Geri kafalı çiftçidir. Keçisine tecavüz edilmiş ve bunu namus meselesi yapıp bir töre anlayışıyla değerlendiren bağnaz çiftçidir.
Ya kesip gömecekmiş ya da yem olması için 1 yaşındaki yavrucağı hayvan barınağına verecekmiş. Keçi sikildiğine mi yansın, onu iki dakkata yem yapan sahibine mi sövsün şaşmış kalmış.
Doğudaki töre namus cinayetlerinden bahseden batılıların bu duruma ne diyeceğini merak ederdim ama keçiye tecavüz eden kişinin eski bir pkk'lı olması bu merağımın havada kalmasına sebep olacak. Çünkü elitist batılılar keçinin haklarını değil, tecavüzcünün yavşaklığını konuşup, keçinin mağduriyetini ve sahibinin gericiliğini tartışmayacaklar.
Şimdi senaryoyu değiştirelim. Bu hayvan (keçi olan değil) 1 yaşındaki keçiye değil de, o keçinin sahibinin 1 yaşındaki çocuğuna tecavüz etmiş olsaydı, o çiftçi çocuğunu kesip gömecek miydi? ya da "benim ytavru kirlendi bunu ya bir kerhaneye ya da bir hayvan mezarlığına bağışlıyorum" mu demeliydi?
Batı da bile bu tecavüz meseleleri bu kadar yavan tartışılık değerlendirilirken, eğitim sisteminin sağlıklı işleyişinin bu denli tartışıldığı, aşiret, töre, namus gibi kavramların insanların hayatında bu kadar yoğun yaşandığı doğudaki töre, namus cinayetlerini nasıl yorumlamamız gerektiğini ben çözemedim.
Doğudaki töreyle batıdaki töre birbirinden çok mu farklı töreler?
Doğuya laf söylemek için her türlü yavşaklıktan nemalanan batılı elitistlerin gerçek yüzünü gösterecektir bu çiftçi.
Namus belasına kurban giden 1 yaşında zavallı bir keçinin gözyaşları... ağlasa duyar mıyız ki?
ilişkiye girilen hayvanların eti yenmeyeceğinden etini yemek istemiştir. kesip gömme işi de büyük ihtimal yaşadığı köydekilerin espiri anlayışlarını kaldıramadığından olmuştur.
adamı mazur görmek elbet mümkün değil ancak, diğer taraftan bakıldığında 'tecavüze maruz kalan zavallı bir keçi değil de yabancı bir turist kadın olsaydı daha mı iyi olurdu' demekten de alamıyor, insan kendini. mütecavizin bu eylemi, cinsel fantezi olarak gördüğünü söyleyebilmek de mümkün değil üstelik. muhtemeldirki, fiili olarak çoğu insan haklarının dahi rahatlıkla ayaklar altına alınabildiği bir ülkede, bir keçinin yasal hakları olabileceğini düşünememiş ve kimseye zararı olmayan bir cinsel ihtiyaç giderimi olarak görmüştür, bu eylemini.
derinlemesine düşündüğünüzde, kitaplar yazılabilecek bir konudur bu, ülkemizde. bir taraftan dinsel yasaklar, diğer taraftan kız-erkek ilişkilerini kısıtlayan ahlaki ve buna bağlı toplumsal kurallar manzumesi, fakirlik vs. etmenler, normalde olması gereken; kız-erkek ilişkilerini, özellikle kırsal bölgelerde neredeyse imkansız kılmakta, gençler; doğal ihtiyaçlarını ya kendi kendilerini tatmin ederek ya da bahse konu biçimlerde, keçi, koyun, eşek gibi hayvanlarla giderebilmektedirler.
- sanki bunca kısıt yetmezmiş gibi kimi belediye başkanları da çıkıp kerhaneleri kapatmaya yeltenmez mi?
tarihle birlikte var olan fahişelik müessesesini ortadan kaldırıp tahayyul dahi edilemeyecek bir sevap işleyeceklerini düşünen andavallar, eylemleriyle cennet kapılarının kendilerine ardına kadar açılacağını düşünen bu densizler var ya, işte! bence, kendilerini toplumun ahlak zabıtası gibi gören bu cengaverlere tecavüz etmek en doğrusu.
keçinin sahibi olan yaşlı kadına gelince;
durumu zor elbet! zira, bizim insanımızın; alaya alma, laf çakma hevesi hiç tükenmez. heleki dar bir çevrede, fatma nine'nin orospu keçisi ile yaşaması imkansızdır. artık! bakacaktır bir çaresine...
