bugün

tayyip erdoğan mutlaka istifa etmelidir. kendini yüce divan a şikayet edip yargılanmasını talep etmelidir. bu lekeyle yaşayamayıp intihar etmelidir hatta. *
rte: hele otur bir soluklan yiğenim
yiğen: soluklan derken?
rte: anladın işte...
yiğen: haaaaaaa
rte: yaaaaa
deniz baykal ın öğrendiğinde mutluluktan muhtemelen bayram edecek olduğu hadise.
"her koyun kendi bacağından asılır" sözü sanırım ünlü 1ilerinin yakını olunca havada kalıyor. üstelik bu koyun ülkenin başbakanının yakını, 1 de utanmadan esrarkeş 1 koyun.
normal bir vatandaşın esrar ile yakalanmasından zerre farkı olmayan hadise.

tabi ki bu olay başbakanın yeğeni tarafından gerçekleştirildiğinden epey gündem yaratacaktır. chp'sine, mhp'sine prim yaptıracaktır.

fakat esrar denen bu güzel, uyuşturucu maddesinin hala bilimsel mana da zararları keşfedilememişken sadece uyuşturucu etkisi var diye yasaklanması eski hükümetlerin işidir. asla akpartimizin işi değildir.

ikinci bir nokta ise tayyip başbakanımızın hiçbir bahaneye yeltenmeyip gereğini yapın demesi, ne ergenekonu, ne mhp'yi suçlaması takdire şayan.

seni seviyoruz başkan,
seni seviyoruz akların partisi,
seni seviyoruz abdullah gül,
seni seviyoruz islam hayali ile yaşayan türkiye!

hadi hayırlı işler...

http://www.adanzyehaber.c...r-tutuklamasi/12/02/2010/

edit: bazı arkadaşlar bu başlık açıldı demiş. allah aşkına ülkede binlerce tayyip var el-insaf! başlık açma nitelikleriniz yoksa açmayın.
başbakanın yeğeni çakalsa başbakan ne yapsın. unuttum da bir katil millet vekili sürüsü vardı mecliste bir zamanlar onlara ne oldu.
başbakandan icazet alınan olay. hayır gereğini yapın demiş, pardon da gereğinin yapılmasına sen mi karar veriyorsun, yasa var lan bu memlekette tabi ki gereği yapılacak. ha tabi varsa başka planlarınız orasını bilemem.
yeğenin işi bilmediğini gösteren durumdur. bi gemicik alıp onunla nakliyatı yapsa hiç yakalanmzdı bak..

gazete haberine göre bir de erdoğan'a sormuşlar "naapalım" diye, o da gereği yapılsın demiş, bak bak.. ulan adam salıverin dese- diyebilse- salacaklar demek ki, ülkeye bak.
taraf gazetesinin açıkladığına göre yeğen kompleye kurban gitmiştir. uyuşturucuyu ergenekoncu subayların koyduğu ortaya çıkmış.. açıklamaların ayrıntıları az sonraymış..
--spoiler--
Yeğeninin gözaltına alındığı bilgisi iletilince Başbakan Erdoğan;Yasalar ne emrediyorsa, gereken neyse o yapılsın; dedi
--spoiler--

başka birinin elinde olsa hiç duyurmadan yeğeninin adını bu işten çekip temizlerdi de sevgili başbakanımız akrabasını kayırmadan direk yasalara havale etmiştir iyi de yapmıştır. verilen oyları hak ettiğini göstermiştir.
link de aşağıda
http://www.internethaber....news_detail.php?id=232846
tayyip erdoğan'ın suç işleyen kendi akrabası olsa bile affetmediğinin göstergesidir. başkalarının yeğenlerini de gördük. hatta yeğeni olmayanları dahi kayırdıklarını gördük. dayılarından, amcalarından güç alarak bankaların için boşaltıp her türlü yolsuzluğu yaptıktan sonra yurt dışına güvenle gönderenler unutulmadı.

insanlar suç işler. siyasiler suç işleyenleri savunuyorsa, kayırıyorsa o zaman suç ortağı olur. suç işleyenle akraba olmak bir insanı suçlu yapmaz ama eğer koruyorsa suç ortağı yapar. şimdi gereği yapılsın diyen erdoğan'mı yoksa bir darbe hazırlayanların avukatı olanları mı suç ortağı göreceğiz iyi ayırmak lazım. cahillerden beklemiyoruz tabi böyle tepkiler. onlara göre sevmedikleri adamın akrabası suç işlemiş ve bunu kıyasıya eleştirecek kadar beyinsiz olmak suç değil ama bize göre ahlaksızlık.

başbakan savcıyım dediğinde kızanlar şimdi kendilerini savcı ilan etmişler...
suçu esrar kaçırmak olan değil, yakalanmak olan şahıstır habere konu olan.
muhafazakar bir ailenin bireyi olduğunu varsayarsak çokta problem teşkil etmeyen durum ya alkolle yakalansaydı daha fena olmazmıydı neden mi?

