tck 301

    2.
  1. 'manufacturing consent' adlı noam chomsky kitabına dava açılmasına sebebiyet veren yasa maddesi.

    kitapta çarpık olduğunu iddia edebileceğimiz bilgiler yok mu?
    var.

    peki bu, chomsky gibi bir adamın en önemli eserlerinden biri olan, terminolojiye yeni terimler katmış, ilgili alanlarda başucu eseri olmuş bir kitabı türkçeye kazandıran çevirmenleri, yayıncıları altı yıla kadar hapis cezası istemi ile yargılamayı mı gerektirir?
    demek ki gerktiriyormuş.

    bildiğim kadarı ile bu chomsky'nin dava açılan ikinci eseri, bu gidişle sonuncu da olmayacak.
    ha gayret, birleşik devletler'in bile susturamadığı bu adama ağzının payını biz verecegiz. müttefikimiz ile aramız da düzelir böylece.

    zaten globalleşen dünyada, neden sadece türk entelektüelleri ile ugraşalım ki?
    bir chomsky, bir tarık ali, bir antonio negri, bir naomi klein neden mahkemelerimize konuk olmasın?
    şahsen, yılın gandhi'si kemal kerinçsiz'in habermas'a uçan tekme attığı günü görmek için sabırsızlanıyorum.
    10 ...
  2. 1.
  3. 1_Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen aşağılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

    2_Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini, Devletin yargı organlarını, askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

    3_Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır.

    4_Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.
    --------------------------------------------------------------------

    orhan pamuk hedesinin yargılanmasını ve de beraat etmesini sağlayan madde.
    ab bu maddenin kaldırılmasını istemekte.oysa ki bu ve buna benzer kanunlar fransa başta olmak üzere pek çok ab ülkesinde de bulunmakta.
    11 ...
  4. 27.
  5. 36.
  6. "özgür düşünce" nidaları ile "avrupa birliğine böyle mi gireceğiz yahu" diyen vatandaşların da hayran kaldıkları avrupa'ya bakarak kendi ülkelerini küçümsemelerine sebep olan yasa.

    yasa, öncelerde belirttiğim gibi gereksiz ve gerçekten de alçaltıcı bir yasa. böyle bir yasa olmamalı. lakin avrupa denen şeyi çok da büyütmemek gerekiyor.

    bugün evrensel olarak en üstün olarak nitelendirdiğimiz, her şeyi özgürce yapan/eden/tartışan (bizim öyle olduğuna inandığımız) avrupa'nın, özellikle almanya cenahında toplum içinde nazizm'i iyileyen bir tartışma açtığınızda yahut "yahudi soykırımı gerçek değil. müttefikler uydurdu" derseniz sonunuz mahkemeye bile varabiliyorken, kimse çok da özgür sesli olduklarını iddia edemez herhalde.

    geçenlerde perinçek'in başına gelenleri de gazetelerde görmeyen kalmamıştır. ermeni soykırımı yoktur demek bile birilerinin sizi tutuklamalarına sebep olabilir zürih sokaklarında gezerken.

    avrupa! avrupa!, daha geçenlerde merkel aplanın abdurrahman şirak'a verdiği napolyon şekilli bira kupasıyla gülümsedi. acaba aklından "işte biz, burdayız. avrupa'lı ülkeler olarak ulusları/milletleri ezerek geldiğimiz bu noktada pırıl pırıl parlıyoruz yüzyıla" diye mi geçiriyordu?..

    özgür düşünceyi, özgürlüğü, insanlığı simge olarak kullanan almanya, fransa, belçika, vs. vs. gibi "çekirdek" avrupa birliği ülkelerinin kendi geçmişleriyle yüzleşmeden ve ellerini yıkamadan gülümsemelerini ve samimiyetsizliklerini görmezden gelmemek lazım.

    türkiye darbecileriyle ve ülkesini siyasi çıkarları aldatanlarla yüzleşmeden nasıl demokrasi olamayacaksa, fransa cezayir'i ve ruanda'yı, belçika tüm dünyada dönen silah & mayın pazarındaki payını ve yine ruanda'yı görmezden geldiği müddetçe "insanlık timsali" ve (bizim tabirimizle) "avrupalı" olamayacak.
    3 ...
  7. 52.
  8. herşeyi referanduma götürelim diyen hükümetin halk oylamasına götürmekten çekindiği maddedir.
    2 ...
  9. 18.
  10. shakespeare'in ünlü hamlet oyunundaki bir söz aklıma geldi birden. deli sanılan danimarka prensi hamlet, annesinin ve babalığı olan amcasının dileği üzerine bir ara danimarka'dan ayrılıp ingiltere'ye gider, orada altı yıl kalır ya, işte danimarka'da bu konuyu konuşanlardan biri, "ingiltere'de herkesin deli olduğunu" söyleyiverir. düşünün, shakespeare, ingiliz seyircisine sunduğu bir oyununda, halkına neredeyse hakarette bulunmaktadır. ingiltere'de hiç akıllı adam yokmuş.

