Temeli sağlam olmayan herşey er geç hazin bir şekilde çöker.Neticede yalanlar üzerine kurulu olan bir ilişkiden ne bekleyebilirsiniz ki?Bir gün o yalanlar günyüzüne çıkacak ve iki taraf da yeni yalanlarla başka kollarda teselli arayacaklar..
eksik, kendine güveni olmayan insanların korkakıklarını yahut çarpıklıklarını yalan söyleyerek olduğundan başka türlü göstererek ilişki süresince gittiği yere kadar paspasın altında tutma çabalarıdır.. tolstoy'un çok sevdiğim bir deyişi vardır;
insanoğlunun değerini matematiksel bir ifade kullanılarak yani kesirle ifade edilecek olursak;
payı gerçek kişiligini gösterir, paydası da kendisini ne zannettiğini,
payda büyüdükçe kesrin değeri küçülür..
ezcümle kişi ne ise o olmalıdır,zannettiği değil var olan sermayeyi koymalıdır ortaya. yalana dolana gerek duymayacak güce, olgunluğa, karaktere, erdeme sahip olmalıdır, işin güzelliği/cezbediciliği/mertliği de burdadır. kartları açık oynamaktır, aba altından kinder sürpriz yumurta çıkarmaz özü sözü bir olursa ilişkideki insan.
yalancının mumu sokak lambası değildir, unutulmasın. iki dakka adam olunmalıdır, maksadınız neyse yahut tereddütünüz neyse cebinizde olsun çıkarın ilk fırsatta gün yüzüne cebinizdeki deniz kabuklarını. olmadı mı! salla gitsin, "bu aşk burada biter ve ben çekip giderim" mısraları yeter de artar bile. dayanıklılık budur işte, dik durmanın genişliği ferahlı böyle zamanlarda çıkar ortaya.
demiş ki büyük bir filozof;
"feda edebildikleriniz ölçüsünde insansınız"... ya öyle işte koy g.tüne gitsin
tarafları karşılıklı olarak yıpratan , üzen , anlamsız gerginliklerin olmasına neden olan , saygının olmadığı bir ilişkidir ve başlamadan bitmiştir zaten.
erkeğin kadına yanlızca cinsellik olarak baktığı ve tüm beklentisini bunun üzerinde kurduğu ilişkidir. kimdir, nasıldır, ne hisseder pek önemi olmaz. amaç lanet olsun ki, insanlara empoze edilen 'et'tir.