savaş ay'ın neredeyse her programına çıkan sabit konuklarından biri olan ve mütemadiyen ahmet hakan'dan ayar yiyen Mustafa Karaduman adlı bir tekstilcinin sahibi olduğu firma.
senelerdir değişmeyen tarzı ile tesettürlü hatunlara kıyafetler üreten marka. kataloglarında gayet güzel ve makyajlı mankenler kullanılır, en ünlü mankenler bu markanın defilelerinde boy gösterir filan. alakalı bir atasözü vardı ama hatırlayamadım şimdi.
(bkz: lahana)
(bkz: perhiz)
(bkz: turşu) *
bu mağazalar zincirinin sahibinin bir oğlu vardır ki.. evlere şenlik.. büyük küçük ayırt etmeden bütün dağları o yaratmıştır.. * kasıntının önde gidenidir.. bir de kızı vardır.. işte o şekerdir.. arkadaşımdır.. amaaa.. eleştirmeden geçemiycem iğrenç kıyafetler üreten bi mağazadır.. ne yaparsa yapsın kıronun önde giden bir mağazadır..
islami usul bikini ve mayo satışları ile dikkatlerden kaçmayan firma. kullandıkları mankenler de olayla o kadar ilgililer ki, çekim setlerindeki oğlanlarla pervane olmayı çok severler. insanda değişik istekler yaratmakta da ustadırlar.
baş örtüsünün olduğu başta gözler, kaşlar, dudak ve burun çok önemlidir. bunu iyi bilirler.
tekbir gibi islami bir kavramı böyle rahatça kullanmaları ve islami burjuvanın oluşmasındaki etkileri göz önünde tutulursa eleştirilmesi gereken kurumdur.
başını örten, dini düşüncesi gereği kapalı giyinmeye özen gösteren hali vakti yerinde, varlıklı kişileri unutmammış giyim markasıdır.
dikkat ediyorumda herkes bu markaya bok atıyor. sizler mavi jeanlevi s kotlarınızı giyip altına adidas, nike, puma ayakkabılarınızı ve dolce gabbana, tommy hilfiger tshirtlerinizi giyerken kimse size "sen ne biçim bir marka giymişin be" diye serzenişte bulunmuyor değil mi ?
ne yani başı kapalı diye marka giyinmek yasak mı ? eleştirirken ilk önce düşünün ondan sonra eleştiri yapın ama sizler türban'ı ve baş örtüsünü öcü gibi gördüğünüz için onu üreten kaliteli bir markayada bok atmasını çok iyi bilirsiniz afferin size be.
korkmayın tekbir giyim laikliği ve cumhuriyeti tehdit etmiyor :)
akp iktidar olmadan önce küçücük bir şirketken, islamcı dalgasının başa geçmesiyle mağaza sayısını ve doğal olarak karını arttıran, şimdilerde memleketin her yerinde mağaza açma rekorunu elinde bulunduran giyim markası.
zamanında çok yakın bir arkadaşım tekbir giyim'in sahibinin oğluyla çıkıyordu. bizi yurtça* tekbir giyim defilesine götürmeyi teklif etmişlerdi. biz de atlamıştık tabi, komikliğine gayet dekolte falan giyinip gitmiştik 7-8 kız. o gün bu gündür bana tekbir giyim sms'leri gelmekte, tekbir giyim içine girmem dikte ettirilmekte.
akp den bayağı bayağı önce mağazalar zinciri olmuş marka. ha sözlük yazarlarımızın nasıl olduysa yeni dikkatini çekmiş. örneğin maltepedeki mağazası, ha ben bildim bileli var. keza üsküdardaki öyle. google ı açarsam kuruluş tarihlerini de bulacağımdır. şimdi 1980 desem bu sefer erbakan kurdurmuştur diyeceksiniz o ayrı. da türkiye de yaşayan bayanların kapanması yeni bir oluşum değil, ama şehirde yaşayıp yükselmeleri dolayısıyla bazılarını çok çok rahatsız etmeleri yaklaşık 25 senelik bir mevzu maalesef.
