daha kendi yakın çevresiden haberdar olmayan bir başbakanın portresidir. yahu peki ülkeden nasıl haberdar olacak? iç-dış siyasetten, ekonomiden nasıl haberdar olacak? bu soruları soran beri gelsin.
başbakanın gereğini yapın demesiyle, gurur duyan akepe taraftarı zihniyetleri hatırlattı bana.
adam zaten yakalanmış, başbakan salın gitsin mi desin yahu.
bu durumda bile rtp ile gurur duymak şaşırtıcı.
bazı çevrelerin "chp' de de var" gibi sığ bir mantıkla, aklınca meşru zemine çekebileceğini düşündüğü olay. banane chp' den veya başkasından. beni şu an chp yönetmiyor. somut gerçekliğe yaklaşımınız bile hala cephe siyaseti mantığında.
bu aynı "milyarlarca sinek bok yiyor biz de yesek sorun olmaz" kafasıdır. bundan zerre öte değildir. yani bu olayın dahi chp-akp çatışması haline getirilmesi, ideolojilerin gerçeği nasıl da karakterize ettiğinin göstergesidir. hala neyi savunuyorsunuz? bırak "o da yapmış" mantığını. yolsuzluklarda da aynı mantığı yürüttünüz, şimdi götünüzde don kalmadı. başka ülkede olsa anında o başbakanın istifasıyla sonuçlanacak bir olayı, neyle müdafa etme derdindesiniz anlamış değilim. aynı şey baykal döneminde olsa, aynı şeyleri yazardım ve böyle olmalıdır zaten. aşın artık bazı şeyleri.
2 kişinin bildiği sır değilken 12 kişiyle 50 kilo için hapse girip triplerden triplere sürüklenecek saf arkadaşımızdır bu
(bkz: bu çocuk kime çekti bilmiyorum)
başbakanın yeğeninin 50 kilo esrarla yakalanması hadisesi üzerinden başbakana afkurmak ancak aptalların yapabileceği bir harekettir. öyle eğil midir sizce de?
adam o mevzuudan sonra çıktı "uyuşturucu satan babam da olsa adalete hsap verecektir" gibi baba bir söylem kullandı, bunun üzerine zaten yüzü olanlar sustu pustu, yüzü olmayanlar hala konuşuyor. yazık la size. üzülüyorum. adamı ne şekilde küçük düşürürüm diye olmayacak hesaplara karışıyorsunuz.
--spoiler--
başbakan a bak, oğlu bağdat caddesinde bir kadının ölmesine arabasıyla çarparak sebep olur, yeğeni 50 kilo gibi büyük miktarda esrarla yakalanır, çıkar tv´lerde insanları tehditvari konuşmalar yapar...
hepsi birden skandal bunların. tabii, kendisiyle bir ilintisi bulunmaz, olsa bilse o ilintisi silinir, gider. neyse ama, türkiye böyle istemiştir, bu adamın peşinde gitmektedir, bu adam nereye giderse oraya gitmektedir, başına geleceklerden kendisi sorumludur. başbakanını çok beğenmekte ve peşinden "sevgili başbakanım, sevgili başbakanım" diye koşuşturmaktadır.
e bu durumda...gelsin anasını satiyim abd nin istediği şeyler türkiye´nin başına, bana mı dert? sonunda o cahil türk halkı ne yaptığını iş işten geçtikten sonra anlayacaktır. ne kadar mandaval olduğunu, bu topraklar üzerinde yaşamış en lavuk türk halkı olduğunu falan anlar... n´apalım yani, her insanın olduğu gibi her toplumun ülkenin de bir kaderi var, demek ki türkiye´nin kaderi böyleymiş.
neymiş, tayyib in dünya görüşüyle ilgili zerre bi ilgisi olmazmış...yerim seni ben... bu dünyanın "muz cumhuriyeti" olmayan hiçbir devletinde devletin başındaki adamın ilk çevresindeki hiçbir kimsenin hiç bir yamuğu olmaz. olamaz. başbakan ın karısı mesela tutup orospuluk yaparken yakalanamaz...ya da oğlu bağdat caddesinde türk sanat müzikçisi kadını ezemez, sonra bu olayların izleri bizzat belediye tarafından temizlenemez...bak almanya´da böyle şeyler olunca adam bileklerini kesip küvette intihar eder, ertesi gün temizlikçi kadın bulur herifin cesedini... o kadar da maymun değiliz biz, muz la aramız o kadar da iyi olmamalıdır.
--spoiler--
22 yıldır uyuşturucu kullandığını, ancak hiçbir zaman bunun ticaretini yapmadığını söyleyerek, hakkındaki iddiaları reddetti. mahkeme heyeti sanıklardan esra i̇şcal ın tutukluluk halinin devamına karar verirken diğer sanıklar serkan emre, mehmet erdoğan, bayram kaplan, selim selvi ve aysen tutkun un tahliyelerine karar verdi.
--spoiler--
Başbakanın yeğenidir ne yapsa yeridir biz yakalansak çocukların düşmanı ilan edilir yıllarca hapis yatarız ama adamsın adam senin yeğenin bu herkesin eşit olduğu ülkede babalar gibi kafası güzel yaşar .