    örnekleri çoğaltmak için, diyelim bernard shaw'a değin uzanmak istemiyorum. neden derseniz, onun irlandalı olmasından ötürü, ingilizlere, hakaret etmesine bir engel bulunmadığı ileri sürülebilir. fakat rotterdamerasmus'un, kokuşmuş bilgeliği eleştirmek, yermek için sırtını deliliğe dayadığını söylersem, buna kimsenin bir diyeceği olamaz. dahası, delilik kendi başına, bilgelikten üstün değil midir? kişinin, deliliğe övgü'yü okuyunca deli olmaya bir heves uyanır içinde. erasmus aklın yolunu, doğrudan, överek anlatamaz mıydı?

    "türk'ün aklı sonradan başına gelir" atasözüne karşı ismet inönü'nün "gelse de sonradan gelse" dediğini öğrenince, "vay! türk ulusuna hakaret ha!" diye ayağa mı kalkacağız. bülent ecevit, 70'li yıllarda meclisin ulus seviyesinden on yıl geri olduğunu söyledi diye, ap'liler kızmışlardı; ama aynı kafada olanlar, adnan menderes'in parlamenterlere, "siz isterseniz halifeliği de geri getirebilirsiniz" sözüne karşı hiç ses çıkarmamışlardı. sorarım, bunlardan hangisi hakarettir? ismet inönü'nün sözünü yeniden düşünelim, o söz mü yararlıdır türk ulusu için, yoksa, "türk ulusu, ulusların en akıllısıdır" sözü mü? birilerinin her gün büyüklüğünden söz ettiği türk ulusu, iç-dış çıkmazlarının hiçbirinden kurtulamıyor. ne yapsak? yoo, yarından tezi yok türk ulusuna hakaret etme çığırını açalım demek istemiyorum, çünkü bu ulus bütün tarihi boyunca hakaret görmüştür, hem de kendisini yönetenlerden.

    ne yapacaksınız ki, toplumlar da bireyler gibi çokça şişinirler övgüden, ama gelin görün ki iyi niyet ile yapılan yergilerdir asıl onları etkileyen, uyaran.
    2 ...
  11. 40.
  12. anti 301'in tersi olan yasa maddesi. yilmaz ozdil ustanin asagidaki yazisi tersine 301'i cok iyi aciklamis. bunun tam tersi de gercek 301'dir.

    Tersine 301...

    Hadise komediye dönüştü.

    Koca koca gazeteciler diyor ki...
    "Orhan Pamuk'u hiç okumadım. Ama gurur duyuyorum."
    Bazıları da diyor ki...
    "Okumak için büyük çaba harcadım. Zorladım kendimi... Bir defa, iki defa, üç defa... Olmuyor. Okunmuyor. Ama sevinçten kıçım tavana vurdu... Gurur duyuyorum."

    Ben hayatımda böyle matrak bir olay görmedim.

    Biz diyoruz ki...
    "Okuduk, gurur duymuyoruz."
    Adam diyor ki...
    "Cahilsiniz siz... Ben okumadım ama, bak gurur duyuyorum."

    Okuyup, beğenmeyen...
    Cahil.
    Okumayıp, beğenen...
    Entelektüel.

    Tersine 301'dir bu.
    Tersine 301.

    Millete saldırmak...
    Serbest.
    Millete saldıranı beğenmemek...
    Yasak.

    Mecbursun beğenmeye.

    Hatta şunu diyen bile var...
    "Okumaya çalıştım. Bitiremedim. Çünkü ne dediğini anlamadım. Ama bu ödül, Türkçe'ye verilmiştir. Onun için gurur duyuyorum."

    Kardeşim...
    Türkçe'ye verildiyse bu ödül...
    Sen Türkçe okuyan, Türkçe yazan, Türkçe konuşan bir gazetecisin...
    Hiç merak etmedin mi?
    Türkçe yazılmış bir romanı neden anlamıyorsun?

    Bakın dikkat edin...
    içinde "Türk" geçen herşeyden nefret edenler, bugün aniden "Türk"e sarıldı.
    "Ne mutlu Türk'üm diyene"yi savunanlara, yıllardır, "faşist, geri kafalı, ilkel, dar görüşlü, vizyonsuz" diyenler, bugün çıkmışlar, "Türk"lük dersi vermeye kalkıyorlar.

    Hak etmedikleri halde, gazete köşelerini ele geçirerek aldıkları "aydın" sıfatıyla, "baskı" kurmaya çalışıyorlar.

