tenis

entry135 galeri147 video7
    26.
  1. dünya üzerinde [g(yer çekimi ivmesi)=10 Newton] en süper spordur.hem oynaması hem izlemesi ultra zevkli spordur.amma velakin izlemeyi zevklendirmek için önce oyunun kurallarını ve oynamasını bilmek gerekir.bugün us open olsun wimbledon olsun masters series olsun , buralarda oynayan oyuncuları görüp de "nolcak hacı ben de vururum" diyen dombilidir tenezdir renkli tenis topudur.o yüzdendir ki izlemesi süperdir*.velhasıl-ı kelam : türkiye'de de oldukça yaygın bir spordur.daha da yaygınlaşması gereken,önem verilmesi gereken bir zevktir.özel kortlarda oynamak dışında pahalı bir spor değildir.bugün büyük şehirlerde olsun orta büyüklükte yerlerde olsun onlarca kort bulunur *.büyük küçük herkesin oynaması gerekendir.

    bilgilenmek için türkçe bir çok websitesi bulabilirsiniz.

    örn: http://www.tenisx.com , http://www.tenisturkiye.com
    2 ...
  2. 27.
  3. ilkokulda tenis öğretmeni komşumuza "abiii,bu nasıl oynanıyor?"diye sorduktan ve onun da"bak bu raket.bu da top. raketle topa vuruyosun."tarzı muhteşem cevabından sonra ısındığım en karizma spor. andre agassi ilk gıcık olduğum tenisçi olmakla beraber nedenini halen anlayamadığım şekilde henin-hardenne ye aşık olmuştum.son yıllarda roger federer denen herif yüzünden soğumakla beraber,dün akşam djokoviç i izledikten sonra dinsizin hakkından imansız gelir diyerek, imansız adayı olarak djokoviç i göstermiş bulunuyorum.
    0 ...
  4. 28.
  5. oynaması izlemekten daha sıkıcı olan aktivite.
    dünyanın en sikko ve salakça kuralları olan tenis denen bu aktivite nasıl oluyorda spor haberlerinde yer ayırıyorlar hala merak konusu.
    2 ...
  6. 29.
  7. ömür boyunca, hangi yaşta olursanız olun yapabileceğiniz yegane spordur.

    oynaması çok eğlenceli, fazla kuralı olmadığından da öğrenmesi çok kolaydır.
    1 ...
  8. 30.
  9. tek basına oldugunuz ve insanlar sizi izledigi icin sosyete ve kendini gostermek isteyen -ozellikle bayan- kisilerin tercih ettigi spor dalı. ama bunu bir yana bırakırsak gercekten guzel ve zevkli bir oyun. cocuk yasta baslanması cok daha faydalıdır. bacak kaslarının gelisimine de yardımcı olur.
    0 ...
  10. 31.
  11. sayıların neden 15-30-40 şeklinde gittiğini anlamadığım, izlemesi zevkli spor.
    4 ...
  12. 32.
  13. oynaması izlemesinden kesinlikle daha zevkli olan spor, neden sıkıcı denmiş anlayabilmiş değilim.
    sadece öğrenmesi çok zor
    şu aşamalardan geçilebilir

    1. raketi tutmanın da bir adabı vardır. bilek dirseğe kadar bir kaç gün ağrır.

    2. duvara 1 metre mesafede vuruş tekniği öğrenilir. 1 hafta böyle çalışılır. kol hissedilmez. ağrıdan hiç bahsetmiyorum. son derece sıkıcı bi aşama.

    3. duvardan birkaç adım daha uzaklaşılır, daha zevkli bir hal almaya başlar. yavaş yavaş raket tutmak nedir öğrenilmiş olur.

    4. dirsek ve bilek hiç kırılmadan vurulurmuş. başından beri böyle öğrenmiştik. ama gelin görün ki işin aslı hiç de öyle değilmiş. dirsek kırılabilirmiş. dizler bükülürmüş. bel sağa sola hareket etmeliymiş.

    5. ilk günlerde öğrendiğimiz teknikler unutulmalıymış. aslında öyle değil de böyle vurulmalıymış. *
    6. filede kısa mesafe çalışılır. raketin ucunda bir file
    * varmış da topu içine sokmaya çalışıyormuş gibi vurulmalıymış sakince.

    7. backhand denen lanet şeye geçilir. burayı atlıyorum. o zor günler ve rezil durumlar anlatılmaz yaşanır.

    8. şu unutulmamalı. teniste esas yoran şey * kesinlkle yere eğilip top toplamaktır ki, kalça ağrıları bundandır. kalçayı neden dikleştirir bunu da öğrenmiş olduk.

    9. her gün deliler gibi çalışmaya devam edilmelidir.

    10. kollar yavaş yavaş kaslanmaya, bilek dirsek arası damarlar belli olmaya, eller kabalaşmaya başlar.

    11. sahada oynanmaya başlanır. yeni yeni arkadaşlar edinilir. kimilerine sinir olunur bi türlü oynayamadıkları için, kimileri delicesine kıskanılır.

    12. iştee, forehand, backhand, smaç, servis *
    hepsi yerine oturmuştur.
    *
    13. işte tenis bu kadaaar

    14. dur ya... tenis bu değilmiş. tenisin tek olmazsa olmazı neymiş işte insanoğlu şimdi bunu anlıyor:

    tek kelimeyle

    k o n d ü s y o n
    10 ...
  14. 33.
  15. oynaması kesinlikle tahmin edildiğinden daha zor olan, öğrenene kadar sıkıntı yaşatan, öğrendikten sonra da hiç bırakılamayacak bir spor. * * *
    3 ...
  16. 34.
  17. oynayanlarına sosyete-ekstrem insanlar olarak bakılan spor. normal bir insan olarak tenis oynadığınızı söylediğiniz neredeyse herkesin ortak tepkisi ' neden???? kızlar mı var?' cümlesidir.
    1 ...
  18. 35.
  19. yapması çok zevkli olan spordur. tenis kıyafetleri de ayrı bir güzeldir.
    1 ...
  20. 36.
  21. gerçekte de sağlam kızların düştüğü bir spor türü.**
    0 ...
  22. 37.
  23. kıyafetiyle olsun, kortuyla olsun, pahalı raketleriyle olsun fena halde sosyete sporu. aslında muhteşem bir spor ve çok zevkli ama bir varoş olarak oynamaya başladığınızda (just like me ha!) hemen çevreden "hocayla anlaştınız mı, kıyafetleri aldınız mı" gibi soru süslü tepkiler geliyor. Oysa ki nasıl basketbol veya futbola hoca ile başlamadıysak tenisi de hoca olmadan en azından aramızda oynayacak kadar öğrenebiliriz (federer'le değil kardeşimle oynayacağım) ve sanıldığının aksine normal ayakkabı ve şortla da tenis oynanabiliyor. Sosyeteler kendilerini tenis oynarken ayrı hissettiklerinden onların arasına girmemizi istemiyorlar ve bu yüzden de tenis bu kadar pahalı. Ama inadına oynamalı bu zevkli sporu, içinden geldiği gibi oynamalı, kuralsız, taklit abidas eşofmanlarla, skindirik raketlerle oynamalı. o zaman sosyetenin sözde ilgisi azalacak, kort ve raket ücretleri düşecek ve bu spor varoşa inip benliğini kazanacaktır, başarının gelmesi için de bu şarttır.
    3 ...
  24. 38.
  25. Bu spor daliyla ilgili bir cok oyun yapilmistir.

    Iste onlardan biri

    (bkz: http://www.ikibucuk.tr.gg/tenis.htm)
    1 ...
  26. 39.
  27. beceremeyenlerin bok attığı ve izlemekle yetindiği spordur. tabi beceremeyenler için de onlar üzülmesin diye top toplamak adında ayrı bir alt spor dalı geliştirilmiştir...
    1 ...
  28. 40.
  29. her yaş grubuna hitab eden, oynaması ayrı izlemesi ayrı keyifli olan spor.

    çok fazla kurala sahip olmamakla birlikte, iyi bir oyuncu olmak için zaman gereklidir.

    raket tutmayı öğrenmekle başlarsınız. ne var o işte demeyin. raketi tam anlamıyla tutmayı öğrenemezsiniz, başta parmak kırılması olmak üzere, bilek ve kol çıkmalarına varan kazalar yaşayabilirsiniz. bu sebeple "raket adabı" mühimdir.

    bir süre topu raketle kontrol edebilmeyi öğrenmek için çalışırsınız. türlü sektirme hareketleriyle bunu ilerletirsiniz.

    sonrasında "forehand" vuruşuyla başlar, "backhand" ve servis öğrenirsiniz. kimilerine forehand zor gelirken, genellikle backhand vuruşu daha zorlayıcıdır. şahsi fikrim olarak bütün hareketler içerisinde en zorlayıcı kısmı etkili servis vurmayı öğrenme aşamasıdır.

    bu aşamalar sırasında şiddetli bilek, kol ve bacak ağrıları yaşarsınız.

    çok fazla koşacağınız için her şeyden önce işin özü kondüsyondur.
    2 ...
  30. 41.
  31. dünyanın en keyifli ve her yaşta yapılabilecek yegane spor dalıdır.

    antrenmanlar sonrasında 3 gün bitmek bilmeyen sırt, bacak, kalça, bilek ağrıları güzel işin zor ve kötü yanlarıdır. tenis de en önemli durumlardan biri kendini sertbest bırakmak raketi sopa tutat gibi tutmamaktır. kendini kasan kişi raketle topa rahatça ve istediği gibi vuramaz bu durumda da top istenilen alana ve köşeye gitmez.

    kortta hızlı ve çevik olabilmek içinse kondüsyon mutlak şarttır. bu yüzden antrenman öncesinde kondüsyon sağlamak için vucudu sıkı çalıştırmak gerekmektedir.
    servis her ne kadar omuzunuzu çıkartacak gibi gelse de önemli olan topa hızlıca vurmak değildir aksine kontrollü vurmaktır.

    unutmamalıdır ki servis kullanırken özellikle şapka çıkarılmalıdır yoksa maazallah topun havada nereye gittiği görülmeyebilinmektedir.

    tabi öğretecek hocanında ne kadar iyi olduğu önemlidir. tenis keyiflidir fakat hoca keyif kaçırıcı olduğunda pek bir anlamı kalmamaktadır *
    1 ...
  32. 42.
  33. hala daha adam gibi bilgisayar oyunu yapılmamış, futbol ve basketboldan sonra dünyanın en güzel sporudur; gerçekten muhteşemdir. futbol ve basketbol, yaşattığı birliktelik duygusu ve farklı atmosferiyle geçebilir tenisin önüne, yoksa fazlası yok.
    0 ...
  34. 43.
  35. ancak 3 sene oynadiktan sonra, tam anlamiyla, zevk almaya baslanilacak spordur. bu sureden once istediklerini oyuna yansitmak guctur.
    0 ...
  36. 44.
  37. sosyete spor'u olarak bakılmasının sebebi hala, yoksulluğu, çaresizliği görmüş gençlerin bu spora yönlendirilemesinden kaynaklanmakta olan spordur. oysa varoşlarda sevdirilse gençlere, bakın o zaman dünya çapında bir tenisçi ülkemizden çıkıyor mu, çıkmıyor mu. * *
    1 ...
  38. 45.
  39. 12 yıl futbol oynayıp başladığında kırk yıllık tenisçi gibi oynamaya başlarsın. çünkü bu sporun kilit noktası kondüsyondur! birde şu top toplamak olmasa daha iyi olacaktır. ramazanda niyetli iken oynanınca akşamı zor edersiniz.
    1 ...
  40. 46.
  41. maç kazanmak istiyorsanız, bu oyunda ipleri kesinlikle rakibinizin eline vermemeli, maçı tamamen yönlendirmelisiniz. yani tüm oyunlarda rakibi zorlayan, "hay mna koyim nereye top atıyo hayvan ya" dedirten siz olmalısınız.

    (bkz: ben bugün bunu gördüm)

    bi'de antrenör, hoca, kulüp falan varsa şey etsin, çok güzel olur. wimbledon şampiyonu olup "bu noktaya gelmemi sağlayan kardeşler pide salonuna teşekkür ediyorum" diye demeç vermezsem benim adım der meister değil.
    1 ...
  42. 47.
  43. türkiye deki ilgisizlik nedeniyle resmi spor dallarına dahil edilmeyen spor dalıdır.
    0 ...
  44. 48.
  45. 49.
  46. türkiye'den nefret etmek için yeterli sebeptir. aslında yaşanan yerden... ama ülkenin de hiçbir katkı sağlamadığı bir gerçek. zorla raket, top alırsınız ve iki kardeşinizi evin salonunda çalıştırırsınız. ayda 10 saat kortta çalışmayı düşünmek, asgari ücreti korta akıtmak demektir. başka ortam da bulamazsınız binalarla dolu pek modern, pek büyük yerleşim yerinde. bir gün ampul kırılır, bir gün boyu uzun olduğu için servis atamayan kardeş çemkirir, bir gün top vitrini dağıtır...

    en kötüsü, 7 ve 10 yaşlarında kalkıp avustralya açık izleyen bu adamların eğitim alabilecekleri bir kurs yoktur. en yakın spor kulübü 120 kilometre ötededir, oranın aylık masrafına da ne ananın ne babanın maaşı yeter. abi harçlığıyla bir şeyler yapmayı dener, o da hiçbir şeye yetmez.

    yazık, çok yazık. hadi bize izin vermediniz, bu çocuklara yazık değil mi? ondan sonra olimpiyatlarda madalya gelmeyince çemkir, "dünya kupasına gidemedik ama bayrağımız dalgalanacak eheh" diye teselli et kendini, ülkende profesyonel olarak tenis oynatabilecek üç beş kulüp olsun, bunlarda eğitim görebilmek için de hayvan gibi para kazanman gereksin.

    orta halli ailenin çocuğunun suçu ne? ulan içim acıyor, canavar gibi de oynuyor keratalar... hoş, orta halli ailenin çocuğunun suçu da değil aslında. zengin arkadaşlarımdan da isteyen oldu tenis oynamayı, kulübe gitmeyi. kardeşleri de heveslendi zaman zaman. ama yok. her gün 240 kilometre yol gidilmez ki. gidilse tenis oynanamaz ki. büyük şehirmiş, istanbul'un küçüğüymüş falan. siktirin gidin ya.
    5 ...
  47. 50.
© 2025 uludağ sözlük