2)Derslerinde çok güler, o güldükçe siz gülersiniz, siz güldükçe o güler, vs..
3)Derslerinde çok güler ama sınavlarında o güler siz gülmezsiniz, siz gülmezsiniz o güler...
4)Sınavları testtir ve aşırı-çoktan seçmelidir. Bir sınavında A'dan M'ye kadar şık gördüğümüz
olmuştur. Her bir şık da en az 5 satırdır ve karıncaların okuyabileceği büyüklüktedir.
5)Ara ara ingilizce ders anlatır. ilk yarıda zar zor anladığınız Türkçe dersten sonra ingilizce çok daha anlaşılmaz gelecektir.
6)Sınavlarında "Keşke iki şık arasında kalabilseydim" dediğiniz, en az 3-4 şık arasında kaldığınız hoca.
7)Kitapları ortalama 600 sayfadan oluşur.
8)Kitabın tamamını okumaya ve aklınızda tutmaya çalışmayın. Zaten yapamazsınız, sonunda bildiğinizi de unutuverirsiniz. Üstten üstten okuyun. Kendini tekrarlayan bir yer gördünüz mü, hemen sayfa değiştirin.
9)Staj yapmayanı geçirmem diyen, ama geçiren hocamız.
10)Tayyar Arı'dan bir kere kalırsanız, diğer derslerinden ve diğer senelerde de mutlaka kalırsınız.
11)Ferhat Hoca ,Tayyar hoca'nın çekilir tarafıdır. Ferhat Hoca derse girince sınıfta bayram havası eser.
12)Tayyar Arı ,derslerinde çalan cep telefonunu yanıtlar;kapattıktan sonra da gülerek ''Arkadaşlar bugün Skyturk'te yayınım var''deyip dersi kısa kesebilir. Çok yayına katıldığı için, bu olayın her gün gerçekleşme ihtimali vardır.
13)Bunların yanında tanınırlığı en yüksek Uludağ Üniversitesi hocalarındandır. Başka üniversitedekiler de dahil olmak üzere hemen hemen herkes onu tanır, fikirlerine ve bilgisine saygı sonsuzdur.
derse yarım saat geç girer, 200 öğrenci bekler, kendisi tek bir açıklama yapmadan derse başlar. ders anlatmada pek başarılı değildir. derslerinden geçmek istiyorsanız kitaplarını almak şarttır; zira umut'taki notlar pek bir dandiktir. en son aldığım, daha doğrusu tek hoca olduğundan dolayı almak zorunda kaldığım dersinde, kitabını almadığım için kaldım. açıklayayım: bu hocamızın x dersi var diyelim. x dersiyle ilgili kitabını aldım. ama ne olduysa, vizeye son 1 ders kala, dersle alakasız bir konu eklendi sınava. eklenen konunun da ayrı bir kitabı vardı hocamıza ait. bu konuyla ilgili not umut'ta olmadığı ve derslerde hocanın dediği hiçbir şeyi anlayamadığım için, o konuya çalışamadım ve bu konu, sınavın neredeyse yarısını içerdiği için kaldım. şimdi "suçu başkasına atma" demeyin. ticari kaygılarla yapılan sınavların bir parçası olmayı kim ister? hem nerede sizin "fırsat eşitliği"niz?!
asistanı ferhat pirinççi'yle aralarındaki ilişkiyi bi görseniz, sanırsınız biri büyük bir şirketin ceo'su, diğeri onun yardımcısı. havanız kime? o kadar tanınmış bir profesörsünüz, sözünüz geçiyor, kitaplarınız var ama uludağ'dasınız? n'olduk?
edit: duyduğuma göre burada yazılan bir entry'ye çok alınıp ortadoğu dersinde vermiş veriştirmiş. kendi üstüme alınıyorum.
sanırım ülkemizdeki üniversite hocalarının en büyük problemi "ego". hiçbiri eleştirilmeyi kabul etmez. ola ki eleştirdiniz, söyleyecekleri ilk şey "kimsin sen, seni bulacam ooolum" olur. hatalı yönlerini düzeltmeye çalışmazlar. kendi bildikleri yol en doğrusudur.
hocamız da, komik bir blöf'le, 4-5 done bulduğunu, bana ulaşmasının az meselesi olduğunu söylüyor. ancak bunun hiçbir şeyi çözmeyeceğinin de farkında olması gerekir.
bir de kendisiyle çelişmiş. "o kadar kaliteliysen uludağ'da ne arıyorsun, istanbul'da okusaydın" deyip, ardından "bana birçok üniversiteden teklif geldi, ben uludağ'ı seviyorum" gibi bir cümle sarfedebilmiş.
son olarak, çok sevdiğim bir cümle ile veda ediyorum;
"If Almost The Entire Class Fails The Test, You Don't Know How To Teach"
10 soruluk test sınavından nasıl oluyorsa 57 aldığım hocadır. derslerde gözünüze pek bir sevimli gelir fakat vize ve final döneminde hayata isyan etmenize neden olur. şiddetle kaçınılması gereken sevimli insan.
bölümden mezun biri olarak dersinden 2 kere kaldığım canım(!) hocam. soruları kazık ötesidir, her lafının sonunda tamam mıııııı demese olmaz. iyi çevirmendir ama sadece çevirsin konuşmasın.
öğrencilerinden staj yapanların stajlarını değerlendirmeye alacağını söyleyen,yurt dışına çıkması sebebiyle bu konuyu atlayan, döndüğünde eklenmemesinin sebebi sorulunca şaşıran ve 'e artık KUSURA BAKMAYIN' deyip sınıftaki herkese 'pardon' filmini tekrardan yaşatan hoca...
Derste durduk yere gülüşüne ilk önce anlam veremeyip sonra sizin de katıla katıla güldüğünüz uludağ üniversitesinin sevgili profesörü.Tayyar hoca gülünce bütün sınıfta güller açıyor gibi bir durum söz konusudur.Ancak tatlı ve kahkahalı derslerin ardından gelen sınavlarda,gülücükler yerini bol tere bırakmaktadır!Sınav sistemini henüz çözemediğimiz hocamız bu çözülememezliği ile gurur duymaktadır.Sınavda önünüze gelen 11-12 test sorusunda acaba hangisi kaç puan diye düşünmeyi bırakıp sınava konstantre olunuz.Olunuz dediğime bakmayın,hepsi birbirine benzeyen 6-7 şık karşısında konsantre olmak ne mümkün!!Üstelik,hepsi ve hiçbiri şıklarıyla yorumlarınız allak bullak olurken,çabanız nafile..
uludag universitesi uluslararasi iliskiler'de okuyan ya da okumuş olan tüm arkadaşlarımın her seferinde anlata anlata bitiremediği uluslararası ilişkiler profesörü. Kendisini daha önce tanımıyordum; ama anlatılanlar sonucu dizinde büyümüş gibi oldum.*
öğrencilerinin kendisini her zaman ve her ortamda anlata anlata bitirememesinin iki ana nedeni olabilir:
* ya bu tayyar arı hoca, profesör üstü bir düzeyde, über bir insan,
* ya da bu arkadaşların ömürlerinde gördükleri tek prof, tayyar arı hoca.
bu nedenleri karıştırıp, az sayıda profesörün arasından sıyrılmış nitelikli bir hoca profili çıkarabiliriz ortaya.
her ne kadar arkadaşlar her ayrıntıyı fırsat buldukça anlatmaya çalışsa da, kendisiyle mutlaka tanışmayı isterim...
tamam mı diyerek dersi koparan,bilgili ama bunun dısa anlatamayan,alanında TC'nin en iyilerinden olan ve 2 tane 10 numara asistana sahip ki ferhat hoca gibisi olmaz dediğim,neredeyse tüm derslerini aldığım,inançlı ve iyi hocam...Barış iki savaş arası dönemdir'i öğreten,tüm kitaplarını sonuna dek okuduğum ve kafamın fazlaca plüralist bir hal aldığı kitaplarından aynı zamanda büyük haz duyduğum first class bir hoca...
Belki de okuttuğu en zor ders olan ''uluslararası Sistemde Ortadoğu''dan, staj yapmaksızın BB ile geçtiğim uludağ üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümü hocası ve hocamdır. ***
-uluslararası ilişkiler teorileri kitabının benzersizliği.
-türkiye de ilk amerikan lobiciliğini yerinde ve doğru tespitleri ile araştıran ve kitaplaştıran ilk akedemisyen.
