sadece cinsel şöhreti ile tanınsa da, işlevi çok büyük bir hormondur. tamam bütün hormonlar önemli lakin testosteron en önemlisi olsa gerek.
kas gelişimini, kemin gelişimini doğrudan etkiliyor, genellikle gece salgılandığı için sabah ereksiyonu yaşanıyor. eğer sabah erekte olmuşsanız bilin ki vücut kendisini onarmıştır uyku esnasında, sağlıklı bir gece uykusu çekmişsinizdir. bu arada azalan bir şey değildir. tabi yaş ilerledikçe azalır o başka. lakin genç bünyelerde özellikle 30 yaşına kadar olan süreç içerisinde düzenli olarak üretilir. ardından üretim sabit bir seyir halini alır, 40 yaşından itibaren azalmaya başlar.
testosteronu bulabileceğiniz kaynak kırmızı ettir akabinde yumurta sarısı gelir. yılan kanı ve eti ise benim favorimdir. yılan bulamıyorum diyorsanız kaplumbağ kanıda işinizi görecektir. ama kaplumbağ etini bilmiyorsanız nasıl pişiriceğinizi pişirmeyin, sonunda muhtemelen zehirlenirsiniz.
geçen ay izleme fırsatı bulduğum,mert fıratla tanışmama sebebiyet veren vasatın biraz üstü oyunun adıdır. ayrıca oyunun sonunda tüm ekibin söylediği şarkıyla kalbimi fethetmiştir.
o şarkı bu şarkıdır :
aslında hiç uzun yaşamasak
yaşamımızın tadına varsak
daha fazla yaşlanmadan
biraz votka biraz daha
çirkin kadın yok
az votka var
biraz daha koy elin alışsın
testosterondan olur bunlar
suçumuz yok ki eller alınsın
aslında testosteron biraz arttıkça
votka bardakta azaldıkça
görüntüler güzelleşir ama
dikkat et sakin boynuzlanma
testosteron biraz arttıkça
votka bardakta azaldıkça
çuvalda var bir armut bir elma
dikkat et sakın boynuzlanma
kadınların hiç bir zaman erkekleri cinsel konularda neden bu kadar vahşi, azgın kimi zamansa iğrenç olduğunu anlayamayacagını sağlayan hormondur.
aslinda dünyayı bu hormon yönetirde kimse farkında değildir.
erkeklerin testislerinden salgılanan erkeklerde fazla olan erkeklik hormonudur.aynı zamanda erkeklerde östrojende bulunur ancak testosterona göre çok düşük miktardadır.ayrıca testosteron hormonu vücudun kıllanma oranınıda ayarlar.
bugün sabancı kültür merkezinde oynandı. ilk 10-15 dakika içerisinde çıkmak istenebilir. sabırla izlenmesi tavsiyemdir. zira oyuna ısınma süresi dolduğunda gerçekten gülebilmek mümkün. herşeyiyle gidilip izlenmesi lazım gerek.
kişilerin şahsına açılmış başlıkları görüp ne kadar içlenmiş olsamda,
başlık yönlendirmesinden marka olmuşuz haberimiz yok.
ben yokken bile elim hep burdaymış.
arkadaşlığı tartışılmaz derecede iyi olan, kendisini komik entryler girmeye adamış yeni bir yazardır. hoşgelmiştir ve geldiği günden beri her enrty'sinde güldürmektedir.
tiyatro adına her daim iyi ve başarılı işler sunan oyun atölyesi'nin 2008 - 2009 sezonu yeni oyunu.
oyunun künyesinde ise yine tanıdık, bildik isimler mevcut. rejide yine kemal aydoğan imzası dururken işin oyuncular kısmında da pek fazla sürpriz olduğu söylenemez. fırat tanış, timur acar, mert fırat ve inan ulaş torun yine kadrodaki yerlerini almış. elbette içlerinde en memnuniyet verici isim fırat tanış. zira kendisini sahnede izlemek apayrı bir zevk. tüm bu isimlerin dışında bu defa kadroya emre karayel ve metin coşkun da eklenmiş ve iyi ki de eklenmiş. her ikisi de seyrine doyum olmayan başarılı oyunculuklar sunmuşlar.
oyuna gelince...
gayet anlamsız bir şekilde uzatılan ilk sahne sebebiyle 15 dakika kadar sınanıyorsunuz. devamında ise oyun ritmini buluyor ve son sahneye kadar bu dinamizmini de koruyor. oyunun konusu isminden de anlaşılacağı gibi seyirciye iki saat boyunca hadiseleri erkek gözüyle görmeyi sağlıyor. sanırım bu açıdan bakacak olursak, eser en fazla seyircinin bayanlar kısmına farklı bir özet sunuyor. erkekler içinse tüm bu olanlar "bildiğin haller" diye nitelenebilir belki de.
karakterlere gelince...
kemal aydoğan'ın farklı üslubuyla sahne üzerinde birbirinden başarılı tipler elde edilmiş. lakin tüm bunların dışında karakterler çoğu zaman fazla karikatürize edilmiş. kemal aydoğan'ın bu yaklaşımı daha evvel sahneye koyduğu hırçın kız rejisinde de kendini belli etmişti. orada da petruchio karakteri fazlasıyla abartı durmuştu lakin oyun geneline bakıldığında yine de bir uyum söz konusuydu. işte testosteron sunumunda da böyle bir uyum yine başarılı bir şekilde yakalanmış. özellikle oyun finali ile seyirciyi coşturmuştur. ekip, işte böyle bir finalle birlikte seyircisini uğurlarken damakta lezzetli bir tat bırakarak salondan ayrılmayı sağlıyor.
böylece size de oyun atölyesinin 2009 - 2010 sezonu yeni oyununu merakla beklemek kalıyor.
zuhal olcay ve haluk bilginerin kurduğu tiyatro kumpanyası "oyun atölyesinin" hali hazırda sahnelenmekte olan oyunu.
testosteron, gerek sahne düzeni, gerek konunun işleniş tarzı bakımından oldukça tempolu bir tiyatro oyunu. bazı kısımlar gereksiz ve acemice bir oyunculukla uzatılmış olmakla birlikte özellikle ikinci perdede yer yer yüksek sesle gülünebilecek sahneler bulunmakta. oyunun konusunu yedi adet farklı kültür ve meslek grubundan erkeğin evrim gereği vücutlarında salgılanan testosterona yenik düşmeleri ve başlarından kadınlarla ilgili geçen traji komik hikayelerin anlatımı oluşturmakta. genel anlamda oyuncuların performansı ancak ortanın biraz üzerinde kalmış olmakla birlikte Fistach rolündeki Emre Karayel sahnede harikalar yaratıyor. tiyatronun sanki doğasından kaynaklanan o gerçek hayattan kopukluk hissini tamamen yok ederek, her mimiğini, her repliğini, her hareketini inanılmaz bir doğallık içinde seyirciye aktarıyor.
tamamen erkek dünyasına ait bir ortamda doğal olarak sık sık edilen küfürler, bel altı konu ve espriler oyunda hiç mi hiç sırıtmamış, kulağı tırmalamamış.
vasatın biraz üstünde kalan testosteron herşeye rağmen bir Pazar öğleden sonrası tiyatro seyretmek için iyi bir fikir olabilir.
testosteronla ilgili detaylı bilgi ve oyun hakkında ekşi sözlük ile itü sözlükte girilen entrylerden seçmeler için: