresinde gelişen olaylar bütünü olduğunu söyleyebiliriz. Film bir geçmişten bir günümüzden sahnelerle ilerlerken izleyici de konuyu benimseyip kendini filme bırakıyor. Başrollerde Charlize Theron ve Kim Bassinger gibi tecrübeli ve başarılarını oscar ile taçlandırmış iki oyuncu var, ancak kendi adıma Charlize Theron'un üstlendiği kızını özleyen anne rolünü çok başarılı bulmadım sonuçta çocuğu olmayan bir kadının da bu duyguyu izleyiciye yansıtamaması çok büyük bir kayıp değil, diğer taraftan yaptığı hatanın bedelini bedeninde, içinde taşıyan bir kadını da hüzünlü bakışlarında birçok kez görmemiz mümkün, filmin bir iki yerinde gereksiz cinsellik işlenmiş ki filmin genel olarak o dramatik havasını bozduğunu düşünüyorum.
Babil' paramparça aşklar ve köpekler gibi ses getirmiş filmlerin başarılı yönetmeni Guillermo Arriaga bu filmin kurgusunu da kendine göre gayet güzel bir şekilde örmüş ve Meksikalı olmasından da kaynaklı birçok Meksikalı gençin etrafında, ispanyolca dialoglarla döndürmüş hikayesini ve gayet başarılı olmuş.
şimdiden önemli ödüllere sahip olan film özgün hikayesi ve genel olarak başarılı oyunculukları ile bu sıcak yaz gününde yüreğinize kaybedilmeye yüz tutmuş duyguları geri getirecek iyi seyirler.
Guillermo Arriaga nın babil ve 21 gram dan sonra bizi şaşırtmayan 2008 yapımı filmi. babil kadar başarılı olamasa da idare eder.
değişik bir filmdir.
ilk bir saatlik dilimi olay örgüsüne ayırmadan çözülmez film.
sonrası zaten akmakta, kendisine çekmekte...

"bir iz bırak bana" cümlesi akıllarda kalandır.

harikalar beklemeyin ama izleyin.
değişik bir o kadar da güzel.
güzelmiş imajı verilen ancak bir şeye benzemeyen vasatın altında bir film. fazla zamanınız varsa izleyin.
(bkz: Jennifer Lawrence)
çok sıkıcı bir film. charlize theron'ın hatırına izlenebilir.
değişik ve hatta garip sıfatlarını hak eden ama kesinlikle izlenesi film.
imdb'deki notundan fazlasını hak ettiği aşikar.
guillermo arriaga'nın alejandro gonzalez innaritu'dan ayrıldıktan sonra çektiği ilk uzun metraj film olan ve bugün 2.kez izlediğim kesişen hatyatlar birbirine değen ama ciddi anlamda sıkışıp kalan hayatların anlatıldığı kadın oyuncuların oldukça gizemli bir halde göründüğü filmdir.