Kendisi hakkında batı akademisinde tek bir araştırma yazısı, kitap incelemesi, derleme bulunmayan marksist teorisyen, Bu çağın peygamberi. Marksizm artık çok ilkel, akademi dışı bir alan olarak görüldüğünden olsa gerek.
insan üzülmüyor değil. O kadar derin bir üzüntü ki hatta googleda "why eagleton is wrong" gibi komik aramalara sevketti beni. Saçma sapan girişimci hikayelerine yer verildiğini gördüm tezlerde. Bilmem ne ik direktörüne çarşaf çarşaf dönem projesi hazırlattırırlarken çok yazık. Tartışamıyorsunuz da bir derlemeye de değer bulmazsınız?
irlanda asıllı ingiliz marksist akademisyen ve yazar. kendi oluşturduğu marksist edebiyat kuramı ile tanınır. slavoj zizek'in psikanaliz'i ele alarak oluşturduğu kültür, sinema kuramlarına destek veren akademisyenlerdendir kendisi.
after theory* adlı kitabında seks, cinsellik ve benzeri şeylere kafayı bozmuş insanlara belki de insanlığa karşı önemli bir saptamada bulunmuştur.
Yapısalcılık, Marksizm, post yapısalcılık ve benzerleri, artık eskisi kadar seksi konular değil. Şimdi seksi olan şey daha ziyade seksin kendisi. Akademinin vahşi sularında, Fransız felsefesine duyulan ilgi, yerini Fransız öpücüğüne gösterilen teveccühe bıraktı. Bazı kültürel çevrelerde de mastürbasyon siyaseti Ortadoğu'nun siyasal olaylarından daha fazla ilgi çekiyor. insan bedeniyle ilgililer yeni nesildekiler, ama açlık çeken bedenle, çalışan bedenle değil, erotik bedenle.
"jameson ve bazı solcu mesai arkadaşları"nın ahlakla ahlakçılığı karıştırdığından dem vurur. ahlak düşüncesinin politik düşüncenin alternatifi olmadığını hatırlatır.
din ve psikanaliz konusunda da şöyle der:" her ikisi de insan isteklerinin anlatısıdır. bu bakımdan psikanaliz insan hoşnutsuzluğunun bilimidir. öte yandan din de öyledir. (...) din de psikanaliz de , eninde sonunda insan bilgisinin sınırını alt edecek bir fenomeni araştırmaktadır, buna ister esrarengiz bilinçaltı deyin, ister sırrına varılamaz tanrı. her ikisinin de boşca kendini kanıtlama, itiraf ve aforoz töreni vardır ve ikisi de vahşi kan davalarından geçilmez. ikisi de dünyevi, sağduyulu ve gerçekçi olandan alaycı bir şüphecilik yaratmada ustadır."
terör konusunda da kısaca şöyle buyurur hazret: değer verdiğimiz bazı niteliklerimizi sabote etmeden şiddetin sonunu getiremeyeceğimiz nerdeyse kesindir"
estetiğin ideolojisi adlı kitabında çeşitli dönemlerin estetik tanımlamalarını karşılaştırır ve çarpıştırır.
marksist estetik konusundaki fikirleri revizyonistlerle karşılaştırılması nedeniyle önemlidir.
slavoj zizek'in sinemayı ele alış tarzındaki fenomenvari bakış açısına benzer bir fenomenliği edebiyata bakış açısıyla hakeden , edebiyat eleştirileri okunası yazar.
"what is literature?" diye bir makalesi vardır, kendisinin de cevabını veremediği bir soru sorduğunu makalenin sonunda anlarsınız.
"eleştiri kuramları" ve varyantı derslerin sevilen ismidir, yalnız bir süre sonra bayar. şükür ki derrida vardır, post yapısalcı vardır.
kendisinden alıntı yapılan bir klasik siyaset sınavında 100 almamanız zordur. nedense siyaset bilimi hocaları pek sever. sosyologların gönlünden geçen yol için ise (bkz: frankfurt okulu)
postmodernizmin yanılsamaları, azizler ve alimler, kuramdan sonra, estetiğin ideolojisi gibi kitapları olan marksist eleştirmen. ayrıca edward said ve yameson'la birlikte kaleme aldıkları milliyetçilik, sömürgecilik ve yazın diye bir kitabı daha vardır. postmodern teorinin, postmodern edebiyatın şimşeklerini çekmiştir; belasıdır desek yeridir.