(bkz: ottur günahı yoktur)
*
bakıyorsun, ordu içinde bir asker yasadışı işe bulaşmış hemen başlıyor yalakalar, ordu komple tu kaka..

yine bakıyorsun, yılmaz erdoğan'ın yiğeni pkk'lı imiş.. hemen başlıyor yalakalar, yılmaz tu kaka..

örnekler çoğaltılır.. şimdi bakıyorsun aynı yalakalara "yiğeni yapmışsa tayyip'in suçu ne?" diyor..

bence de suçu yok tayyip'in.. ammmaaaa önceki iki örnekteki kişi ve kurumlarına suç yok değil mi bu mantıkla.. şayet onlar gerçekten tu kaka ise tayyip'te tukaka.. düz mantık bu.. herkeste olmaz.
kesinlikle dış güçlerin ve ergenekonun şantajıdır.

ulan namazında niyazında bir insanın ailesi nasıl yapar böyle birşey aklınız alıyor mu? bu adamlar düzgün insanlar olmasa bu yalan yanlış işe bile gereği yapılsın demez ört bas edin der.

bana bakın ak parti karşıtları, hangi hükümet döneminde komşularımızla, islam ülkeleriyle, avrupa ülkeleriyle, amerika ile ilişkilerimiz bu kadar iyi oldu, ne zaman ekonomimiz bu kadar iyi oldu?
gereğinin yapılmasına başbakan tarafında icazet verilen olay. ne demek bu sen mi karar veriyosun gereğinin yapılmasına. yani izin vermesen kimse bir şey yapamaz mıydı ne diyosun?
haberi okurken başbakan'ın "gereken yapılsın" talimatı insanın kafasında yeni soru işretlerine yol açıyor. ya ne olacağıdı yarrağaaam? "başbakanım sizin yeğen de çıktı aralarında ne yapalım?" diye soran birileri var demek ki! başbakan "gereken yapılsın" demeseydi ne olacaktı, bu herif serbest mi bırakılacaktı? çok siktir boktan bir dava.
(bkz: ben sarabiliyorum sizde sarın)*
ergenekoncu karanlık odakların komplesi olduğu belli olaydır. başlasın hemen kazılar, gözaltılar, bak nasıl gerçeği ortaya çıkarır cengaver savcılarımız..
iktidarı devirmek isteyen deniz baykal ve devlet bahçeli'nin komplosudur.

ayrıca kevin costner da olayın komplo olduğunu açıklamıştır.
amcasına çekmiş.ne de olsa din toplumların afyonudur.
muhtemelen cevap olarak türkiye cumhuriyeti bir hukuk devletidir gereken yapılsın denilip, insanlara '' vayyy be başbakana bak yeğenini tanımıyor adam kötülük yapanların düşmanı.ee kömürde veriyorlar. helal olsun size oyum size.'' repliğini engaje etmektir.
türkiye'deki rezilliği su üstüne çıkaran olaydır ancak rezillik başbakan'ın yeğeninin uyuşturucu kaçakçısı olması değildir. başbakan'ın yeğeni de olsa bir adam şerefsiz ise böyle bir şeye karışmış olabilir. bu durum başbakan'ı germek zorunda değildir.

bu olayda göze çarpan tuhaflık emniyet biriminden bir yalamanın başbakan'ı arayarak "ne yapalım" diye sormasıdır. bir diğer tuhaflık ise başbakan'ın "gereğini yapın" demiş olmasıdır. çünkü bir işin gereğini sırf bir adam söyledi diye yapmak demek yarın öbür gün aynı adam serbest kalsın dediğinde de serbest bırakmak demektir.

-efendim yeğeninizi 50 kilo esrarla yakaladık ne yapalım.
-salın gitsin afacanı.
-emredersiniz efendim.
-şaka yaptım ulan salak herif.
-tamam efendim. ne yapalım peki?
-gereğini yapın.
-gereğini derken efendim.
-herkese ne yapıyorsanız onu işte.
-esas patronun ismini söyleyene kadar işkence yapalım yani?
-olurmu evladım demokratik bir ülkeyiz biz. işkence yok. bırakın hukuk işlesin biraz, aklı başına gelince çıkarırız.

not: aha buraya yazıyorum, o kansız bir sonraki seçimlerde millet vekili olup çıkar hapisten.
işin ilginç yanı bu haber bütün medyada "başbakan yeğenini affetmedi" şeklinde verilmiştir. ne yani affetmesi mi gerekiyordu? polisler neden başbakana sordular peki "ne yapalım efendim" diye? ne yapmaları gerektiği yasada belli değil mi?

öyle şeyler yaşıyoruz ki yapılması gerekenler hatta yapılmaması gerekenler* bile marifetmiş gibi gözümüze sokuluyor ve bizde bir güzel yiyoruz. toplum olarak kafası dumanlıyız nitekim.
başbakan gereği yapılsın dediği için artık onu bağlamayan bir durumdur.ha birde yeğenini kayırsaydı kimbilir nacizane neler döktürüdünüz.