    Açık söyleyeyim...
    Orhan Pamuk'un fikirlerini dilediği gibi dile getirmesini sonuna kadar savunurum.
    insanlar konuşa konuşa...
    Türk, Kürt, Ermeni, Laz, Çerkez, Rum, Yahudi... Her Türk vatandaşının ne kadar hakkı varsa, Orhan Pamuk'un da o kadar hakkı var fikirlerini özgürce söylemeye...
    Cezayla olmaz.
    Asla.
    Çünkü bizi fikir yıkmaz.
    Asıl fikirsizlik yıkar.
    Hatta "aykırı fikir" olmazsa "tek tip fikir" daha zararlı bile olabilir.

    Ama mecbur muyum beğenmeye?
    Zorla gurur duyulur mu yahu?

    Tersine 301'dir bu.
    Tersine 301.
    2 ...
  13. 51.
  14. bu maddenin kaldırılması demenin, ülkenin bilinçli bir şekilde ve kasten akp-rte hükümeti eliyle iç karışıklığa hatta en kötüsü iç savaşa yol açacak nifak tohumlarını yeşertecek adım olacağı şüphesizdir. tabiki bedava kömürü yakan, bedava bulguru kaynatan akp oy takımının, bu acısı 5-10 yıldan (belki daha yakın) çıkacak haince girişimleri anlamaya vakti yok ne yazıkki seda sayan ablalarını seyretmekten... bu tür bir kanunsuzluk pek tabi anarşiyi getirecektir. bunu bilmek için kahin olmaya gerek yok..
    ayrıca maddenin kaldırılmasını savunanlara bu bakınız gelsin...
    (bkz: ya sev ya terk et)
    4 ...
  15. 4.
  16. Fatih Altaylı'ya göre "bir bok olamayacağını anlayan edebiyatçı bozmalarının Dünya çapında tanınmak, adından söz ettirmek için kullandığı bir maddedir" diye bugün kü yazısında bahsettiği maddedir.

    Nasıl mı? diyorsanız buyrun aşağıya geçelim :

    "Benden edebiyatçı falan olmaz; bu yazdıklarım da beş para etmez ama ben yine de yazıp şansımı deneyeyim" diyorsanız...
    Yazdığınız fikirlerle ortamı sallayamamaktan dert yanıyorsanız...
    Hatta hiçbir fikriniz olmadan ortalıkta fikir adamı gibi gezmekten zevk alacaksanız...
    Kolayı var.
    Türkiye'de bir kitap yazın. Kitabınızın konusu hiç önemli değil.
    içinde bir fikir olup olmaması da mühim değil.
    Edebi bir değer taşıyıp taşımaması da tartışmaya değer değil.
    Bu kitabın bir yerinde kitabın konusuyla alakası olsun olmasın, Türkiye'ye sövün. Türkleri karalayın. "Barbar" deyin, "katil" deyin. Hatta ileri gidin, "tipsizler" deyin, "iktidarsızlar" deyin, "hepsi adidir" deyin. Cumhuriyet'i işgalcilikle suçlayın, Atatürk'e "diktatör" deyin. Hatta hakaretler edin.
    Ermenileri kestiğimizi detayıyla anlatın, Türkiye'nin bölünmesini savunun, Rumlara mezalim yapıldığını hatırlatın, hatta Türklerin fırsat bulsa kendileri dışındaki herkesi öldüreceğini de belirtmeyi ihmal etmeyin.
    Sonra kitabınıza kaldığınız yerden devam edin.
    Emin olun siz artık "Uluslararası çapta bir edebiyatçı ve hatta aydınsınız."
    Herkes sizi yazacak, herkes sizi konuşacak, herkes sizi savunacaktır.
    Avrupalılar bile sizin değerinizi anlayacak, edebiyatınızı ve fikirlerinizi övecektir.
    Çünkü Türkiye'de bir ceza kanunu var.
    Ve o kanunun 301. maddesi var. "

    Haklı mı? *

    (bkz: bazen yaziyor herif)
    (bkz: Orhan Pamuk)
    4 ...
  17. 53.
  18. Kelime oyunlarıyla 301.madde de değişiklik yapmaya çalışıyorlar. Yok Adalet Bakanlığı yetkili olacak yok Cumhurbaşkanı Yetkili olacak diyorlar ve masum göstermeye çalışıyorlar. 3 yıla kadar olan ceza niye 2 yıla iniyor. işte Türklüğe ve Cumhuriyete hakaretin cezası burada kalkıyor. Bu madde deki esas konu bu. Niye 3 yıldan 2 yıla. Çünkü 2 yıla kadar olan cezalar erteleniyor. Uyuma Asil Türk Halkı kendine küfür ettirme. Bu değişikliğe karşı dur!Demokrasi içindir bu degisiklik ,degistirin diyorlar?!Peki Fransa'da neden Ermeni soykirimini inkar eden kisilere ceza almalari için yasa çikarmak için ugrasiyorlar? Türklüge küfür etmek serbest olacak da ondan!.Sen Ermeni soykirimini reddet ceza al.Resmen AB dayatmasi.Uyan Türk milleti!!!
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük