tefekkür

entry34 galeri0 video1
    34.
  1. Kitaplar, hakikatin diliyle konuşan sessiz mürşitlerdir. Ancak o dili anlamak, insanın içindeki arayış ve cehd ile mümkündür. Abdülhakim Arvasi Hazretleri, Üstad Necip Fazıl’a nasıl bir diriliş tohumu ektiyse, Bediüzzaman Hazretleri de bu asrın gençliğine o tohumları ekmiştir. Risale-i Nur ve diğer hakikat kitapları, islam’ı fikren ve ruhen yeniden inşa etmemizin anahtarıdır.

    Ancak şunu da bilmek gerek: Hakikati yalnızca kitaplara hapsetmek, o hakikati kısırlaştırır. Kitap, bize aksiyonun ve düşüncenin yollarını açmalıdır. Okuyan, anlamalı; anlayan, harekete geçmelidir. Risale-i Nur da bir medeniyet idealinin ilk adımıdır. Ancak bu adım, islam’ın tüm yönleriyle hayata hâkim olmasıyla tamamlanır.

    kitap okuyan insan, o kitapta yazılanları kendi kalbine ve ameline tatbik etmekle mükelleftir. Eğer okuduğu kitap, onu Allah’tan uzaklaştırıyorsa, o kitap ne kadar doğru yazılmış olursa olsun, okuyanın kalbine fayda vermez.

    insanın hayatında doğru bir kılavuz olması lazımdır. Kur’an ve sünnet, bizim asıl kılavuzumuzdur. Diğer kitaplar, bu ana kılavuzlara hizmet ettiği ölçüde değerlidir. Ve unutmayın ki, bir kitap, ancak hakikate götüren bir insanın ellerinde gerçek anlamını bulur. Her kitap, bir mübarek yolun işaret taşı olmalıdır.

    Kitaplar, sadece bilgi vermek için değil, kalbi terbiye etmek için okunmalıdır. Çünkü bilgi, insanı kibirle doldurabilir; ama kalp, ancak Allah’a yönelirse huzur bulur. Bizim Risale-i Nur’daki gayemiz, kalpleri hakikatle tanıştırmak ve bu milletin yeniden dirilişine vesile olmaktır

    Kitap dediğimiz şey, insanı harekete geçirmelidir. Abdülhakim Arvasi Hazretleri bana, yalnızca doğru düşünmeyi değil, doğru düşüncenin aksiyon haline gelmesi gerektiğini de öğretti. Eğer bir kitap, bizi yerimizden kaldırmıyorsa, o kitap yalnızca bir ağırlıktır.

    Bediüzzaman Hazretleri’nin Risale-i Nur’u, bu milletin aklına ve ruhuna vurulmuş zincirleri kırmanın anahtarıdır. Ama o anahtarı kullanmak, insanın cehdine bağlıdır. Kitapları okumak, bir dava adamı için başlangıçtır; bitiş çizgisi değil!

    Ve son olarak: Kitap, insana yeni bir ufuk açmalı. Hakikati görmek için bir mercek sunmalı. Abdülhakim Arvasi Hazretleri’nin, Üstad Necip Fazıl’a kazandırdığı şuur ve aksiyon bilinci, Risale-i Nur’un iman hakikatleriyle birleştiğinde, bu asrın diriliş hareketine dönüşmüştür.

    Ama şunu unutmamalıyız: Kitaplar, yazıldığı kadar okunmayı ve yaşanmayı bekler. Hakikat kitapları, bir medeniyet inşası için birer tuğladır. O tuğlaları yerleştirmek ve o medeniyeti kurmak, bizim vazifemizdir. Ve bu vazife, yalnızca cehd ve samimiyetle tamamlanır.
    0 ...
  2. 33.
  3. Osmanlıca değil de arapça kökenli olan ve fikir kökünden türeyen bir kelimedir. Düşünce manasına gelir.
    0 ...
  4. 32.
  5. 31.
  6. 30.
  7. 29.
  8. “Bir saat tefekkür bazen bir sene ibadetten daha hayırlıdır.”

    Suyutî, Camiu’s-Sağir, II/127; Aclûnî, I/310
    0 ...
  9. 28.
  10. 27.
  11. 26.
  12. perdenin arkasındakini düşünmektir.
    ör, yağmuru bulutun değil yaratıcının verdiğini düşünmektir ve bilmektir. bulut sadece bir perdedir.
    0 ...
  13. 25.
  14. bu saatler tefekkür için var... dua için, selamet için, huzur için...
    1 ...
  15. 24.
  16. tasavvufun temelidir. düşün, gerçeği gör, aydınlan ve ferah da yaşa masasına gelir.
    0 ...
  17. 23.
  18. halı deseninde allah yazısı aramaktır.
    2 ...
  19. 22.
  20. bir kuru üzüm ağacına bakarken hayret etmektir.
    1 ...
  21. 21.
  22. tefekkür eksikliği, bazen bir papağan kadar olamamaktır.

    2 ...
  23. 20.
  24. Tefekkür , gerçekten edilirse şuur sahibi olmaktır. Yalnız bu şuur sahibi olmak , 'düşünmek' ile olmaz. Tefekkür asırları kapsar , zaman içinde yol alır. Şark'ın dili olur bazen , bazen de kültürün

    Tefekkürle Ali Şir Nevai'yi , Baki'yi , Fuzuli'yi , Katip Çelebiyi ve daha nicelerini anlarsın , onlarla aynı hayalleri kurur onların kafasından geçenleri okursun

    Lakin ' düşünce' ile sadece 20 .asır müelliflerini anlayabilirsin . neticede tefekkür arapça , türkçe ve farsça'nın ortak sesidir, yani şark'ın sesi ; şark'ın kelimeleri .
    0 ...
  25. 19.
  26. fikir kelimesinden türeyen arapça kökenli bir kelimedir. düşünme anlamı taşır.
    1 ...
  27. 18.
  28. dişi kırık bireyin teşekkürüdür.
    4 ...
  29. 17.
  30. 16.
  31. kainatın ve olayların hakikatını anlama çabasıdır.

    Üstlerindeki göğe bakmadılar mı ki onu nasıl bina etmiş, nasıl donatmışız Onda hiçbir çatlak da yoktur! Yeryüzünü de döşedik ve ona sağlam dağlar koyduk Orada iç açan her türden bitkiler yetiştirdik Bütün bunları ALLAH'a yönelen her kulun, basiret gözünü açmak ve (O'na) ibret vermek için (yaptık)
    (Kaf, 5-8)

    sonraki aşama tezekkürdür.
    0 ...
  32. 15.
  33. Herhangi bir mesele hakkında düşünme, zihni yorma, derin düşünme ve işin şuuruna varma. zıddı, fikirsizlik ve düşüncesizlik demektir. sadece insana değil, bütün mahlûkata verilmiş, hayâtî bir kâbiliyettir.
    4 ...
  34. 14.
  35. sürekli 'yüce rabbim sen en büyüksün, sen teksin' diye allahın övülmesidir. kitaba göre "bir saat tefekkür, bin senelik nafile namazdan efdaldir"mış.
    çok iyi bir insan bile kendini övmez ve mütevazı bir şekilde övülmek de istemez, dört dörtlük bir allah neden böyle bir şeyi istesinki?
    (bkz: kendini övdürtme)
    (bkz: pışpışlanma)
    (bkz: artık tanrılar bile mütevazı olamıyor)
    1 ...
  36. 13.
  37. 12.
  38. arapça f k r sülasi kökünden tefe'ül vezninde türetilmiş düşünme, zihin yorma anlamındaki sözcüktür.
    2 ...
  39. 11.
  40. "eleştirel bir düşünüş" olarak anlaşılmaması gereken sözcüktür. onun için:
    (bkz: tefelsüf)
    1 ...
  41. 10.
  42. bin yıllık ibadetten hayırlı olan eylem. oku emriyle birleştirilerek kullanılmalıdır. sonucu marifettir. bu eylemi yapan kişiye mütefekkir denir. (bkz: tasavvuf)
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük