ilk aşama benim nazarımda, biri sizi sabahlara kadar ağlattığında,çünkü çocukken ya oyuncağın kırıldığı için ağlarsın ya da istediğin oyuncak alınmadı diye, ama büyüdükçe duygulardaki kırılma ve alınmak istenen duygular meydana gelir, daha sonra, birileri sizi kırdığında, birileri arkanızdan iş çevirdiğinde, birileri size dost görünüp aslında öyle olmadığını öğrendiğinizde, birileri sizi ölene kadar seveceğini söyleyip, daha sonra başka biri ile evlendiğinde, daha sonra birilerinin size kendi ayakların üzerinde durmalısın dediğinde, evet kesinlikle bu anda çocuk olmak istenmeli, çocukken annemin kucağına koşabiliyordum, mahallede büyük ablaların abilerin arkasına saklanabiliyordum, ama kendi ayakların üzerinde durmalısın dendiğinde, işte o zaman büyüdün, artık çocukluk bitti, artık yalnızsın, evet yanındayız ama sen artık teksin mesajının verilmesidir bu an, bir diğer en çok an ise güvenmenin çocukken kolay olduğuydu, okuldan sonra parkta buluşalım şu saatte, o saatte ordasın, anaokuluna giderken yolda beslenmemi yerdim, yanımdaki arkadaşımla sonra ne olacağını hiç düşünmezdik, gelecek umrumuzda değildi, geleceği düşündüğün an tekrar çocuk olmak istersin, büyüdüğünü hissettiğin an çocuk olmak istersin sözlük.*
En yakinlarinin tek tek olume gittigini gordugu andir. Iste o zaman sirf sevdikleri yine yani basinda olsun diye insan o eski, guzel cocukluk zamanlarina geri donmek ister.
bayramlardır herhalde şöyle bi düşününce vay be dedim hani.ne güzeldi çocukken kapı kapı dolaşıp şeker topladığımız şeker bayramları şimdi birkaç akraba ziyaretinden hatta onuda geçtim sosyal medyada iyi bayramlar demekten ibaret.de gidi günler de!