çok acayip bi durumdur. bi de gider hocanın masasının yakınındaki prizde şarj ederseniz, hoca telefonunuza öylece bakar ama bişey diyemez. bu sürecin sonunda nasılsa bişey denmiyo düşüncesiyle okula laptop, mp4 çalar vb leri de getirilerek aymazlığın doruğuna ulaşılır.
devlet yurdunda kalınıyor ve çok telefon kullanılıyorsa günün birinde mutlaka olacak eylem. hayrettir üniversite hocaları bu konuda çok rahattır, bi garipsersiniz ilk zamanlar. *
yaptığım eylemdir. genelde hocanın masasının oralarda priz bulunduğundan yakalanırsınız. telefon kapalıysa sorun yok, telefon açıksa şarj aleti size bırakılır, telefon cebe atılır. telefonsuz şarj aleti de ne işe yarar, siz bulun artık.
blackberry ve iphone gibi 7/24 ellerinden düşürmedikleri, sosyal paylaşım ağlarından bir dakika olsun ayrılmayan kızların sık sık yaptıkları eylemdir. kocaman çantalarından şarj aletlerini eksik etmezler.
Öğrenci evinde kalan bir üniversitelinin başına gelmesi kuvvetle muhtemel olan olaydır. Elektrik vardı da biz mi şarj etmedik* (bkz: )süleyman demirel)
önce dersin hangi hocaya ait olduğuna bakarsın. hoca kimsenin etlisine sütlüsüne karışmayan, sessiz sakin biriyse sorun yok. en yakın prize takabilirsin telefonunu. muhtemelen görecek ama görmemezlikten gelecektir. yok eğer hoca sert biriyse hatta disiplin kurulunda falansa olmaz, yapmazsın, yapamazsın. ** telefonu şarj edeceğim diye telefondan olmayı göze alamazsın çünkü. zaten hiçbir zaman tamamen şarj da edemezsin.
ilk önce hangi öğretmenin dersi olduğuna bakılıp, sonra hoca eğer masaya oturmuyorsa masayı duvarın kenarına çekip, telefonu da masanın çekmecesine koyup o sırada müdürün aramaya gelmesi ve sadece senin telefonunun yakalanmaması demektir.