kapalı bayanlarımız tabii ki sadece çuval giymeliler ki toplumda ve süper burjuvanın gözünde bir yeri olsun değil mi? zaten ha budist ha türbanlı, hepsi tek çeşit giyinmek zorunda, senin benim gibi etek bluz tayyor vs giyip takı takınamaz, makyaj yapamaz. tekbir mağazaları da o yüzden fuzuli bir mağazadır, zira müslümanın cebinde paranın ne işi var? çalışmaz ki onlar, budistler gibi bütün gün hınnnnn ayin yaparlar, çokonat yerler.
ekonomist arkadaşlar da katılacaktır, vardığımız sonuç:
islami tesettürün yanından bile geçmeyen, dar kesim , abuk subuk renklerdeki elbiseleri, kazık fiyatlara satan giyim firmasıdır. tesettürün kadını yolda ilgi çekici olmaktan çıkarması gerekirken, bu firmanın ürünlerinde tesettürlü kadını nasıl daha sokakta cazibe merkezi yapabilir düşüncesi yatmaktadır. islami giyimle uzaktan ve yakında alakası yoktur. sormak istiyorum kırmızı renkten tesettür kıyafeti olur mu ? bunlarda var hem de en çok satan ürünü. sonra, pardesü o kadar dar kesilmiş ki, giyenin tüm vucuduna tam oturuyor, sokakta pantolon giyenden farkı yok. neymiş efendim bu sene bu moda. o zaman ben kapalıyım diye gezme, git saçını başını aç, istediğini giy. gerçekten kapalı giyinenleri de karalama.
sahibi mustafa karaduman az önce kulaklarımla duyduğum üzre "3 karım var ama çocuklarımın sayısı benim mahremimdir söylemek istemiyorum. çocuklarım nüfusuma kayıtlı** ama soyadları benimkinden farklı." diyerek biri resmi nikahlı üç karısı ve neyine kayıtlı olduğunu bile anlayamadığımız çocuklarıyla bu kafadaki bir adamın ne kadar anlaşılmaz,ahlaksız ve tutarsız bir hayatı olduğunun ve beyninin ne kadar az gelişmiş olduğunun göstergesidir.
Tekbir giyimin sahibiymiş bunları diyen, "şey"miş... Üç adet nur topu gibi karısı ve meçhul adet çocuğu varmış. işte şey...
"Türkiye Cumhuriyeti ne şey yapıyor bilemiyorum. Benim gizlim de yok. Benim için yeni bir şey olmadığı için gündemimde de yok.
...
Türkiye Cumhuriyeti'nin şeyi de çocuklarıma 'Babası Mustafa Karaduman, annesi falandır' diye kimlik vermiş. Gerisi benim şeyim değil. Benim inancımda da bunlar yasak şeyler değil.
...
Gerisi beni ilgilendirmiyor. Benim için problem teşkil etmiyor. Eşlerimle ilgili durum için Türkiye Cumhuriyeti şeylerinde resmi muamele kabul etmiyorlar. Çocukları kabul ediyorlar. Benim problemim değil."
ilgilenmediği gerisi, yani karıları da bu "şeyin içinde" sırf mevzuat değil - mirası da feraize göre paylaşılacak herhalde, medeni kanun'a göre şey edilmeyecek. Eşlerini şey etmeyip sadece çocuklarının nesebiyle ilgili şey ettiğine göre şeyi.
Bu şeyin karşılığı Türkiye şeyi şeylerinde ne olarak şey edilir yazmaya gerek yok herhalde, bayarız, şey oluruz. Şey edenler Ceza Kanunu'nun 230. maddesine şey edebilir. Hatta bence 215'e de temizinden şey edilir.
Ve misal, bu adamın inanç özgürlüğü kostümüne bürünmesi, özgürlük talep etmesi mümkün müdür? Yanıt evetse de, hayırsa da, neden?.. *
islamiyat dergisi yazarları ilhami Güler ve Süleyman Bayraktar tarafından dava açılan firmadır. dava gerekçesi "dini sembol ve sözleri kullanarak din istismarı yapmak ve bu sayede haksız kazanç elde etmek". dinimiz keşke bir tek bu konuda sömürülüyor olsa. teey tey.
seksenlerin sonunda yada doksanların başında, erbakan hükümetinin memleketimin anasını ağlattığı dönemlerde mahallemizde tekbir adıyla açılan, erbakan hükümetinden sonra adını tektir olarak değiştiren, en sonunda mahallemizden siktir edasıyla yol alan muhafazakar geçinen anonim şirketi.