Çocukluğumda halamın bir süre bize bakması gerekiyordu evde , ve o hala denen kadın bana birçok kez şiddet uygulamış , insanlarin ortasında küçümsemişti. Hele başımın çok ağrıdığı bir gün , bakkala gitmek istemediğim için başıma başıma vurduğu an yok mu...
Hayatımın belki de en kötü anları o zamanlardı. Hatırladiğim kadariyla 10-11 yaşlarindaydim ve onun sayesinde belki de uzun dönem sürecek psikolojik bozuklukluklar ; güvensizlik , asosyallik , aileden kopma gibi durumlar yaşadım.
O yüzden bana hala demeyin. Herkeste öyle midir bilmem ama "hala" denince aklima "baba" sertliği gelir.
Teyzemlerle çok sık görüşmüş olmamama rağmen gayet içten ve insancıl olduklarini bilirim bana. O yüzdendir ki "teyze" denince aklima "anne şefkati/yumuşaklığı" gelir..
Halamla kanki gibiyiz teyzemden nefret ederim ama yine de teyze alır derim. Tamamen anneyle bağlantılı bir durum. Anneye kötü olmayı yakıştıramadığından teyzeye de bir şey diyemiyorsun. Ama hala ne kadar can ciğer olsa da babanın mesafesinden etkileniyor.
teyzeler her zaman bir adım öndedir. daha çok hediye alırlar daha çok para verirler. halalarsa despottur dediğim dedik çaldığım düdük. umrumda mı? hayır.
teyze ler daha güzeldir ama yan gözle bakılmaz halalar tost yapmayı sever ama beceremez ve antartikada yaşarlar son hala vurulmuş fakat hala (şapkalı a nasıl yapılıyor biri öğretsin) bulunamamıştır. discovery de bunun belgeseli var yazarsanız bulursunuz çok önemli bir insan türüdür.
halama küçüklüğümden beri hiç ısınamadım.
tatillerde filan yanına gittiğimizde abime oyuncak arabalar filan alırdı, bana bir şey almazdı. belki almıştır, şimdi günahına girmeyeyim. ama ben hiç hatırlamıyorum.
abim de o oyuncaklarla beni hiç oynatmazdı. ama bir keresinde bi tekerleği kırık oyuncak arabasını bana vermişti. tekerleklerinin üstünde sürmekten ziyade yerde sürükleye sürükleye oynuyordum onunla da. (diğer tekerlekleri de ara ara takılıyordu.)
bir de halam abimi elleriyle beslerdi. ama ben bir şey yerken üstüme ya da yere dökersem beni azarlardı. el kadar çocuğum amına koyim kaşığı nasıl tutacağımı bile bilmiyordum.
sonra dışarı sarı baş la oynamaya çıkardım. sarı baş da bizim köpeğin adı. "yine mi üstünü kirlettin?" diye yine kızardı.
bu olaylar bir kerelik filan da değil. halam bana karşı nedense hep mesafeliydi. hatta bu yüzden küçükken "acaba ben evlatlık mıyım?" diye çok düşünmüştüm.
neyse artık geride kaldı o günler. ben halamı affettim.
çoğunluğu okudumda bu karşılaştırmadan teyze galip çıkıyor ama yine gün geçmiyor ki bir standart sapmaya daha neden olmayım. benim durumumda babanneminde etkisiyle beraber bu durumda hala çok daha önde anne gibi bir şey benim için.
şu karşılaştırmanın galibi de kişinin anne tarafı mı baba tarafını mı daha çok sevdiğini belirler.
teyze ile genelde aşırı yüz göz olunur. gün gelir enseye tokat, göte parmak; gün gelir gırtlak gırtlağa kavga dövüş, kapılar pencereler çarpılır filan.
hala daha çok uzaktan sevilendir. insanı rahatsız etmeyen, daha seviyeli ve mesafeli bir diyalog vardır arada.
teyze için anne yarısı derler ama benim teyzem annemin tırnağı kadar bile olamaz.
Halanın eli öpülür nasılsınız diye sorulur sonra kibarca kaçılır/ uzaklaşılır; teyzenin yanakları burnu alnı doyasıya mıncıklanarak öpülür, üstüne bi de para vermesi için sırnaşıklık yapılır, kucağına tepesine çıkılır.*