-Mükemmel bir akedemisyen
-iyi bir çevirmen
Öğrenci gözünden kötü olan yanları :
-fazlasıyla gülmesi özellikle kötü meselelerde de
örn: "sınavddan sıfır almışsın yavrum nasıl başardın hihi"
-herkes tarafından sevilen asistanına * öğrencilerinin önünde saygısız davranması.
-çok zor sınav yapması ***
Not: silen arkadaş birde hakaret nerde? yasal yönden neresi bizi zorda bırakıyor bir söylerse mutlu olurum.
son derece mutevazı olan uludağ üniversitesi öğretim üyesidir. iyi hocadır. dersleri anlaşılırdır. kitaplarının dili de yalındır. öğrenci için kitap yazar akademisyenler için değil. bu yüzdende derslerinden kalan olmaz. kitapları zevkle defalarca okunur.
1960 erdemli doğumludur. ortaokul ve lise yıllarında sefalet içinde büyümüş, azmederek odtü idari bilimler fakültesi uluslararası ilişkiler bölümünü kazanmıştır.
uluslararası ilişkiler ve dış politika kitabı okunabilir ve acık bir dile sahip olan profesör. kendisinin benim okulum ve bölümümden mezun oldugunu okuyunca acaba bende bir ari olabilirmiyim diye düşünmedim degil.
2006-2007 akademik yılının bahar yarıyılında kendisinin okuttuğu ''Uluslararası ilişkiler teorileri ll '' dersinden AA ile geçmemden mütevellidir ki hayretler içinde kalmama sebebiyet veren öğretim görevlisidir. Ulan başbakan filan da olabilir miyim acaba bu ülkeye ben? *
okuldan çıkış almaya gidildiğinde koridorda karşılaşılan ; "mezun mu oldunuz? " sorusuna "size rağmen evet" cevabı yerine, saygı da kusur olmasın diye sadece "evet" denilen hocadır.
sanırım bir hoca olarak görülebilecek en güleryüzlü insanlardan birisidir.ancak nedense sınav kağıdına baktığınızda o tebessümler aklınıza hiç gelmez.ben henüz kendisinin hiçbir sınavında eminim bu sorunun cevabından diyemedim sanırım diyemeyeceğim..çünkü hep iki şık arasında kalma ihtimaliniz gayet yüksektir.sınav sisteminde yaptığı değişikliği beğenmemiş ve doğru yanlış kısmını kaldırmış olmasıyla birlikte beni hayalkırıklığına uğratıp,ben bu dersi daha kaç kez alacağım sorusunu kendime yöneltmeme sebebiyet vermiş hocamızdır.
Tayyar Arı'nın en önemli özelliği derslerini en az iki kere almadan geçememektir. Yaz okulunda, tek ders sınavlarında nedense oldukça kalabalık olur mevcut. Fakat bu sene insafa gelip ortadoğu dersini 3 veya daha fazla almış olanların sınav kağıdına bunu not düşmelerini isteyerek bizleri şaşırtmış çoğumuzuda geçirmiştir. Sanırım bizim ondan bıktığımız kadar o da bizden bıkmıştır. Bir de her girdiği derste cep telefonu çalar, hiç sessize aldığını görmedim şuana kadar. Üstelik sınıftan çıkıp telefonu yanıtlar. Bol bol güler, arada olay tv de programa çıkar. Sevimli görünüp çok can yakmaktadır.
2. sınıf uluslarası ilişkiler teorileri dersi vizesinde not ortalaması çok yüksek olunca "nasıl böyle yüksek aldı lan bunlar?" deyip sınav sistemini değiştirmiş hocadır.
evet artık 7 şıklı, 7 şıkkın hiç birini eleyemediğiniz sorular sormayacak. önermeler verecek ve sizden sadece doğru ya da yanlış seçeneklerinden birini seçmenizi isteyecek. "ee o zaman notlar daha yüksek olur ne gereği var sistemi değiştirmenin?" düşüncelerinin kafanızı meşgul ettiğini hissediyorum. hemen sevinmeyin 3 yanlış bir doğruyu götürecek.*verilen önerme sayısı da yüksek olacak bir 30 önerme bekliyorum ben.
ayrıca ders anlatışı, üslubu sevilmese de sınıfa girerken ki surat ifadesi yeten hocadır. bir konferansında a.b.d'ye düz giderken önündeki su bardağını yere düşürmüş, sonrasında suçu a.b.d'ye atıp "hep bu a.b.d yüzünden oluyo bunlar.eheheh" demiştir.
